Diyarbakır son zamanlarda oldukça karışık. Olayların ve çatışmaların eksik olmadığı kentte yaşanan bir olay ise “Bu kadar da olmaz” dedirten cinsten.
13 Ekim'de Diyarbakır'da Güler Şevki Özbek Anadolu Lisesi'nde okuyan son sınıf öğrencisi M.A.(17) isimli öğrenci okuldan eve gittiği sırada, Bağlar Şeyh Şamil Mahallesi'nde olaylara katıldığı gerekçesiyle polisler tarafından gözaltına alınarak Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. M.A., eyleme katıldığına dair hiçbir foto, görüntü ve delil olmamasına rağmen polislerin, ‘Yakalandığı sırada aşırı terli ve ellerinin kirli olduğu’ yönündeki beyanlarıyla hazırladığı tutanakla savcılığa çıkarıldı. Savcılık polislerin beyanları doğrultusunda M.A'yı ‘Örgüt adına eylem ve faaliyette bulunmak’ gerekçesiyle mahkemeye sevk ederken, M.A., 3'ncü Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanarak Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.
Okuyunca inanamadım.
Eldeki verelere baksanıza; aşırı terli ve elleri kirli.
Polisin tutanağında da aynen şunlar yazılı; “Bir grubun 13 Ekim'de Barış Caddesi üzerinde yolu lastik, taş materyallerle kapatıp, lastikleri ateşe verdiği görülmüştür. Şahıslar araçlarımızı gördüğü sırada Şeyh Şamil Mahallesi 555'nci sokak üzerinden kaçmaya başlamış. Grup göz teması kaybedilmeden kovalanmaya başlanmış. Grup Cengizler Caddesi'ne çıkmış oradan 524'ncü sokak istikametine kaçmaya devam etmiş, grup içerisinden M.A. isimli şahıs Şeyh Şamil Mahallesi 512'nci sokak içerisinde tarafımızca yakalanmış şahsın aşırı terli olduğu ve ellerinin kirli olduğu görülmüştür.”
Tutuklanan çocuk, Diyarbakır’da bir futbol kulübünde lisanslı futbolcu. O gün eyleme katılmadığını belirtiyor ve ekliyor; “Ellerim terliydi, çünkü top oynadım.”
Buradan daha doğal ne olabilir ki.
Şimdilerde sakın ola ki Diyarbakır’da siz ve çocuklarımız sokakta dolaşmasın.
Eğer siz veya çocuğunuz, bir kaynakçıda, sıhhi tesisatçıda, inşaatlarda veya pazarda çalışıyorsanız, elleriniz kirli ve çok çalıştığınızdan dolayı terliyseniz, sakın ola polisle karşılaşmayın. Sizde elleriniz kirli ve terli olduğunuz için tutuklanabilirsiniz.
Demokrasi ve hukuk…
Şu anda Türkiye’yi yönetenlerin sık sık kullandığı iki kelime.
Hele hele Başbakan Davutoğlu ‘Hukuk’ kelimesini diline dolamış ve ha bire tekrar ediyor.
Bu iki kelime yan yana geldiği bir ülkede gerçekten var ve adaletli kullanılıyorsa bundan güzel bir şey olamaz.
Ancak az önce anlattığım olayın hangi demokraside veya hangi hukuk sisteminde yeri var.
Bir çocuk, gösterilere katıldığı yönünde elde sağlam deliller yoksa nasıl böyle kolayca tutuklanır, hayatı karartılır.
Karara isyan ediyor baba Sedat Acar, oğlunun 1903 Diyarbakır Kartal Spor'da top oynadığını ve sırf elleri kirli olduğu gerekçesiyle bir çocuğu tutuklamanın kabul edilemez olduğunu ifade etti. Oğlunun polislerin verdiği ifadelerden dolayı tutuklandığını dile getiren Acer, “Adalet bulunacak dediğimiz yerler durulamayacak yerler haline gelmiş. Oğlum da hukukun olmadığı yerde tutuklandı. Bunu kabul etmemiz mümkün değil” diyerek yaşanan hukuksuzluğa isyan etti.
İsyan etmesin de ne yapsın?
Şimdi benzer bir hukuksuzluk ise Batman’da yaşanıyor.
Batman Belediye Eşbaşkanları ve 17 Meclis üyesi içişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırıldı.
3 Temmuz 2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 47. Maddesi aynen şöyle; “Görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri, kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir. Görevden uzaklaştırma kararı iki ayda bir gözden geçirilir. Devamında kamu yararı bulunmayan görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır. Görevden uzaklaştırılanlar hakkında; kovuşturma açılmaması, kamu davasının düşmesi veya beraat kararı verilmesi, davanın genel af ile ortadan kaldırılması veya görevden düşürülmeyi gerektirmeyen bir suçla mahkûm olunması durumunda görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır. Görevden uzaklaştırılan belediye başkanına, görevden uzak kaldığı sürece aylık ödeneğinin üçte ikisi ödenir ve bu süre içinde diğer sosyal hak ve yardımlardan yararlanmaya devam eder.”
Belediye eşbaşkanları ve belediye meclis üyelerinin görevden uzaklaştırılmaları, görevleriyle alakalı bir durum değil.
Bir usulsüzlük, yolsuzluk veya bir görevi kötüye kullanma durumu yok. Peki neden görevden alınıyorlar. Bakanlık tarafından alınan bu kararın siyasi bir karar olduğu gün gibi aşikar.
İki meclis üyesi de o gün ‘Özerklik’ açıklamasına katılmadıklarını iddia ediyorlar. Yani katılmadıkları bir eylemden dolayı görevden uzaklaştırıldıklarını iddia ediyorlar.
Eğer böyle ise bu karar tam bir skandaldır ve siyasi bir karar olduğunun kanıtıdır.