Demokrasinin gereğimidir nedir bilinmez, Türkiye Cumhuriyetinde mecliste Üçüncü büyük parti konumundaki bir siyasi oluşumun Eşbaşkanı ölümle tehdit ediliyor.
Bahsettiğim siyasi partiyi 5 yaşındaki çocuk bile bilir.
Çünkü bir değil iki değil…
Her fırsatta birileri çıkıyor HDP’lileri ölümle tehdit ediyor, ağza alınmayacak küfürler savuruyor, hakaretler ediyor…
Daha bugüne kadar yapılan bu hakaret ve tehditlerden dolayı bir kişinin dahi yargılandığını hatırlamıyorum.
Demirtaş’a yönelik son tehdit ise artık bardağı taşıran son damla oldu.
Buna değinmeden önce şöyle biraz gerilere gidelim.
HDP’lilere yönelik devleti yönetenlerin hedef gösterme ve hakaret dili, neredeyse tüm kamu görevlilerini cesaretlendirmiş durumda.
Hele güvenlik görevlileri arasında HDP milletvekillerine diklenme, saygısızlık, hakaret gibi davranışlar sıradan bir hal almış. Hatta bunu yapanlar birimlerinde kahraman gibi karşılanır oldu.
7 Haziran sonrası bu türden hakaret ve tehditler arttı.
Geçtiğimiz yıl Ekim ayında Silvan’daki çatışmaların ardından incelemkelerde bulunmak üzere ilçeye giden HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yigitalp, Özel Harakat Polislerince tehdit edildi.
Silvan Belediyesi binasına ait bahçede HDP’li vekil Yiğitalp’le konuştukları sırada yakınlarından geçen özel harekat polislerini çekmek isteyen muhabirlerin etrafı, duran araçtan inen otomatik silahlı polisler tarafından sarıldı.
Gazetecilerin işlerini yapmalarına önce tehdit ve hakaretlerle engel olmaya çalışan polislerden biri, daha sonra elindeki silahı DİHA muhabiri Serhat Yüce’nin başına dayadı. “Bana dayılanmayacaksın. Çekmeyeceksin” diye bağıran ve kontrolü kaybeden polise, diğer gazeteciler ve Yiğitalp engel olmaya çalıştı.
Gazetecilerin başına silah dayayan polislere engel olmaya çalışan ve gizli video kaydında “Yapma” diye bağıran HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp de silahla tehdit edildiğini söyledi.
Yiğitalp, polislerin kendisine, “Sen karışma, senin de kafana sıkarız” dediğini aktardı.
7 Haziran’da Batman’dan, 1 Kasım’da ise Mardin’den HPD Milletvekili seçilen Ali Atalan, Şanlıurfa’da karşılaştıkları hakaretleri meclise taşıdı. Atalan, Başbakan Davutoğlu’na verdiği önergede şunları belirtti; “26 Şubat 2016 tarihinde Suruç Devlet Hastanesi girişinde bulunan özel harekât polisleri şahsıma ve beraberimdeki Şanlıurfa Milletvekilleri Sayın Dilek Öcalan ve Sayın İbrahim Ayhan´a Milletvekillerini hiçe sayıp itibarsızlaştıran davranışlarda, rencide edici sözlü hakaret ve tehditlerde bulunmuştur. TBMM üyesi olan seçilmişlere karşı sergilenen bu tutum halk iradesinin yok sayılması, TBMM´nin itibarının ve onurunun ayaklar altına alınması anlamına gelmektedir.”
Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığının bütçesine ilişkin görüşmelerin yapıldığı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.
Bu sırada AKP İzmir Milletvekili Hamza Dağ, HDP sıralarındaki milletvekillerine, “Vatana, bayrağa her şeye hakaret edeceksiniz. Siz o çukurlarda kalacaksınız. Siz çukurlarda mahvolacaksınız HDP diye bir şey kalmayacak. Çukurlara gömüleceksiniz merak etmeyin” diyerek tehdit etti.
Sadece HDP’li vekiller değil. HDP’ye destek verenlerde hedefte.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, ‘Saray yenilecek, halk kazanacak’ başlıklı açıklamaya imza atan 100 isme yazılı bir açıklamayla yanıt verdi. HDP’ye desteklerini açıklayan aydınlara yönelik, “PKK’ye her kim destek veriyorsa yargılanacaktır” diye konuştu.
Gelelim son olaya.
Yukarıda da dediğim gibi bu artık bardağı taşıran son damla oldu.
Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Osmanoğulları Holding'in sahibi Ayhan Babuşcu, Twitter'dan paylaştığı ve IŞİD'e sempatizanlık duyduğu anlaşılan görsellerle HDP'lileri ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ölümle tehdit etti.
Osmanoğulları Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Babuşcu, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Yeni bir kampanya başlatıyorum. Demirtaş ve diğer p..çlerinin kellesi ne kadar eder?” şeklinde yazdı.
Babuşcu'nun Twitter'dan yaptığı paylaşımlarda; bir IŞİD'çinin kafa kestiği görüntülere, Demirtaş'ın kafasının monte edildiği de görülüyor.
Böylesine bir aymazlık oylamaz.
Seversin veya sevmezsin, ancak meclisteki üçüncü büyük partinin Eşgenel Başkanını böyle tehdit edemezsin.
Şimdi bekliyorum, acaba hangi yürekli savcı çıkacak ve bu tehdit ile ilgili soruşturma başlatacak. Burada sanırım birilerinin şikayetçi olmasını beklemek gerekmiyor.
Tehdit edilen kişi siyasi bir partinin başındaki kişi. 6 milyon kişinin oy verdiği bir partinin başındaki kişiye bu tehdit affedilecek gibi değil.