Yıllardır 50 Bin’i aşkın insanın canına mal olan çatışmalar son zamanlarda şiddetlendi. Öyleki artık neredeyse hergün ölüm haberleri geliyor. Bu ölüm haberlerinde ne yazık ki artık sivil insanlar da var.
Diyarbakır’ın Sur İlçesi, Sarıkamış Köyü Dürümlü mezrasında meydana gelen patlamada bomba yüklü aracın infilak etmesi ve 16 köylünün yaşamını yitirdiği olay bu savaşın bir parçası değil mi?
Kimisi düşük yoğunluklu savaş dedi, kimisi çatışma.
Ama son zamanlardaki gelişmeler işin boyutunu ve rengini değiştirdi.
Hakkari-Çukurca'da çıkan çatışmada düşen helikopter olayı bilinen bir gerçek.
Genelkurmay Başkanlığı olayın ‘Kaza’ olduğunu belirtti ve iki askerin şehit olduğunu açıkladı.
Ancak bir gün sonra PKK tarafından yayınlanan bazı görüntüler internet ortamında çokça paylaşıldı.
Görüntülerde bir örgüt üyesinin omuzundaki bir füzeyi ateşlediği ve bir helikopterin düşürüldüğü görülüyor.
Bu füze görüntüsü, 33 yıllık bu savaşta sıkça görülen bir durum değil.
Şimdi tartışmaların orağında bu görüntüler ve PKK’nin elinde olduğu iddia edilen bu füzeler var.
Bakın Terör ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, bu olayı nasıl anlatıyor; “Çığlı'nın yaklaşık bir kilometre batısındaki 2 bin 136 rakımlı tepede yaşanan çatışmaya müdahale için, en yakın hava üs bölgesi Hakkari - Otluca'dan kalkan Kobralar görevlendirildi. Çatışma bölgesine ikili kol halinde yaklaşan Kobralardan, kolun ikinci helikopteri (AH-1W tipi Kobra) kırıma uğradı. Bu kırımda, biri pilot diğeri silahçı, iki 'kara pilot' üsteğmen şehit oldu.
Helikopterin düşmesine; 'PKK'lı teröristlerin attığı güdümlü bir uçaksavar füzesi'nin sebep olma ihtimali yüksek görünüyor. Örgütün yayınladığı görüntülerin de desteklediği bu olasılık aslında şaşırtıcı değil. Bu, eldeki bilgiler doğrultusunda öngörülen, beklenen bir gelişme maalesef.
Ayrıca terör örgütünün geçmiş yıllarda kendisine kısıtlı sayıda verilen 'SA-7 Grail' gibi güdümlü uçaksavar füze sistemleriyle helikopterlerimizi hedef aldığı ve düşürdüğü de bilinen bir gerçek. PKK, son dönemdeki yeni konsepti dahilinde ise helikopterlerimize uçaksavar füzeleriyle 'kilit atıyor'. Oluşan bu güdümlü füze ve Doçka uçaksavar atış risklerini en aza indirmek isteyen Türk kara havacılık unsurları, taktik uçuşlarını uzun süredir gece karanlığında yapıyor. Sadece, Çığlı olayında olduğu gibi taktir zorunluluk gerektiren durumlarda gündüz sortileri yapılıyor.
Biz bu füzeyi daha önce bir başka yerde daha görmüştük. 6 Aralık 2015 tarihinde, İstanbul boğaz geçişi sırasında 158 küpeşte numaralı Rus savaş gemisi Caesar Kunikov'un üzerinde! O geminin güvertesindeki Rus askerinin elindeki füze, 13 Mayıs'ta Çığlı'da helikopterimizi düşüren SA-18'in aynısıydı.”
Güvenlik ve Terör Uzmanı Prof. Dr. Sedat Laçiner, PKK’nın paylaştığı görüntülerin teyide muhtaç olduğunu söylemekle birlikte, örgütün Suriye ve Irak cephelerinden istifade ederek vurucu gücünü güçlendirdiğini doğruluyor.
Laçiner, şunları söylüyor; “Görüntülere göre helikopter, omuzdan atılan (Manpads) gelişmiş roketlerle vuruldu. Eğer helikopteri gerçekten PKK böyle bir silahla vurdu ise bu Türkiye için gerçekten çok kötü bir haber anlamına geliyor. Çünkü en ünlüsü Amerikan Stinger füzeleri olan bu silahlar kullanımı kolay, tahrip gücü ise çok yüksek silahlar olarak biliniyor. Hedeften yayılan kızılötesi ve mor ötesi ışınlarla yönelen bu silahlar sayesinde düşük irtifada uçan helikopter ve uçakları vurmak mümkün.
Başka bir deyişle, eğer terör örgütü bu füzelere sahip ise Türk hava gücünün Türkiye ve Kuzey Irak’ta hareket kabiliyeti bir hayli zayıflar, ayrıca araç ve insan kaybı da artar.
Siyasetçi ve siyaset bilimci Ümit Özdağ, helikopteri PKK’nın bu füzelerle vurduğunu düşünüyor. Prof. Dr. Özdağ diyor ki; “Helikopterimiz muhtemelen SA-7 ya da SA-8 roketiyle vuruldu. 2 helikopter pilotumuz PKK’nın Irak’ın kuzeyinden yapmış olduğu muhtemelen SA-7 veya SA-8 tipinin kullanıldığı roket saldırısı neticesinde helikopterin pervanesinin vurulması nedeni ile kırıma uğraması neticesinde şehit olmuşlardır. PKK'lı teröristler artık şehir saldırılarında ortamdaki oksijeni emen termobarik roketi mermileri kullanıyorlar.”
Cuma günü Çukurca’da yaşanan olayın sorumlusu gerçekten omuzdan havaya atılan füzeler ise durum çok ciddi demektir. Eğer örgüt bu silahlara yeterince sahipse ve bunları Türk Ordusu’na karşı etkili bir şekilde kullanmayı başarabilirse Türkiye, PKK ile mücadelesinde çok ağır bir darbe alıyor demektir.
Hatırlanacağı üzere Stinger füzeleri Afganistan’da Rusya’ya karşı dengeleri bozan silahlardı. Amerikalılar Mücahitler’in eline bu füzeleri verdikten sonra Rusya, Afganistan’da tutunamamaya başladı ve işgalin sonu böylece geldi.”
Bu durum bir bakıma tahrip gücü daha yüksek saldırılara ve daha çok insanın yaşamını yitirmesine neden olacaktır. O zaman olması gereken bir an önce çatışmaları sona erdirecek diyalogun başlamasıdır.