34 kişinin katledildiği Roboski olayı hala tazeliğini koruyor.
28 Aralık 2011 yılındaki bu olayın failleri daha ortaya çıkmadı veya çıkarılmadı.
Şimdi sanki yeni ölümlerin provası yapılıyor.
Önce köy içinden geçen askerlerin rastgele ateş açmasıyla katırlar vuruldu, ardından Türkiye Cumhuriyetinin bir Milletvekili askerler tarafından alenen darp edildi. Hem de basın mensuplarının gözleri önünde ve silah doğrultularak.
Roboski’de kirli bir senaryonun hazırlıkları yapılıyor gibi.
2011 yılında yaşanan katliamın ardından buradaki halk baskı altına salınarak göçe zorlandı. Şimdi ise silah ve neredeyse sistematik baskınlarla sindirilmeye çalışılıyor.
Önceki gün orada yaşananlar malum havuz medyası ve hükümetin baskısı altındaki süslü basın tarafından ne yazık ki görülmedi.
Geçtiğimiz günlerde köylülere saldıran, katırları öldüren askerler, önceki gün artan baskıları ve yayla yasağını protesto etmek için Şirit Yaylasına yürümek isteyen köylülere saldırmış, askerin açtığı ateş sonucu 28 Aralık 2011’deki katliamda kardeşini kaybeden 23 yaşındaki İsa Encü’yü karnından vurmuştu.
Askerin hem sınır bölgesine yaptığı yığınakla sınır ticaretine izin vermediği hem de tarım ve hayvancılık yapılan yaylaya çıkışa izin vermediği köyde, baskılara karşı yürüyen halka yönelik müdahalede askerler gaz bombası ve silah kullandı. Saldırıda HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü ve yanında bulunan gazeteciler de askerlerce tartaklandı.
Yaşadıklarını anlatan HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, “Bugün bir grup gazeteciyle olay yerini gözlemlemeye giderken, geri dönüşte asker tarafından yolumuz kesildi. Herhangi bir uyarı yapmadan aracımıza gaz bombası attılar” dedi. Bu sırada 25 metre mesafede bulunan askerlerin de uzun namlulu silahlarla kendilerine doğru ateş açtıklarını söyleyen Encü, “Mermiler üzerimizden geçti. Ben kendimi tanıtmak için araçtan indim ve askerlere doğru giderek kendimi tanıttım. ‘Ben Şırnak milletvekiliyim’ dedim. Bu sırada askerler silahlarını kaldırıp namluları bana doğrulttu. Tabanca çektiler. Kendimi tanıtmama rağmen bu uygulama devam etti. Ben ‘niye böyle saldırıyorsunuz. Ben bu halkın vekiliyim, ne yapmak istiyorsunuz’ diye sorunca, tamamı rütbeli olan askerlerden biri, muhtemelen o manganın komutanıydı, ‘Sen bizim vekilimiz değilsin, hainlerin, eşkıyaların vekilisin’ dedi” şeklinde konuştu.
Askerin bu tutumu üzerine kendisinin “Bunu söyleyemezsin. Ben halkın iradesiyle seçildim” dediğini belirten Encü, aynı askerin bu kez de ‘devlet, halktan daha büyüktür’ dediğini aktardı. “Bunun üzerine ben ‘nasıl devlet halktan büyük olur. Siz buradaki insanların can güvenliği için buradasınız ama ateş açıyorsunuz’ deyince, ‘Bize işimizi öğretme’ dedi. Tam bu sırada aralarına alıp tartakladılar, hakaret ettiler. Bunu yaparken de bir asker silah doğrultarak, kafamın üstünden ateşledi, tetiğe bastı” dedi. Bu tartışmanın ve saldırının 20 dakika boyunca devam ettiğini belirten Encü, daha sonra askerlerin kendilerini bıraktığını ve oradan uzaklaştıklarını söyledi.
Burada ne yapılmak istendiğini kimse anlayamadı. Orada tartaklanan, silahla tehdit edilen başka bir partinin Milletvekili olmuş solsaydı, yer yerinden oynar kıyametler kopardı.
İşin garip tarafı bu yaşananların ardından hiçbir partiden ses seda çıkmadı. Sonuçta orada saldırıya uğrayan bir Milletvekili. Belki Şırnak Milletvekili olabilir ama fiiliyatta Türkiye Cumhuriyetinin bir Milletvekili.
Yapılmak istenenlere yönelik Milletvekili Encü’nün iddiaları var; “Açıkçası devlet bu saldırılarla, bu ablukayla bize, ‘bu güne kadar sürdürdüğünüz mücadeleyi bitirin. Burayı boşaltın, köyü terk edin’ mesajı veriyor” dedi. 34 yakınları katledildiğinden bu yana adalet için direndiklerini belirten Encü, “Bizim direnişimizi, Roboskî’yi sürekli gündemde tutmamızı hazmedemiyorlar. Çünkü işin sonunun nereye varacağını, katliamın hesabı sorulursa işin ucunun kime dokunacağını iyi biliyorlar. Daha fazla baskı kurarak, bu davadan, bu direnişten vazgeçirmeye çalışıyorlar.
Devlet Roboskî’de çözüm sürecini bitirmek istiyor. Ateşkesi bozmaya yönelik bir tutum içinde. Burada asker ve gerilla birbirlerine çok yakın bir konumda. En ufak bir çatışma durumunda onlarca insan hayatını kaybedebilir. Biz burada sadece yaylamız için direnmiyoruz. Biz asker ya da gerilla bir kişi daha can vermesin diye siper oluyoruz. Askerlerin orada hiçbir işi yok. Oraya provokatif bir biçimde görevlendirilmişler. Bu çok açık. Devletin, hükümetin aklını başına alması lazım. Biz burada kan dökülmesin, yeni cenazeler gelmesin diye direniyoruz ve saldırıya uğruyoruz. Sadece Roboskî için değil Türkiye için, barış için kendini siper ediyor Roboskîliler. İlk çatışmalar başladığında biz oraya gidip siper ettik kendimizi” dedi.
Tehlikeli oyun oynanıyor ve ne yapılmak istendiği de belli. Hükümetin bu yapılanları görmemesi ise işine geliyor sanırım. Halkın sağduyusu yapılmak istenenlere izin vermeyecektir.