~~Yeni Zelanda’da Müslümanların ibadet yaptığı sırada camiye yapılan silahlı saldırıda 50 Müslüman’ın şehit edilmesi, tüm dünyada yankı uyandırdı.
Ancak saldırının ardından Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’in davranışları daha büyük bir yankı uyandırdı.
Bu üzücü olayın ardından Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, önce Müslüman halkın acılarını samimiyetle paylaştı, ardından da ateşli silahlar konusunda ciddi adımlar attı.
Ardından siyah bir başörtüsü takarak olayda şehit edilenlerin ailelerini ziyaret etti.
Ardern'in bu tutumu Türkiye dahil tüm dünyada takdirle karşılandı.
Ardern sadece silahlar konusunda adım atmadı. Sosyal medya konusuna da vurgu yaparak Yeni Zelanda Parlamentosu'nda nefretin yayılmasını önlemek için önlemler alınması gerektiğine dikkat çekerek, “Basitçe geriye yaslanıp bu platformların varlığı ve onlar üzerinden söylenenlerin yayınladıkları yerin sorumluluğu olmadığını kabul edemeyiz” dedi.
Ardern, Facebook, Twitter ve diğer internet yayıncılarının erişimini sınırlamak için acil önlemler almadı ancak Christchurch ve son yıllarda yaşanan ırkçı saldırıların meydana gelmesinde bu platformların rolü olduğuna inandığını açıkça belirti.
Bir önemli hareketi ise, olayı yapan saldırganın ismini hiçbir şekilde kullanmayacağını açıklaması oldu.
Bu konuda konuşan Yeni Zelanda Başbakanı Ardern, “Sizden rica ediyorum. Teröristin adını değil hayatını kaybedenlerin adını söyleyin. O bir teröristtir. O bir katildi. O bir aşırı uçludur. Ben ondan bahsederken isimsiz diyeceğim” diye konuşmuştu.
Olayın hemen ardından yerel seçim mitingleri düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın saldırının görüntülerini yayınlaması ise bir talihsizlikti.
Bu fikrin çevresindeki danışman grubundan geldiği kesin.
Yeni Zelanda hükümeti de bu görüntülere anında tepki göstermiş ve saldırıyı yapan kişinin bir nevi reklamının yapıldığı belirtilmişti.
Gerçi sanırım bunun farkına varıldı ve bu görüntüler bir daha gösterilmedi.
Ayrıca birkaç yerde bu olay siyasetçilerin dilinde dolaştı.
Bu saldırgana verilecek en büyük ceza, adının hiçbir yerde anılmaması ve yokluğa mahkum edilmesi olacaktır. Ayrıca böylesine hassas bir konunun siyasete malzeme edilmesi çok yanlış.
Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Winston Peters, geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye geldi.
Bu konu ve diğer bazı konularla ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü.
Peters, teröristin hayatının geri kalan kısmını tek başına bir hücrede geçireceğini belirterek, “Bu konuda araştırılmadık, bakılmadık tek bir noktanın kalmamasını sağlamak amacıyla Yeni Zelanda tarihinin en büyük soruşturması başlatıldı. Ancak, söz konusu kişinin yaptığı saldırının sapkınlığı hiçbir cezayla dengelenemez” şeklinde konuştu.
Yeni Zelanda Başbakanı ve hükümetinin bu olayın ardından ortaya koyduğu irade, Amerika'nın en saygın gazeteleri arasında yer alan New York Times gazetesinin de gündemindeydi.
Geçtiğimiz gün yayınlanan başyazıda, teröristlerin tercih ettiği silahlara yasak getirmesinin Ardern'in kriz döneminde liderliğini gösterdiği alanlardan sadece bir tanesiydi olduğu belirtildi. Başyazıda, şu ifadeler kullanıldı; “Mesaj vermek yerine siyah başörtüsü taktı ve kurbanların ailelerini ziyaret etti. Politikacıları da aynı şekilde yönlendirdi.” Ardern'in bir okulda düzenlenen anma esnasında hazır bir metin kullanmadan doğaçlama ve içten konuşarak, “Yeni Zelanda'nın ırkçılığa toleransı olmayan bir yer olmadığını gösterin” dedi. Yas tutan ailelere de samimi bir şekilde yaklaşan Ardern, “Kederinizin boyutlarını anlayamayız ancak sizinle her aşamada birlikte olacağız” mesajı verdi.
Son olarak geçtiğimiz Cuma günü, katliamın yaşandığı caminin yanındaki bir parkta kılınan Cuma namazına yine siyah başörtüsü takarak katılan Ardern, Peygamber Efendimizin bin hadisini okudu ve Ezan’ın Yeni Zelanda devlet televizyonu ve radyolarından canlı okunmasını sağladı.
Bu ve buna benzer saldırılar birçok ülkede yaşandı. Ancak hiçbirinde başbakanı çıkıp böyle bir davranış sergilemedi.
New York Times gazetesinde buna değinildi ve şöyle bir ifade kullanıldı; “Amerika, Jacinda Ardern kadar iyi bir lideri hak ediyor.”
Aslında bence tüm dünya Jacinda Ardern gibi bir lideri hakkediyor.