15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan temizlik harekatında 40 bini öğretmen olmak üzere 80 bin memur meslekten ihraç edildi.
Bunun için belli bazı kriterler gözönüne alınarak bu ayıklanmanın yapıldığı belirtildi.
Neydi bu kriterler;
* 17/25 Aralık'tan sonra Bank Asya ve Paralel Yapı'nın diğer şirketlerine parasal katkı sağlamak.
* FETÖ'nün sendikaları ve derneklerinde yönetici veya üye olmak.
* By Locak ve benzeri özel şifreli yazışma programını kullanmak.
* Kimse Yok Mu Derneği'ne bağışta bulunmak.
* Emniyet ve MİT ve MASAK raporlarının olması.
* Kapsamlı sosyal medya taraması.
* Örgütün sivil toplum kuruluşları adı altında sohbet ve toplantılarına katılmak.
* Doğal akış dışında kısa sürede terfi etmiş veya özel görevlere getirilmiş olmak.
* Örgüte ''himmet'' adı altında para aktarmak.
* Güvenilir ihbarlar, ifade ve itiraflar bulunması.
* Takip ettikleri sitelerin incelemesinden elde edilen edilen sonuçlar.
* FETÖ üyesi şirketlerin normal olmayan işlemlerini yapmak, koruyup kollamak.
* Yargıda ve emniyette örgüt lehine hareket ettiği tespit edilen kişiler arasında yer almak.
* Paralel Yapı'nın ev ve yurtlarında kalanların sonraki yıllarda gösterdiği davranışlar.
* İşyerinde diğer çalışanlardan, tanıyan kişilerden elde edilen bilgiler.
* Örgütün gazete, dergi aboneliği ve çocuğunu okullarına göndermeyi 17/25 Aralık'tan sonra sürdürmek.
OHAL ve bu kapsamdaki Kanun Hükmünde Kararnameler FETÖ’nün devlet kurumlarından temizlenmesi maksadıyla yapıldı. Zaten buna kimsenin itirazı yok. Sadece bu temizlikte azami itina gösterilmesi isteniyor. Yani haksız yere kimsenin zarar görmemesin gerektiği uyarıları yapılıyor.
Ancak son olarak ‘PKK ile bağlantısı olduğu’ gerekçe gösterilerek meslekten atılan 11 Bin 285 eğitimcinin sırf muhalif olduğu gerekçesiyle atıldığı belirtiliyor ve muhalefetten sert tepkiler geliyor.
Batman’da görev yapan bir eğitimci, örgüt ile bir bağının kesinlikle olmamasına rağmen birçok eğitimcinin büyük ihtimalle bu listede yer alacağını belirtiyor ve ekliyor; “FETÖ yandaşları temizlenirken belli kriterler uygulanıyordu. Peki şimdi hangi kriter uygulanıyor.
Düşünün eğitimcinin bağlı olduğu sendika genel merkezi bir eylem kararı alıyor ve eğitimciler bu eylemi gerçekleştiriyor. Bu durumda bu eğitimciyi ‘Örgüt bağlantılı’ olarak ihraç etmek hangi hukuk sisteminde var.
Şimdi hükümetin kendine muhalif tüm kesimleri böyle bertaraf edeceği ifade ediliyor.
Bu kararların birçoğu eminim yargıdan dönecektir. Bu durumda hükümet zor durumda kalacak ve içinden çıkılmaz bir hal alacak.
Muhalefet bile bu kararları yargıya taşıyacaktır. Şu anda bu karlara itirazlar yapılıyor.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bütün toplumu neredeyse adeta darbe gerçekleşmişcesine karşısına almak, devlet yönetiminden, kamu yönetiminden darbeye bulaşmamış toplumun muhalif kesimlerini hatta muhalif olmayan AKP'ye yakın olan kesimlerini bile tasfiye edecek bir operasyon sürecini yürütmek, akıllıca bir iş değil. Birileri Sayın Cumhurbaşkanı'nı kandırmaya devam ediyor, görünen o” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Başbakan Binali Yıldırım'a tavsiyelerde bulunmak istediğini belirten Demirtaş, darbe tehdidinden ülkenin kurtulmuş olmasının ne kadar sevindiriciyse darbe girişimi sonrası yaşanan hukuksuzlukların da bir o kadar can sıkıcı ve üzücü olduğunu ifade etti.
Demirtaş, “Ben şuna inanmak istiyorum, birileri halen Sayın Cumhurbaşkanı'nı veya Sayın Başbakanı aldatmaya, kandırmaya devam ediyor. Çünkü bir darbe belasından kurtulmuş bir ülkenin yönetiminin yapacağı işler değil bu işler.
Bu yol, bu yöntem iyi bir yol, yöntem değil. Eğer devletten bütün kesimleri tasfiye edecek adeta darbecilerin ekmeğine yağ sürecek bir öfkeyi yaratmaya devam ederlerse inanın ki, darbeyi gerçekleştirmeye çalışanlar zaten amacına ulaşmış olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı 'at izi, it izine karıştı' derken herhalde biraz da bunu kastediyordu” diyerek uyarılarda bulunuyor.
Önemli bir diğer husus ise eğitim yılının başlamasına kısa bir süre kala bu kadar eğitimcinin ihraç edilmesinin öğrenciler üzerinde yaratacağı etkiler.
Sadece öğrenciler değil, eğitimciler de psikolojik olarak iflas etmiş durumda. Her an ihraç edilme korkusuyla yaşayan eğitimciler ne kadar verimli olabilir. Bunu hesaba katan yok sanırım.
Bayram öncesi alınan bu karar bayramı binlerce kişiye zehir etti. Binlerce kişi için ise aynı karar yolda. Peki ya bu nereye kadar gidecek?