Duvarların dili olsa kimbilir neler anlatır neler.
Hele 12 günlük sokağa çıkma yasağının yaşandığı Silvan ilçesinde duvarlara yazılan yazılar, duvardan yansıyan gerçek niyetler gibi.
Irkçılık, hakaret, aşağılama ne dersen var o yazılarda.
‘Devlet Geldi’, ‘Esedullah Timi burada 58’, ‘TC Her yerde’, ‘POH, JÖH, TEM burada’, ‘TC Burada’, ‘Devlet Geldi’, ‘Kızlar Geldik Her Yerde İninize Girdik’, ‘TC Ne derse o olur’, ‘Devletin var ihanet etme’, Türksen övün, değilsen itaat et’ ve ‘Kurdun dişine kan değdi korkun’ şeklindeki yazıların amacı ne olabilir.
Hele hele Yüksekova’da bir şantiyeye yapılan baskının ardından sosyal medyada yayılan ve “Türkün gücünü göreceksiniz” diyerek başlayan görüntüler hala hafızalarda yerini alıyor.
Elleri arkadan kelepçelenmiş ve yüzüstü yere yatırılmış kişilere yapılan hakaretleri anımsatmak amacıyla ‘Türk’ün gücünü göreceksiniz’ şeklindeki yazılar kabul edilemez.
Devlet nasıl olur da duvara yazı yazar.
Bu görülmüş bir durum değil.
Devlet duvara yazı yazmaz.
Bu yazılara tepkiler o kadar fazla oldu ki CHP heyetinin Diyarbakır’ın Silvan, Bismil ve Sur ilçelerindeki sokağa çıkma yasakları ile ilgili incelemelerinin ardından hazırlanan raporda da yer aldı.
Bu yazıların ardından bakanlık tarafından inceleme başlatıldı.
Raporda, ev, okul ve camilerin duvarlarına yazılan yazılara dikkat çekildi ve bunların “operasyonlara katılan personelin intikam duygusuyla hareket ettiği kuşkusu doğurduğu” öne sürüldü.
CHP Diyarbakır milletvekili adayı Naci Sapan, raporda işaret edilen duvar yazılarına işaret ederek, “Özellikle bu konunun aydınlatılması gerekiyor. Bu mesajın kaynağını kimse tespit edemedi. Yazıların yazıldığı yer benim doğup büyüdüğüm mahalle. İnsanlar o dönemde pencerelerden kafalarını bile çıkaramamışlar. Bunun kim olduğu açıklığa kavuşturulmalı” dedi.
Raporda yer alan tespitlerden bazıları şöyle:
Zaten yoksul olan mahallelerde insanlar işlerinden yoksun kaldıkları için ekonomik ve sosyal yıkıma uğradı.
3 yıl süren çözüm sürecine büyük umut bağlayan bölge insanı yaşanan çatışma süreci nedeniyle kamu otoritelerine ve güvenlik kuvvetlerine güven duymakta zorluk çekiyor. Özellikle çocuklar travma geçiriyor. İnsanlar mahalleleri sessizce terk etmeye başladı.
Çözüm sürecinden sonra yaşanan ve kentlere taşınan bu yoğun çatışmalar sonucunda halk çatışmanın taraflarına eşit oranda olmasa bile öfke duymaya başladılar. Bu durumun 40 yıl yaşanan süreçte bir ilk.
Valiliklerce, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu dayalı olarak ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının yasal ve anayasal dayanaklarının bulunduğuna dair kamuoyunda yaygın şüpheler var. Toplumda sokağa çıkma yasaklarının bir idari pratik haline dönüşeceği endişesi hâkim.
Bu yazılar, önceki gün Yunanistan Başbakanı Tsipras ile görüşen HDP Eşgenel Başkanı Figen
Yüksekdağ’ın da gündemindeydi. Yüksekdağ, “Bölgede sokağa çıkma yasağının ilan edildiği ilçelerde bir gladyo yapılanması iş başında. Özel harekat ve buna yakın duran kesimlerde bir gladya yapılanmasına yakın duran güvenlik güçleri var. Silvan'daki duvar yazılamaları tam anlamıyla ırkçı yazılamalardı. İdil'deki yazılamalarda böyle. Bölge halkları korkmuyor artık bunu aşmış. Ama Türkiye'nin batısındaki halklar açısından ürkütücü yazılanmalardır. Esadullah adı altında bir gladyo örgütlenmesi hortlatıldı bunlar göreve çağrıldı. Bu büyük bir sorundur. Bire bir yaşadığımız sorunları dile getirdik” diye konuştu. Bu yapılanmanın resmi güvenlik güçlerinin üzerinde bile baskı uyguladığını belirterek, “Keşke bunları hükümetle paylaşabilsek. Bunları Silvan'da gördük, bunları paylaştığım için o çete tarzı ile hareket eden birimler karşısında tutum aldığım için İçişleri Bakanlığı bana karşı soruşturma başlattı” diye konuştu.