7 Haziran seçimlerinin en çok konuşulan ismi hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan idi.
Adeta bir parti başkanı gibi seçim meydanlarına çıktı ve eski partisi için 400 vekil istedi.
Tarafsızlık ilkesini yitirdiği için muhalefet tarafından çokça eleştirildi. Hatta hakkında suç duyurusunda dahi bilinildi. Bu Türkiye’de ilk kez olan bir durum.
Şimdi ise merak edilen Cumhurbaşkanının yeniden meydanlara inip inmeyeceği.
Bunun ipuçları, önceki gün Sivil Dayanışma Platformu tarafından Yenikapı’da düzenlenen ‘Milyonlarca nefes, teröre karşı tek ses’ mitinginde verildi aslında.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, konuşmasında HDP’ye yüklenirken tıpkı Başbakan Davutoğlu gibi seçim mesajı verdi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a isim vermeden yüklenen Erdoğan, “Çıkmış birisi ne diyor? Bayrağa diyor saldırı mı var diyor. Daha ne olacaktı? Yalan üzerine inşa ettiğiniz bir dünyanız var. cesetlerini kendilerine ait paçavraya saranlar ve ondan sonra da bayrağa saldırı mı var? zorla kongrelerinizde bayrağımızı astılar. Zaman geldi bayrağımızı indirmeye kalktınız. Ama şimdi bazı beyaz Türklerin destekleriyle ayakta kalmaya çalışıyorsunuz. Sazla, cazla bu iş yürümez” diye konuştu.
“1 Kasım için sizlerden tarihi bir karar ve bir gayret istiyoruz” diyen Erdoğan, terör ve teröriste karşı en ufak bir müsamaha göstermeyeceklerini belirtirken, “Dağ taş demeden, bunların inlerine girerek kovalayacağız” dedi.
“1 Kasım seçimlerinde TBMM’ye hangi partiden olursa olsun fark etmez, 550 tane yerli, milli, bedeni ve kalbiyle bu ülke için çalışacak milletvekili göndermenizi istiyorum. Herhalde ne demek istediğimizi anlıyorsunuz değil mi? Şu anda Türkiye’nin tek ihtiyacı budur” diyen Erdoğan, üstü kapalı bir şekilde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı eleştirdi.
Bu sözleri dinleyen herkes, Cumhurbaşkanının “HDP’yi baraj altında bırakın” dediğini anlamıştır. ‘550 tane yerli, milli’ ifadesi ile de Kürt vekillerin meclise girmemesi gerektiğini belirtiyor.
Siyasetin dışında olması gereken Cumhurbaşkanı, siyasi konuşmasına devam etti.
Demirtaş’a “Cici çocuk… Siz kimi aldatıyorsunuz ya? Televizyon ekranlarında kimi aldatıyorsunuz?” diyerek seslenen Erdoğan, şunları söyledi; “Hani diyorlar ya, biz herhangi bir şey yapmıyoruz. Bakın ben söyleyeyim. 7 Haziran’da gittiler, muhtarları tehdit ettiler. Ve her hafta en az bir kez muhtarlarla toplantı yapıyorum. 400 muhtarı Ankara’ya davet ediyorum. Geçenlerde Güneydoğu ve Doğu Anadolu’dan davet ettiğim 90 muhtar gelemedi. ‘Tehdit altındayız, onun için gelemiyoruz dediler’. Cici çocuk… Siz kimi aldatıyorsunuz ya? Televizyon ekranlarında kimi aldatıyorsunuz?”
Merak ediyorum; acaba Cumhurbaşkanı ne zaman tarafsız olacak?
Peki, aynı etkinliğe katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu ne yaptı.
Cumhurbaşkanından gere kalmadı tabi ki.
Onunda hedefinde HDP vardı.
Bu toplantı güya ‘Sivil’ bir etkinlikti. Ancak siyasi arenaya dönüştürüldü.
“7 Haziran’dan hemen sonra 8-9 Haziran’dan itibaren silahlanma ayaklanma çağrılarını yaptılar. Çetelere harekete geçin dediler. Bunu diyenler onlar değildi, onlar piyon. Bunu diyenler piyonları kullanan bazı dış odaklar” ifadelerini kullanan Davutoğlu, Ceylanpınar’daki saldırıda hayatını kaybeden iki polisin ardından hükümet olarak karar verdiklerini belirtirken, “Madem ki bize savaş ilan edilmiştir, hak ettikleri cevabı alacaklar dedik ve 23 Temmuz günü ‘huzur ve demokrasi’ operasyonunu başlattık” diye konuştu.
“Bu mücadeleyi sonuna kadar silahlar bırakılana kadar sürdürmeye kararlıyız” diyen Davutoğlu, 1 Kasım’da yapılacak seçimler için her türlü güvenliği alacaklarını ve huzur operasyonuna devam edeceklerini ifade etti.
AKP iktidarının 2002’de göreve geldikten sonra ‘hiçbir ayrımcılığa izin vermediğini’ savunan Davutoğlu, “OHAL vardı kaldırdık. O yıllarda Kürtçe şarkı türkü dahi yasaktı, yasakları kaldırdık. Yaylalar Anadolu insanına kapatılmıştı. Hepsini açtık. Yaylalarda halaylar türküler söylenmeye başlandı. Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’i kurduk. Çünkü bizim inancımızla ırkçılığın her türlüsü ayaklarımızın altındadır. Hiçbir ırkçılığa hiçbir ayrımcılığa izin vermedik” dedi.
Davutoğlu, miting sırasında, “Meclis’te PKK istemiyoruz sloganı” üzerine, “O zaman 1 Kasım’da çok çalışacaksınız, bunları baraj altında bırakacaksınız. Ve Melis’te yeniden birliğin sembolü olan AK Parti’yi tek başına iktidara getireceksiniz” dedi.
Siyaset yapanların kirli dili nedeniyle ortalık öyle bir karıştı ki, sırf dili yüzünden insanlar öldürülmeye başlandı.
“Yasakları kaldırdık” diyor Başbakan Davutoğlu. Ancak HDP üzerinden oy veren herkesi, dolayısıyla Kürtleri ‘Terörist’ ilan ederek hedef gösterdiler. Sırf bu yüzden Batmanlı genç annesiyle telefonda Kürtçe konuştuğu için öldürüldü.
Batı illerinde ise Kürtlere ait ne varsa yakıldı-yıkıldı, Kürt işçilere saldırılar oldu. Şimdi herkes Kürtlere ‘Düşman’ gözüyle bakıyor.