Avrupa’da Kürt lobisinin yetersiz oluşu, ülkede yaşanan katliamların Batı dünyasında yankı bulmamasına neden oluyor.
Belki bu yüzdendir Roboski’de bir katliam olduğunu pek çok Avrupalı bilmiyor.
Cizre’de, Sur’da ve diğer yerlerde nelerin yaşandığının farkında değil Avrupalılar. Birkaç gün önce bir Kürt sinema yönetmeni bunu nazik bir dille dile getirdi. Bu yönetmen aldığı ödülü ise Avrupalıların ikiyüzlü olduğunu belirterek geri çevirdi.
Bu yönetmen Bülent Gündüz.
Bülent Gündüz, aslen Erzurum-Karayazı’lı.
Sütçü İmam Üniversitesi Makine bölümünden mezun. Radyo 16 da haber muhabirliğiyle medya camiasına adım attı. Daha sonra Türker İnanoğlu’nun (TÜRVAK) okulunda sinema ve gazetecilik dersleri aldı. Birçok televizyon kanalında dönüşümlü stajdan sonra yaklaşık iki yıl Kanal 6’da haber muhabirliği yaptı. 2001 yılında Paris’e yerleşti. Fransızcayı öğrendi. 2007 yılında ‘Generallerin Mikrofonlu Erleri ve Kürtler’ adlı bir medya eleştirisi kitabı yayınlandı. Paris Sınır Tanımayan Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Evdalê Zeynıkê, Bülent Gündüz’ün senarist ve yönetmen olarak ilk Uzun metrajlı filmidir.
İşte Bülent Gündüz bu uzun metrajlı ‘Evdalê Zeynikê’ adlı belgesel ile 2011 yılında Batman Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Yılmaz Güney Film Festivali kapsamında en iyi belgesel film ödülünü aldı.
Bülent Gündüz birçok alanda ödüller kazandı.
En son ödülünü ise İngiltere’nin başkenti Londra’da 27 Şubat akşamı gerçekleşen Londra Uluslararası Dünya Sinemacıları Film Festivali’nde aldı. Gündüz’ün, ‘Yabancı Dilde En İyi Yabancı Film’ dalında ‘Kurdistan Kurdistan’ adlı filmi, 15 film arasında birinciliğe seçildi.
Filmin yönetmeni Bülent Gündüz, ‘Avrupa’nın, Kürtler konusunda ikiyüzlü bir politika izlediği’ gerekçesiyle ödülü almadı.
Sahneye çıkan Gündüz, alkış alan şu konuşmayı yaptı; “Öncelikle, bu değerli ödülü bize layık gördüğü için Londra Uluslararası Dünya Sinemacıları Film Festivali Komitesi’ne teşekkür ederim. Burada, siz değerli sanatçılarla bu anı paylaşmak benim için onur verici.
Ben, sayısı 40 milyonu bulan ve aynı zamanda devleti olmayan bir halka, yani Kürt halkına mensup bir sinemacıyım. Kürtler, bugün insanlığın ortak düşmanı olan barbar IŞİD çetelerine karşı savaşan ve aynı zamanda insanlığın onurunu ayakta tutan tek halktır.
Bu onurlu mücadeleye rağmen Kürtler, dünyadan hiçbir zaman gerekli desteği göremediler ve yaşadıkları her coğrafyada katliamlara maruz kaldılar.
Bir insan olarak ve bir Kürt olarak, yasadığımız katliamlara dikkat çekmek, dünyanın; özellikle Avrupa (İngiltere, Fransa ve Almanya) ülkelerinin Kürt sorununa karşı sergilediği ikiyüzlü tavra dikkat çekmek için bize verilen bu ödülü reddetmek durumundayım. Festival jürisine tekrar teşekkürlerimi sunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
Belki salondaki insanlar bu konuşmadan bir şeyler çıkarır ve belki biryerlerde konuşurlar. Bu sayede Kürtlerin varlığı ve neler yaşadıkları belki birilerinin dikkatini çeker.
Kürt Lobisinin olmamasından şikayet ediyor yönetmen Bülent Gündüz. Haksız da sayılmaz doğrusu. Bugün katliamlardan geçirilen Kürtler, insanlık düşmanı DAİŞ ile savaşan tek güç ama Avrupalılar bunu bilmiyor.
Tören sonrasında bu hareketinin gerekçelerini anlattı Gündüz; “Bugüne kadar uluslararası platformlarda aldığımız ödülleri, göç yollarında kaybettiğimiz çocuklara ve katliama maruz kalan şehitlerimize adadım. Beş ödülü de her seferinde trajik bir olaya adadık. Bu trajediye sessiz kalanlara karşı böyle bir protestonun daha anlamlı olacağını düşündüm.”
Türkiye’nin aksine, diğer ülkelerde sanatçıların yöneticiler üzerindeki etkisinin küçümsenmeyecek kadar önemli olduğunu söyleyen Bülent Gündüz, şunları dile getirdi; “Bu tavrımızın devletlerin politikalarını etkilemeyeceği açıktır ama salonda birçok ülkeden yönetmenler vardı. Bu anlamda biz sanatçılar insani olarak bu duruma dikkat çekerek, bir lobi oluşturabiliriz. Tavrımızı gayet nazik bir dille ifade ettik. Orada bize destek sunan sanatçıların kendi ülkelerinde soruna dikkat çekmesi bir kazanımdır.”
Kürtler’in bugün en çok ihtiyaç duyduğu şeyin lobi olduğunu belirten Gündüz, “Bunun başında da sanat lobisi gelir. Umarım bu hareketimizin de bir etkisi olur. Halktan da çok olumlu tepkiler aldık. ‘Yerinde ve onurlu bir duruş’ yorumlarını aldık” ifadelerini kullandı.
Kürtler’in son yılların en büyük katliamlarından geçmesine rağmen, özgürlüğe de bir o kadar yaklaştığının altınız çizen Gündüz, şöyle devam etti; “Tüm parçalardaki siyasi güçlerin birliği sözkonusu olmadığı müddetçe yerimizde saymaya devam edeceğimizden korkuyorum. Ekonomik ve siyasi komplekslerimizi bir tarafa bırakıp, ulusal bir ittifak kurabilirsek, kaderimizi tayin edebiliriz.”
Bugün belki Kürtlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey birlik ve beraberliktir. Aksi taktirde korkarım bir halk bu gidişle yok olacaktır.
Seydayè Cegerxwîn’in çok anlamlı bir sözü var.
Eger hûn nebin yek, (Eğer birlik olmazsanız)
Hûnè herin yek bi yek. (Bir bir gidersiniz)
Sanırım başka söze gerek yok.