Bu söz iddiaya göre bir binbaşıya ait. Hem de önceki gün Dağlıca’da şehit olan askerlerin cenazelerini almaya giden Binbaşıya.
Orada ne olup bittiğini anlamak zor.
Büyük iki patlama ve resmi açıklamalara göre şehit olan 16 asker. Resmi açıklama diyorum çünkü o bölgedeki köylülerin iddiasına göre şehit sayısı çok daha fazla.
Patlamanın ardından tam 24 saat geçtikten sonra resmi açıklama ile şehit olan asker sayısı açıklandı.
Herkesin merak ettiği husus, neden 24 saat geçmesine rağmen resmi açıklamanın yapılmamasıydı. Bunun nedeni ise çok sonra anlaşıldı. Askerler, patlamanın olduğu bölgeye girememiş meğerse.
Saldırının ardından 24 saati aşkın süre sonra kameralar karşısına geçen Başbakan Ahmet Davutoğlu, bölgedeki operasyonların 2 Eylül’de başladığını belirtti. Davutoğlu, “Dün (önceki gün) itibariyle operasyonlarda, mayın tarama çalışması esnasında güvenlik birimlerimiz önce uzun namlulu silahla, arkasından mayınlı saldırılara muhatap olmuştur. Güvenlik birimlerimiz sabahleyin özel komando birlikleriyle takviye edilerek, bu derin vadide bulunan karayolu üzerindeki alanı kontrol altına almış ve şehit düşen kahraman askerlerimize ulaşmış ve tahliye etmiştir” diye konuştu.
Ancak DİHA'ın ulaştığı görüntülerde şehit cenazelerin çatışma bölgesine giren sivil heyet tarafından alındığı görülüyor.
Çatışmada yaşamını yitiren askerlerin cenazeleri, aralarında HDP, DBP ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu ilçe ve çevre köylerden giden kalabalık kitle tarafından alındı. Bölgeye gitmek isteyen heyetin yolu Sinava (Kamışlı) köyündeki Kamışlı Karakolu tarafından tanklarla kapatıldı. Ancak yapılan görüşmelerin ardından halkın geçişine izin verildi.
Bölgeye giden yolda çatışmaya yakın yerlerde elektrik direklerinin yere düştüğü, yolun kimi noktasında çatlaklar ve ormanlık alanda da yanmış ağaçların olması dikkat çekti. Şagûlord'ta da çatışmalardan kaynaklı olarak etrafta onlarca mermi kovanı, havan topu, zırhlı araç parçaları da görüldü. İlk mayının patladığı yolda dev bir çukur oluşurken, kirpi aracın da şarampole devrilmesi patlamanın şiddetini gözler önüne seriyor. Aracın içinde 3 cenaze bulunurken, altında ve çevresinde de 5 cenaze fark ediliyor. Etraftaki askeri mühimmatın içinden geçerek zırhlı aracın yanına giden vatandaşlar, cenazeleri bir bir taşıyarak sivil araçlara yükledi.
İlk patlamanın yaşandığı noktaya yaklaşık 100 metre mesafede dev bir çukur oluştuğu, buraya yaklaşık 100 metre uzaklıkta da darbelenen ikinci kirpi ve yanı başındaki dev çukur görüldü. Bu aracın içindeki 8 asker cenazesi de halk tarafından dikkatlice çıkarıldı. Halkın alana girmesinin verdiği güvenle hem Yeşiltaş hem de Kamışlı karakollarından onlarca araçlık zırhlı araç, tank, dev personel taşıyıcılar ve kepçe alana girdi.
Askerler çatışma mevkisine girdikten sonra ise HPG'lilerden uyarı ateşi açıldı, bu sırada askerler panik halinde yere ve yol kenarlarına yattı. Ancak sivillerin araya girmesiyle çatışma yaşanmadı.
Çatışma bölgesindeki halk askerlere yardım ederek cenazeleri askeri araçlara yükledikten sonra olay yerinden ayrılarak Sinava köyünde açıklama yaptı. Heyet adına açıklama yapan HDP Hakkari eski Milletvekili Esat Canan, “Kendi canımız pahasına çatışmalı bölgeye girdik. Daha önceden zaten hem vali hem de kaymakamla görüştük. Çatışmada şehit düşen askerlerin cenazelerini alarak askerlere teslim ettik. Çok üzücü bir olay yaşanmış. Bu alan sivillere kapatılan bir alan, ancak yerleşim alanıdır. Belki de yasak olmasaydı, çatışma yaşanmazdı. Üzerimize düşen insani bir görevi yaptık. Bu ülkenin evlatları gençleri ölmesin diye herkesin gayret etmesi gerekiyor. Bir seçim uğruna bu insanlar ölüyorsa, bu insanlar gözden çıkarılıyorsa, alın tüm vekillikleri verin onlara. Ama artık bu gençler ölmesin” dedi.
Bölgeye giden halk asker cenazelerini birer birer büyük bir özenle araçlara taşıyor. Kimi anneler ağıt yakıyor.
Vatandaşlar omuzlayarak taşıdıkları asker cenazelerinin üstünü ise teşhir edilmesin diye yanlarında getirdikleri örtüler ve ağaç dalları ile kapatıyor.
Kimi askerler oradakilerle beraber gözyaşı döküyor. Asker cenazelerini gören bir binbaşının iddia edilen sözleri ise anlamlı. İddiaya göre şunları söylüyor Binbaşı; “Lanet olsun bu savaş sevdalılarına. İnsanlık ve Müslümanlık adına bize yardım edin. Ne olur bu şehitlerimiz için bize yardım edin.”
Bu insani bir haykırış.
“İnsanlık adına, Müslümanlık adına” diyor.
Peki, insanlık adına, Müslümanlık adına bu savaşı bitirecek kimse yok mu?
Bu askerlere, bu polislere yazık değil mi?
Şimdi herkesin, “Savaş sevdalılarına lanet olsun” deme zamanı.