HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde annelerin başlattığı eylem, bir başka gerçeği de hatırlattı.
Anneler, çocuklarının PKK tarafından kaçırıldığını belirterek oturma eylemi başlatmıştı.
O ailelerin arasında ne yazık ki asker ve polis aileleri de var.
* 24 Temmuz 2015’te Diyarbakır-Bingöl karayolunda polis memuru Vedat Kaya alıkonul
* 28 Temmuz 2015’te Diyarbakır-Bingöl karayolunda polis memuru Sedat Yabalak alıkonuldu
* 13 Ağustos 2015’te Diyarbakır-Lice karayolunda uzman çavuş Hüseyin Sarı, Er Sedat Sorgun, Er Süleyman Sungur alıkonuldu.
* 18 Eylül 2015’te Tunceli-Pülümür karayolunda astsubay Semih Özbey alıkonuldu.
* 21 Eylül 2016’Hakkari’de Uzman Çavuşlar Ümit Gıcır ve Mevlüt Kahveci alıkonuldu.
* 2 Ekim 2015’te Tunceli-Pülümür karayolunda Er Müslüm Altuntaş ve Er Adil Kavaklı alıkonuldu.
* 12 Aralık 2015’te Şırnak merkezde uzman çavuşlar Sedat Vardar ve Ferdi Polat alıkonmuşlardır.
Çocukları yaklaşık 4,5 yıldır PKK tarafından kaçırılan ve şu an örgütün elinde olan 13 polis ve askerin akıbeti bilinmiyor.
Gittikleri tüm kapılandan olumsuz cevap alan asker ve polislerin anne ve babaları da çareyi Diyarbakır’da annelerin başlattığı eyleme katılmakta buldu. Onların da tek isteği çocuklarına kavuşabilmek.
Diyarbakır’daki oturma eylemine katılanlardan biri de 10 aydır kayıp olan 2002 doğumlu oğlu Mustafa Biçer’den haber alamayan baba Rauf Biçer, “Evlatlarımız gelene kadar HDP önünde oturmaya devam edeceğiz” diyor.
HDP ile birlikte TBMM’deki tüm partilere seslendiğini söyleyen Rauf Biçer, “Biz HDP’nin dediği gibi tüm partilerin birleşmesini, öfkesini bir tarafa bıraksın evlatlarımızı getirmelerini istiyoruz. Devlet de HDP de diğer partiler de birleşsin ve evlatlarımızı getirsin. Çocuklarımız gelmeden bu analar buradan kalkmayacak” diye konuştu.
Ancak asker polis memuru babası Vedat Kaya, adeta veryansın ediyor.
Şeyhmus Kaya, İstanbul'da polis memuru iken Muş'ta kardeşinin düğün konvoyuyla memleketine dönerken Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 24 Temmuz 2015’te PKK tarafından kaçırılan polis memuru Vedat Kaya’nın (28) babası. Mardin’in Derik ilçesinden Diyarbakır’a giden Şeyhmus Kaya 5 Eylül’de oturma eylemine başladı.
“5 yıldır herkesle görüştüm, son çaremiz burasıydı” diyen Şeyhmus Kaya şöyle konuşuyor; “Oğlum 24 Temmuz 2015’te Lice’de kaçırıldı. Biz 4 senedir Ankara’ya gittik bütün partilerle görüştük, insan haklarıyla görüştük. Oğlum abisinin yanında kaçırıldı. Yanındakiler kaçırılmasın diye kendisini feda etti çocuğum. Çocuğumun kaçırıldığı gün Lice’ye gittik bunların eş başkanları bana ‘Burada yol kesiyoruz’ dedi. HDP’nin adamlarını biliyorum, HDP’nin çözüm olmayacağını bilsek neden gelelim buraya. Çalmadığımız kapı yok. Sırrı Süreyya Önder ile Selahattin Demirtaş ile MHP ile AK Parti ile görüştüm. 5 yıldır herkesle görüştüm. Son çaremiz burasıydı.”
2 Ekim 2015'te usta birliğine giderken Tunceli – Pülümür’de kaçırılan Er Müslüm Altuntaş’ın babası Şevket Altuntaş da, “Biz daha önce oturma eylemi yapmayı denedik. Ama İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, ‘Biz her şeyi yaptık, sakın bir girişimde bulunmayın sürece zarar verirsiniz’ dedi. Şu ana kadar bunun için gelmedik. 4 yılın sonunda anladık ki bu bir koca yalan. Şu ana kadar söylenenlerin hiçbiri gerçek olmadı. Bizi hükümete karşı kışkırtmakla kaldılar. Tamam, hükümet suçlu ama PKK’nın hiç mi suçu yok. Delikanlıları alıyor vermiyor. Benzer laflar hep ‘Biz üstümüze düşeni yapacağız, müsterih olun’ diyorlar. Ama hiç sonuç yok. HDP’nin çağrılarını samimi bulmuyorum. Madem samimiler bizimle beraber olsunlar, yürüyüş yapsınlar bizimle. Oturma eyleminin sonunda ya ölüm ya da zafer çığlığı çıkacak buradan. Ben ve arkadaşlarım kararlıyız sonuna kadar oturacağız. Ya öleceğiz burada ya da çocuklarımızı alacağız.”
Tüm bu anne ve babalar, haklı gerekçelerle oturma eylemi yapıyorlar.
Tek istedikleri çocuklarına yeniden kavuşabilmek.
Devlet kurumları, siyasi partiler, STK’lar, İnsan hakları Örgütleri biraraya gelmeli ve bu sorunu çözmeli. Artık hiçbir annenin gözyaşı dökmesini istemiyorlarsa bunu yapmalılar.