“Kadın nedir?” diye bir soru sorsam sizlere, kim bilir ne kadar güzel sözler yazarsınız.
Kadın sevgidir,
Kadın duygudur,
Kadın kelimedir,
Kadın dildir,
Kadın tendir,
Kadın gönüldür,
Kadın detaydır,
Kadın neşedir,
Kadın hayattır,
Kadın candır,
Kadın doğadır
Ve en önemlisi kadın bizi doğuran, cennet ayakları altında olan anadır…
Ne gariptir ki en güzel kelimelerin karşılığı olan kadın, her zaman hor görülen, en yakınındaki tarafından öldürülen, sömürülen, köle gibi kullanılan, aşağılanan olmuştur.
Türkiye’de uzun yıllardır başörtüsüyle gündeme geliyor kadın.
Geçmişten bu güne siyasi bir malzeme olarak kullanıldı başörtülü kadınlar.
Kimisi hak dedi destek verdi…
Kimisi çağdışı dedi dışladı…
Ancak son birkaç yıldır bu tartışmaların uzağında kaldı kadınlar.
Şu sıralar ise yeniden bir tartışmanın içine çekilmeye çalışılıyor.
Herkes sahiplenmeye çalışıyor kadınları.
Ama zaman zaman farkında olmadan gerçek niyet bir arda ortaya çıkıveriyor.
Geçtiğimiz yıl Kartal Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nin açılış töreninde yaşananları tasvip etmek mümkün değildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kartal Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nin açılış törenine katılmıştı. Konuşmasının ardından sıra açılış törenine geldiğinde kurd6elenin arkasına geçmiş ve şu ifadeleri kullanmıştı; “Evet şöyle sembolik de olsa bayan milletvekillerimizden hiç olmazsa iki tanesini alalım.”
Kadının ‘sembolik’ olduğunu ifade eden bu sözler büyük tepki çekmişti.
Peki ya CHP eski milletvekili Fikri Sağlar’ın sözlerine sen demeli.
CHP’li Fikri Sağlar, katıldığı bir televizyon programında, “Türbanlı bir hakimin karşısına çıktığım zaman adaleti yerine getireceği konusunda kuşkum var” dedi.
Daha sonra sözlerim herhangi bir inancı aşağılamaya ya da küçük düşürmeye yönelik değil dese de, kadınların canı çok yandı bu sözlere.
Neredeyse tüm siyasi partiler ‘Kadın’a verdiği önemi sık sık dile getirir ve tüzükte geniş yer verirler. Ama çoğu zaman unutulan ve sadece bir siyasi malzeme olarak kalan kadınlar var ne yazık ki.
Kadın ve türban ile ilgili tartışma, Cumhurbaşkanının CHP’li Sağlar’ın sözlerine verdiği yanıtla ayyuka çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cuma namazı sonrası yaptığı bu tartışma yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi; “Oy almak için bazı yerlerde başörtülü birkaç kişiyi adeta vitrin mankeni getirip gibi koymak kimseyi aldatmıyor, geçti o işler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kastettiği başörtülüler, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İSTAÇ Kompost ve Geri Kazanım tesislerinde objektiflere yansıyan karedir.
Kılıçdaroğlu'nun ziyareti sırasında CHP heyetindeki kadın-erkek herkesin kafasında baret bulunurken başörtülü kadınların bareti ellerinde taşımaları dikkat çekmişti.
‘Kadın’ ve ‘Başörtüsü’ merkezli bu tartışma ve aşağılama sadece Ak Parti ve CHP cephesinde yaşanmıyor.
Türkiye’deki en büyük kadın savunucusu parti olduklarını iddia adan HDP’nin, bir milletvekilinin bir kadına tecavüzü karşısında olayın üzerini örtemeye çalışması ve duyulmaması için gayret sarfedilmesine ne demeli.
Yeter artık! Kadınlar üzerindeki siyasi hesapları bırakın.
Ve kadınları aşağılamaktan vazgeçin…