Son zamanlarda HDP’ye aşiretler üzerinden gelen ‘Büyük Göç’ konuşuluyor.
Zira neredeyse Cumhuriyet tarihi boyunca muhafazakar çizgisiyle bilinen bu kalabalık topluluklar, bugüne kadar sistem partilerine destek vermiş.
Son bir ayda Batman ve Şanlıurfa başta olmak üzere büyük aşiretler bir anda HDP’yi desteklediklerini açıkladılar.
Aşiretlerin topluca yürüyerek HDP’ye katılması bölgede güçlü bir propaganda etkisi de yaratıyor.
Radikal’den Bahadır Özgür’ün bu konuda ilginç tespitleri var. Önce şu soru geliyor insanın aklına; Peki ne oldu da seçime kısa süre kala bugüne kadar HDP’nin temsil ettiği gelenek siyaseten yıldızı barışmayan aşiretler bu keskin kararı verdi?
Aşiretlerin HDP’ye ilgisinde Batman ve Şanlıurfa ön planda. Batman’da AK Parti’ye destek veren ve tahminlere göre bölgede 20 bine yakın oy potansiyeli bulunan Raman aşireti HDP’yi tercih etti. Yine Tarım Bakanı Mehdi Eker’in köyünden olan Batman’ın etkili ailelerinden Alphanlar’dan da (Maladina) 300 kişi HDP rozeti taktı.
Van Başkale İlçesi’nde yıllardır AK Parti teşkilatını yöneten aileler de istifa ederek yürüyüş yapıp HDP’ye katıldıklarını ilan ettiler.
En büyük katılımlardan birisi ise aşiretlerin ve köklü ailelerin siyasette etkili olduğu Şanlıurfa’da gerçekleşti. Suruç’un 5 büyük aşireti; Erdoğan, Kılıçaslan, Kalkan, Şahin ve Boydan’lar tıpkı diğerleri gibi toplu olarak ilçede bir yürüyüş düzenleyip HDP ilçe binasına gittiler. 12 yıldır AK Parti’nin ilçe teşkilatını yöneten siyasetçilerin neredeyse tamamı bu 5 aileye mensup.
Diğer bir ses getiren katılım da Adıyaman’ın Kahta İlçesi’nde oldu. Türkiye’nin en büyük aşiretlerinden Rişvan aşiretinin lideri ve Kurtuluş Savaşı döneminde büyük başarılar göstermiş, Atatürk ’ün de övgüyle bahsettiği Hacı Bedir Ağa’nın kızının mensup olduğu Turanlı ailesinden 12 bin kişi, yine toplu yürüyüşle HDP saflarına geçti. Meclis’e muhafazakar partilerden daima vekil vermiş, Kahta’da belediye başkanlığını yürütmüş Turanlı aşiretinin katılımında Rişvan aşiretinin önde gelen ismi Dengir Mir Mehmet Fırat’ın etkisi büyük elbette.
İşte bir ayda yaşanan tüm bu hareketliliğin ardında HDP’nin geçen seçim Türkiye siyasetine tanıttığı ‘eş başkanlık’ gibi bu seçimde siyaset sahnesine sürdüğü ‘İkna Komisyonları’nın payı var.
Haberlede adı geçen ancak kamuoyunda pek kimsenin üzerinde durmadığı bu komisyonlar, adeta seçim sürecinde HDP’nin ‘gizli gücü’ gibi faaliyet yürütüyor…
Nedir bu İkna Komisyonları ve aşiretleri nasıl ikna ediyor?
Bu sorunun yanıtını, aşiretlerin yoğun katılım gösterdiği Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi’ndeki HDP teşkilatının başkanı Mehmet Koşut veriyor.
İkna Komisyonları'nın HDP'nin faaliyet yürüttüğü her yerde bulunduğunu söyleyen Koşut, komisyonların bazı yerlerde yüzlerce kişiden oluştuğunu, Suruç'ta bu sayının 40 olduğunu ifade etti.
Koşut, komisyon üyelerinin o yörenin ileri gelenlerinden, akil insanlarından, sözü geçen, tanınan kanaat ve dini önderlerinden, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden, gençlerden ve her meslekten insandan oluştuğunu vurguladı. Etkisinin de buradan geldiğini kaydeden Koşut, İkna Komisyonu’nun nasıl faaliyet yürüttüğünü de şöyle anlattı; “Komisyon ilişki kurulacak ailenin, aşiretin, grubun niteliğine göre kendi içinde heyetler belirliyor. Mesela bir köy veya aşiret ile görüşeceğiz. İkna Komisyonu kendi içinde o köyü veya aşireti tanıyan, daha önce bir ilişkisi bulunan, sözünün geçebileceği isimlerden heyet oluşturuyor. Bu heyet onları ziyaret ediyor. Günlerce süren görüşmeler, sohbetler, toplantılar yapılıyor. Burada önemli olan ilişki kurduğumuz kesimin hassasiyetleri, niteliği. Genel bir propaganda yapmak yerine doğrudan ilişki kurabilecek isimler seçiliyor. Bu heyetler hem o ailenin, aşiretin, kesimin özelliklerini, hassasiyetlerini biliyor hem de geçmişten gelen bir ilişkiye, deneyime sahip oluyor.”
Koşut’un bahsettiği, aslında bölgede eskiden beri sorunları çözmek için başvurulan arabulucu heyetlerine benziyor. HDP işte bölgenin bu geleneksel yapısını alıp modern bir siyasi mekanizmaya dönüştürdü.
Yıllardır Batman ve çevresinde de aileler arasında yaşanan anlaşmazlıklar, yargıya intikal ettirilmeden bu tür komisyonlar, kanaat önderleri ve sözü geçen alimler eliyle çözülürdü.
Peki sadece ikna komisyonlarının çabalarıyla mı bu insanlar HDP’yi seçti.
Tabi ki hayır.
Burada hükümetin ve Cumhurbaşkanının Kobane politikası en büyük etkenlerden biri oldu.
Zira kafa kesen ve vahşet görüntüleriyle herkesimin tepkisini çeken eli kanlı terör örgütü DAİŞ’e açıktan destek vermek, insanları Ak Partiden uzaklaştırdı.
Herkes, Ak Parti’nin Kobane’ye yönelik tutumunun bölgede çok büyük bir kırılmaya neden olduğunu buluyor.
Özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Kobani düştü düşecek” sözleri ile başlayan bu büyük kırılmanın, aşiretlerin AK Parti’ye mesafe koymasına, ama diğer yandan ‘Kürt kimliği’ etrafında belki de ilk defa bu kadar güçlü birleşmelerine neden olduğu apaçık ortada.