Bildiğiniz tüm seçim tahmincilerini, anket şirketlerini hepsini bir kenara bırakın.
Anket firmalarına pek ilgi gösteren biri değilim.
Sonuçta kimin parası çoksa, onun partisi nedense en iyi olan parti oluyor yapılan araştırmalarda.
Ancak 1 Kasım seçimleri bunu tamamen değiştirdi.
Aslında 1 Kasım seçimleri tüm anket şirketlerinin dibe çakıldığı bir seçim oldu.
Seçimlerden kısa süre önce yapılan son seçim anketlerini şöyle bir baktım.
Ak Parti’nin aldığı yüzde 49’luk oyu tahmin eden bir tane şirket yok.
Peki, anketlerde hep bir iki puan eksi veya artı sapma kabul edilir. Buna göre iki puan eksiği dahi olsa tahmin eden var mı? O da yok. En iyi tahmin eden şirket bile yüzde 44 demiş. Arada 5 puan fark var.
Geçtiğimiz hafta KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın yaptığı bir yorum dikkatimi çekmişti.
Yaşanan tüm olaylara rağmen seçmen eğiliminde bir değişiklik olmadığını belirten Bekir Ağırdır 1 Kasım seçimlerinin AK Parti'nin tek başına iktidarının referandumu niteliğinde olacağını söylüyor.
Bekir Ağırdır'ın 1 Kasım seçimine ilişkin en dikkat çeken analizi ise toplumun sürrealist durumu oldu. Bekir Ağırdır ortadaki 'tuhaf' olarak nitelediği ve tüm anket firmaların sebebini araştırdığı durumu şöyle anlattı; “Bu seçimde aslında AK Parti'nin tek başına iktidar olup olamayacağını referandum ediyoruz. Hepimizin merakı AK Parti 276 olacak mı olmayacak mı?
7 Haziran'dan sonra yayınlanan bütün anketlere baktığımızda üç aşağı beş yukarı hepsi aynı tabloyu görüyor. Ankara katliamı olmuş 102 vatandaş ölmüş Konya'daki maçta yuhalama var, 'oh olsun' diyenler var. Toplumun ne kadar sürrealist bir gerçekliği olduğu açık. Buna rağmen oy değişmiyorsa tuhaf bir durum var. Diğer meslektaşlarım da bu tuhaf durumu açıklamanın peşinde.
Ne bunu üretiyor?
Dışarıdan bakınca bina aynı duruyor gibi ama içerde dehşet bir gaz birikmesi var. Kapıyı açıp kim kontağa basarsa patlayabilir. Bunun belirtisi ne? 3 rakam söyleyeyim.
BİR: Var olan durumu bir siyasi kriz diye değerlendirenlerin oranı yüzde 80.
İKİ: Ülkenin yüzde 75'i hem bireysel hem ülke hayatı için önümüzdeki 3 ve 6 ayda büyük bir ekonomik kriz bekliyor. Bu ülkenin 4'te üçü.
ÜÇ: Ülkenin üçte ikisi çatışma terör meselesini her an her yere bulaşabilecek bir risk olarak görüyor. Bu bile toplumda nasıl bir basınç birikmesi olduğunu gösteriyor. Buna rağmen oy değişmiyor diyorsak bu sürrealist bir durum.”
Seçim öncesi hiçbir Ak Partili bu sonucu beklemiyordu.
7 Haziran seçimlerinin verdiği bir ürkeklik vardı.
Halk hükümete bir uyarı vermiş, bunu da sandığa yansıtmıştı.
Bundan dolayı hala ak Partililerin kafalarında koca bir “Acaba” duruyordu. Birçok partili 7 Haziran sonuçlarının aynısını aldıkları taktirde başarılı olacaklarını belirtiyordu.
Şimdi herkesin kafasında aynı soru var.
7 Haziran’dan bu yana ne oldu da bu sonuç ortaya çıktı.
Bilinen bir gerçek 1 Kasım seçimlerinin mutlak galibi Ak Parti.
Demokrat Parti ve Adnan Menderes’in yatığı 3 seçim üst üste iktidar olma rekorunu kırılması zor bir duruma yani 4 seçime çıkardı.
Peki diğer partiler bu durumdan nasıl etkilendi.
Söyleyeyim; Hüsran yine Hüsran…
Seçimlerin kaybedeni bölgede büyük ölçüde HDP ve genelde HDP ve MHP.
7 Haziran sonrası ortaya çıkan çatışmalı durum, halkta büyük kaygılara neden oldu.
Aslında herkes, “HDP barajı aşsın ama yine Ak Parti iktidar olsun” diyordu. Bu sonuç 1 Kasım seçimlerinde ortaya çıktı. Bir nevi büyük çoğunluğun istediği oldu bu durumda.
Bölgede büyük düşüş yaşayan ve 7 Haziran’a göre çoğu bölgeden olmak üzere 21 Milletvekili kaybeden HDP bu sonuçlardan büyük dersler çıkarmalı.
Aslında halk HDP’ye bu seçimde bir uyarı verdi.
Kılpayı barajı aşan HDP, yeni dönemde yaptığı siyaseti tümdün gözden geçirmeli ve ona göre hareket etmeli.
Bilinen bir gerçek daha var ki, halkın önemli bir bölümü korkudan da olsa Ak Partiye oy verdiğidir.
Seçim öncesi kıyıda köşede konuşulanlar şöyleydi; “Eğer Ak Parti kazanmazsa, savaş devam edecek. Bu sefer verelim yeter ki ölümler olmasın.”
Bu sonuçların birçok nedeni var. Herkes kendine yönelik olandan dersler çıkarsın. Ancak bilinen bir gerçek var ki o da halkın iradesi, yani; Sandık…