Dokunulmazlıkların kaldırılmasının önünü açan yasanın mecliste onaylanmasının ardından bu kez tartışmalar başladı.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasının yankıları ve sonuçlarının ne olacağı konuşuluyor.
Ülke içinde olduğu kadar ülke dışında da yorumlar geliyor.
Ortak görüş, dokunulmazlıkların kaldırılmasının ağır sonuçlarının olacağı. Eğer bu ağır sonuçlar ülkenin geleceğine zarar verirse, bunda o kararı onaylayan tüm vekillerin vebali olacaktır.
BM Dünya İnsani Zirvesi'nde katılmak üzere Türkiye’de bulunan Almanya Başbakanı Merkel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi öncesinde, Türkiye’deki iç politik gelişmelerden endişe duyduğunu kaydetti. Merkel, dokunulmazlıkların kaldırılmasının ağır sonuçları olabileceğini söyledi.
Merkel, “Kürt halkın Türkiye'de eşit haklara sahip bir yeri ve iyi bir geleceğinin olmasını istiyoruz” ifadesini kullandı. TBMM'de geçen hafta yapılan dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik oylamaya da değinen Merkel, dokunulmazlıkların kaldırılmasının Kürt politikacılar açısından ağır sonuçları olabileceğini ve bu durumun kendisinde büyük endişe yarattığını belirtti.
AKP’nin kurucularından olan ve 1 Kasım seçimlerinde HDP’den milletvekili olan Mehmet Mir Dengir Fırat, bu durumun ülkeyi bölünmeye götüreceğini düşünüyor.
Fırat, “Bir daha dönülmeyecek bir şekilde bir ayrışmayı yaratır. Türk- Kürt ayrışmasını yaratır. Ülkeyi bölünmeye götürür” diyor.
Asıl hedefin başkanlık sistemi bile olmadığını, bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi iktidarını güçlendirmesine giden bir yol anlamına geldiğini ifade ediyor.
Fırat, “Türkiye’de Rusya uçağının düşürülmesinden bu yana olan bütün olaylar Türkiye’nin siyasetiyle, huzuruyla ilgili değil. Tek bir şey var: bir kişinin mutlak iktidarını sağlamak. Başkanlık sistemi için diyorlar ama bu başkanlık sistemi için değil. Otoriter, hatta diktatörlük rejimi. Bu fiilen de hayata geçmiş vaziyette. Şu anda artık ne zaman gideceğiz diye bir düşünce yanlış. Şu an tam göbeğindeyiz” diyor.
Yakın zamanda hakkında üç dosyanın Meclis’e geldiğini söyleyen Fırat, bunlardan birinin kendine ait olmayan ancak onun adını kullanan bir Facebook sayfasında yazılmış ifadeler nedeniyle olduğunu söylüyor.
Ayrıca dosyada suç tarihinin önümüzdeki Ağustos olarak yazıldığını söyleyen Fırat, bütün bunlardan yola çıkarak, yargının bağımsız hareket etmediğini, ‘yargıya talimat verilmiş’ olduğunu değerlendirmesini yapıyor.
Tüm bu gelişmelerin ardından beklenen hamle HDP’den değil de CHP’den geldi. Dokunulmazlıkların kaldırılmasını öngören yasa değişikliğinin iptali için Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanan Kürk kökenli CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP'li vekillerden önce Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
İptal başvurusu sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan Tanrıkulu, “Umarım Anayasa Mahkemesi, parlamentonun hukuka, anayasaya, evrensel hukuk kurallarına aykırı olan bu düzenlemeyi inceler ve Türkiye'yi bir siyasi krizden yargı yoluyla çıkartır. Parlamento bugüne kadar dokunulmazlık konusunda böyle bir düzenleme yapmamıştı, anayasayı değiştirerek bir dokunulmazlık kaldırma yoluna gitmemişti. Dolayısıyla ne parlamentoda bunun bir örneği var ne de Anayasa Mahkemesi'nde bunun bir emsali var. Anayasa Mahkemesi'ne şu nedenle başvurduk; her ne kadar değişiklik bir yasama işlemi olan anayasa değişikliği ile yapılmış olsa da bu bir Meclis kararıdır. Dolayısıyla şekil açısından anayasa değişikliği olsa bile, özü itibari ile bir Meclis kararıdır ve bu Meclis kararıyla bizlerin iradesine rağmen anayasadaki, iç tüzükteki güvencelere rağmen dokunulmazlığımız kaldırılmıştır. Anayasa Mahkemesi Başkanı bugünden itibaren yapılacak başvurularla ilgili olarak bir raportör atayacak ve 15 gün içerisinde de bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verecek. Bireysel başvuru hakkımız da var. Onunla ilgili olarak henüz mağduriyet şartı doğmadığı için başvuru yapmadık. Bu başvuruda olumsuz bir karar çıkarsa o başvuruyu da zamanı geldiğinde yapacağız” ifadelerini kullandı.
CHP’nin mecliste Ak Parti ve MHP ile hareket etmesi parti içinde de çalkantılara neden oldu. Bazı milletvekilleri bunun doğru olmadığını kapılı kapılar ardından yapılan toplantılarda dile getirdiler. Bundan dolayı HDP’nin bu değişikliğin iptali için gerekli olan 110 vekil imzasını toplayabileceği belirtiliyor.
Sezgin Tanrukulu’nun bu hareketi aslında CHP içindeki diğer milletvekillerini de harekete geçirebilir. Yargıya yapılacak 110 imzalı başvurunun gerçekleşmesi sürpriz olmayacaktır.
Tanrıkulu’na, bir gazeteci, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bu başvurudan haberinin olup olmadığını sordu.
Tanrıkulu şöyle açıklık getirdi; “Genel Başkanımız grup toplantısında milletvekillerinin bireysel başvuru yapmakta serbest olduklarını ve isteyen milletvekillerine de grubumuzun destek vereceğini ifade etti. Milletvekillerimiz bireysel başvuru yapmakta, Anayasa'nın 85. maddesi uyarınca bugün yaptığım başvuruyu yapmakta serbestler ve nitekim yapacaklar da.”
En çok merak edilen CHP’nin tavrıydı. Bakalım süreçte neler yapacaklar.