Ocak ayında yanıbaşımızdaki Elazığ ve Malatya’da meydana gelen depremin ardından bu kez İzmir’de yaşanan yer sarsıntısı, bizi bir kez daha deprem gerçeği ile yüzleştirdi.
Yine yetkililer kameralar karşısına çıkıp süslü ve güzel laflar ile ekranları süslediler.
Tıpkı 1999 yılındaki Marmara depremi sonrasında olduğu gibi,
Tıpkı 2011 yılında Van depremi sonrası olduğu gibi,
Tıpkı geçtiğimi Ocak ayında Elazığ’da yaşanan deprem sonrasında olduğu gibi.
Ancak deprem kuşağında yer alan Türkiye’de hala deprem gerçeğinin farkında olmadığınız, yakın tarihte yaşanan depremler sonrası ortaya çıkmıştır.
Yetkililer, deprem için gerekli tedbirlerin alınacağını, kentsel dönüşüm ile deprem riski yüksek olan illerdeki riskli binaların güçlendirileceği masalı ile daha ne kadar uyutacaklar bu milleti.
Batman Türkiye’nin risk haritasında ikinci grup iller arasında yer alıyor. Tabi bu durum Batman’da hiç deprem olmayacak anlamına gelmiyor.
Her ne kadar Batman ikinci derecede deprem bölgesi olsa da, Sason ilçesi ve Kozluk ilçesinin büyük bölümü 1. Derece risk taşıyor.
Batman’da 2018 yılında, Sakarya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından de desteklenen bir deprem araştırması yapıldı.
Araştırmanın bir bölümünde Batman’daki deprem riski, şöyle ifade edilmiş; “Batman ve çevresi için Gutenberg-Richter (GR) ilişkisinden bulunan büyük deprem tekrarlanma zamanları önemli bir deprem tehlikesine işaret etmektedir. Bulunan tekrarlanma zamanlarının incelenen bölgenin bir ortalamasını yansıttığı düşünüldüğünde daha kısa yıkıcı deprem tekrarlanma zamanlarını beklemek temelsiz bir düşünce olmayacaktır. Gelecekteki deprem olasılığını değerlendirmek için önümüzdeki 30 yılda M=6,5 ve M=7,0 büyüklüğündeki depremlerin olma olasılıkları hesaplanmış ve sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 6 bulunmuştur. Yani inceleme alanında yıkıcı deprem meydana gelme olasılığı düşük değildir.”
Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar, ilerisi için umut oluyor.
Ancak buna paralel olarak gerekli adımların atılmaması, bu araştırmaları işlevsiz kılıyor.
Batman’da Kasım 2019-Ekim 2020 tarihleri arasında Batman merkez ve ilçelerinde en büyüğü 2,6 olan tam 20 deprem meydana gelmiş.
Küçük deprem deyip geçmemek gerekir.
Tarihte önce küçük sarsıntıların, ardından büyük yıkımların olduğu büyük depremler yaşayan şehir örnekleri çokça var.
Batman, Türkiye’nin önemli tektonik unsurlarından biri olan Bitlis Bindirme Zonu yakınında yer alıyor. Sason ilçesi bu zona oldukça yakın mesafede.
Yapılan deprem araştırmasında Batman ili ve civarının deprem riski 1900 yılı sonrası depremsellik kataloğundan temel deprem istatistik bağıntısı kullanılarak belirlenmiş.
Batman civarında büyüklüğü 6,5 olan bir depremin 207 yılda bir ve 7,0 olan bir depremin ise 479 yılda bir oluştuğu ve önümüzdeki 30 yılda bu büyüklükteki depremlerin olma olasılıklarını yukarıda sıralamıştık.
1866 Kulp depreminin Kulp-Sason hattını, 1884 depreminin Pervari civarını ve 1975 Lice depreminin Kulp-Lice hattını etkilediği düşünüldüğünde, Kozluk-Baykan-Siirt hattının bir sismik (deprem) boşluk olduğu belirlenmiş.
Sonuç olarak, Batman ili ve civarı için yıkıcı deprem meydana gelme olasılığı düşük olmadığı değerlendirilmiş.
Bu yorumlar ışığında Batman ve çevresi için deprem zararlarını azaltacak tedbirlerin alınmasının önemli bir gereklilik olduğu açıktır.
Batman’da yakın zamanda riskli binaların tespiti için bir çalışma yapılmadığını biliyorum.
Yapıldığını bilen varsa bilge verirse sevinirim.
Olası 6 ve üstü büyüklükteki bir depremde kentin büyük bölümünde taş üstünde taş kalmayacaktır.
Şu ana kadar Batman’da yapılan tek çalışma, olası afet durumunda toplanma alanlarının belirlenmesidir.
Öncelikle Batman’da depreme dayanıksız tüm binaların yıkılarak yerine bir an önce yeni binaların yapılması gerekiyor. Önce riski ortadan kaldırmak gerekiyor, ardından vatandaşı bilinçlendirmek.
Aksi taktirde orta büyüklükteki bir deprem bile Batman için büyük bir felaket olur.