Birileri bu halka birşeyleri dayatacak, halkta koyun gibi boyun eğip kabul edecek, hesap sormayacak, sesini çıkarmayacak.
Halk iradesini seçerken ne kadar özgür iradesiyle seçiyor acaba?
Eskiden milletvekili adayı olması için seçmeni bol, bölgede ve özellikle aday gösterileceği ilde güvenilir, sevilen ve sayılan kişiler seçilirdi.
Şimdi kriterler değişti.
Bir süre siyasi partiler çeşitli yöntemler uyguladı.
Ön seçim, temayül yoklaması ve anketler düzenlenerek adaylar belirlenmeye başlandı.
Şimdi ona da gerek kalmadı.
Parti yöneticileri kimi isterse aday yapıyor ve seçmenlerden kuzu kuzu oy vermeleri isteniyor.
Hep şunu söyledik durduk; ya arkadaş Batman’dan aday göstereceğiniz kişiler Batmanlı olsun diye.
Seçmen bunu ister.
Oy vereceği kişiyi tanımak ister.
Kentin sokaklarında büyüyen birini daha çok kabullenir ve isteyerek oy verir.
Nedense hep ısrarla dışarıdan ithal adaylar getirilir ve seçmenlere dayatılır.
Eğer siyasi partiler Batman’dan seçecekleri 4 vekil için kentte yerli aday bulamıyorlarsa neden seçime girerler.
Hiç kimsenin tanımadığı birini getireceksen ve aday yapacaksın.
Bu halka ve o seçmeni hakaret değil de nedir.
Batman siyaseti bu kadar mı aciz durumda ki birileri dışarıdan aday getirip listelere yerleştiriyor.
Buna neden kimse itiraz etmiyor?
Daha önceki seçimlerde de sürekli yaşandı bu durum.
Parti yöneticileri, “Birbirimizden farkımız yok. Biz sistem partisi değiliz, bizim koltukta makamda veya vekillikte gözümüz yok” diyor. Yahu o zaman hasbelkader bir Batmanlı da başka bir ilde aday yapılsın ve vekil seçilsin.
Bu aslında tüm partiler için geçerli.
Bu güne kadar, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dışında başka illerden milletvekili seçilen kimse var mı?
Örneğin Ak Parti’de yönetimde olan etkin Batmanlı isimler vardı. Neden bir tanesi bile başka bir ilden aday gösterilmedi.
Peki, böyle bir talep gittiğinde o ildeki seçmenin tepkisi ne olur acaba?
Dışarıdan ithal bir aday getireceksin ve seçmen sesini çıkarmayacak.
Ondan sonra da halk iradesini seçti meclise gönderdi diyeceksin.
Bir halka bu kadar hakaret edilemez.
HDP, 1 Kasım seçimlerinde listelerde değişikliğe gitti.
7 Haziran seçimlerinde Birinci sırada aday gösterilen ve vekil seçilen Ali Atalan, yapılan değişikli 4. Sıraya geriledi.
Listeye vekil seçilebilecek yerden yeni bir isim eklendi.
4 Haziran listesinde değişiklikle ikinci sıraya ise yine 7 Haziran’da da aday adayı olan Raci Bilici aday gösterildi.
Bundan sonrası ise şaka gibi.
HDP’nin 18 Eylül’de YSK’ya verdiği milletvekili aday listesinde Raci Bilici ikinci sırada yer aldı.
Ancak ortada affedilemez bir hata vardı.
Zira asıl mesleği öğretmenlik olan Raci Bilici, görevinden istifa etmemiş ve bu nedenle adaylığı düşmüştü.
Geçtiğimiz hafta aldığım bir duyum üzerine bu durumu biraz sorguladım.
Ancak ne hikmetse, milletvekilleri dahil hiç kimse bu durumu çözemedi.
Sonuç; tam bir fiyasko.
Yani Raci Bilici’nin durumunu sorgulamayı akıl edecek bir insan çıkmadı mı?
Aday gösterilirken bu durumlar neden kontrol edilmiyor.
Burada aslında sorgulanması gereken ciddiyetsizliktir.
HDP yönetimi ise apar topar Raci Bilici’nin yerine 7 Haziran seçimlerinde Sinop’tan birinci sıra adayı olan Zeki Çelik’i aday gösterdi.
7 Haziran7da onca aday adayı vardı, 1 Kasım seçimleri için de aday adayları başvuru yaptı ancak herhalde aday olabilecek bir isim bulunamadı ki dışarıdan ithal aday gösterildi.
Yanlış anlaşılmasın, burada Zeki Çelik’e karşı olduğum algılanmasın.
Kendisini tanımam ve bilmem.
Belki çok iyi bir insan olabilir. Ancak benim karşı çıktığım, Batanlı aday adaylarına yapılan büyük haksızlık ve saygısızlıktır.
Bu değişiklikleri parti içinden veya aday adayları içinden hiç tasvip etmeyenler olduğunu biliyorum. Ama konumları gereği seslerini yükseltmiyorlar.
Ama bilinen bir gerçek var ki, yapılan bu haksızlık ve hakaret karşısında birileri hesap vermeli.