‘Bu şehrin kaderi değil’ denecek o kadar çok şey var ki.
Yazmaya kalksam sayfalar dolmaz.
1990’lı yıllarda çok büyük acılar yaşadı bu kent.
Kardeşin kardeşi vurduğu, bazen sokaklarının kan gölüne döndüğü o acı dolu günleri gördü bu şehir.
Hani dili olsa da konuşsa bu kentin caddeleri sokakları…
Kim bilir neler neler anlatacak.
Kötü kaderin başlangıcı 1920’li yıllarda yaşandı.
Batman o zamanlar Batman çayı kenarında kurulmuş Elmedina adında küçük şirin bir köy idi.
O yollarda yaşanan bir sel felaketinde taşan Batman çayı, Elmedina’yı yuttu ve haritadan sildi.
Ardından İluh tepesinde birkaç ailenin biraraya gelmesiyle yeni bir yerleşim yeri kuruldu. Zamanla burası gelişti ve bugünkü Batman oluştu.
Batman’ın olumlu yönde kaderi ise bundan tam 72 yıl önce değişmeye başladı.
Türkiye’de ilk petrolün bulunmasıyla ihtiyacı doğan rafineri kurulmuş ve insanlar burada istihdam edilmeye başlanmıştı.
Türkiye’nin en büyük sanayisinin temelleri burada atılıyor, rafineri ile birlikte 10 haneli bir köy olan Batman’ın da kaderi değişiyordu.
Şimdi o zaman ile bu zamanı karşılaştırıyorum;
Dün Türkiye’nin en büyük sanayisinin temellerinin atıldığı Batman,
Bugün Türkiye’nin en fazla işsizinin bulunduğu bir şehir haline döndü.
Ne yazık ki Petrolün başkenti olan bir şehir, şimdi işsizliğin de başkenti konumunda.
Son TÜİK verileri, Türkiye’nin en genç nüfusuna sahip 10 il arasındaki Batman’ın işsizlikte zirvede olduğunu gösteriyor.
İşte bu kaderi anlamak çok zor.
Bir Petrol şehri olan Batman’da Türkiye Petrollerinin getirildiği durum ortada.
Yanlış politikalar nedeniyle küçüldükçe küçülen TP’ Batman Bölge Müdürlüğünde 9-10 Binlerdeki işçi sayısı ne yazık ki günümüzde 900-Bin işçiye kadar geriledi.
Batman aynı zamanda bir tarım şehri de.
Ancak bu alanda da kederi değişmiş değil.
O kadar büyük alanda bereketli topraklarımız var ki, bunu değerlendiremiyoruz ne yazık ki.
Taş eksen yeşerecek topraklara sahibiz, ama şu an ekilebilen bir elin parmaklarını geçmeyecek bir tarım çeşitliliğimiz var.
Bu konu geçtiğimiz günlerde Gazetemizi ziyaret eden Vali Hulusi Şahin’in de gündemindeydi.
Vali Şahin, kente atandığı günden bu yana kurumları tanımaya, yaptığı çalışmaları, projeleri öğrenmeye çalışıyor.
Bu kentin tarımına yön verecek vizyonu geniş bir kadro yok ne yazık ki.
Batman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bu dönemde sınıfta kaldı.
Bunu Sayın Vali Hulusi Şahin de sohbet esnasında dile getirdi ve çok ilginçtir, Batman İl Tarım ve Orman Müdürünün valiliğe girişini yasakladığını belirtiyordu.
Bir ilin valisi, pasifliği ve beceriksizliği ile bir kurum müdürüne adeta, “Git gözüm görmesin” diyor.
Batman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yönetimi iyi düşünmeli ve bir an önce bu derin uykudan uyanmalıdır.
Bu kadar büyük bir ekilebilir alana sahip bir kentin tarım alanında bu kadar pasif olması, kabul edilemez.
Tarım ile ilgili yeni projeler hazırlamak, bir ilin valisinin işi değil.
Bir kentteki kurumlar kendi alanlarında sürekli projeler üretmeli, vizyonunu genişletmelidir.
Mesaisinde bu kenti düşünmeyen, bu şehrin geleceğine hizmet etmeyen her memur, her işçi bu kente ihanet ediyordur.
Bu kentin kaderiyle oynamak kimsenin haddi değildir. Sayın Vali Hulusi Şahin ise hakkını vermeyen ve boş yere o koltukları işgal eden kurum müdürlerini bir dakika bile o makamda tutmamalıdır.