Türkiye'de ilk Koronavirüs vakasının görüldüğü 10 Mart'tan bu yana vatandaşlar ekonomik anlamda adeta çöktü.
Özellikle esnafların bir hayli etkilendiği Covid belası dolaylı olarak vatandaşa yansıdı.
Bu süreçte birçok kişi işsiz kaldı.
Öyle yüz, iki yüz bin kişiden falan bahsetmiyorum. Milyonları bulan işsizlerden bahsediyorum.
Krizden büyüyen birkaç sektörün dışında kalanlar ne yazık ki ya iflas bayrağını çektiler, ya da işyerini küçülterek yeni bir işsizler ordusu yarattılar.
İşsiz kalan çalışanların bir bölümü işsizlik ödeneğinden az da olsa bir gelir elde ediyorlar.
Peki ya kayıt dışı çalışanların durumunu düşünen oldu mu acaba?
Özellikle bu dönemde dövizde yaşanan çalkantıdan en çok etkilenen vatandaşlar oldu.
Çünkü geride kalan 8 aylık sürede vatandaşın cebindeki para yüzde 50 oranında eridi gitti.
Ailenin en temel ihtiyaçları bile bu dönemde yaklaşık yüzde 50 zamlandı.
Bu dönemde açıklanan yüzde 12’lik enflasyon oranı, iktidar dışındaki kimseyi inandıramadı.
Geçtiğimiz günlerde bir konuşmasında faiz oranlarının yüzde 15’e yükseltilmesini savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizlerin enflasyon ile aynı olması gerektiği için yükselttiklerini belirtiyor ve enflasyonun TÜİK’in açıkladığı rakamın üzerinde olduğunu itiraf ediyordu.
Bütün dünya devletleri Pandemi döneminde vatandaşı ve esnafı koruyan hibe paketler açıkladılar.
Kira, doğalgaz ve elektrik gibi giderlerin karşılanacağını belirttiler.
Ancak bu türden bir destek ne yazık ki kendi ülkemizdeki esnafa yapılmadı.
Açıklanan destek paketlerinin hiçbiri de hibe desteği değildi.
Hepsi ne yazık ki faiziyle birlikte geri ödemeli krediler şeklendi oldu.
Şunu merak ediyorum; kentteki STK’lar bu desteğin yetersiz olduğunu bildikleri halde neden sessizler?
Esnaflar can çekişinken, neden küçük te olsa bir basın açıklaması yapmazlar?
Bu duruma sessiz kalan ve başını adeta kuma gömen STK’lar bu davranışlarının Sivil Toplum Örgütü olmanın amacıyla bağdaşmadığının farkındalar mı?
Dikkat ediyorum; bu süreçte sessiz kalmayan bir iki STK dışında kimsenin umurunda değil esnafın içler acısı hali.
Belediyeler bu süreçte kira almama ve erteleme seçenekleriyle küçük bir kesime bir nebze de olsa destek te bulundular.
Peki ya geri kalanlar ne olacak?
Bir ara birkaç vicdanlı mülk sahibinin başlattığı kira indirimi ve erteleme kararı yankı bulmuştu. Esnafların nefes alması için böyle bir uygulama genişleyerek yeniden başlayabilir.
Geçtiğimiz günlerde kıraathane işleten bir vatandaşla sohbet ediyoruz.
Pandemi süresinde işyerinin kapalı olduğunu ve iş yapamadıklarını söyledi.
Bu süreçte 7 ay boyunca kira da ödeyemediklerini belirten kiracı, indirim yapma umuduyla mülk sahibine ne kadar kira borcu olduğunu soruyor.
Aldığı cevap ise örnek olabilecek bir cevap.
Mülk sahibi, 7 ay boyunca iş yapmadığını belirterek, kazanmayan bir kiracısından kira alamayacağını belirterek tek kuruş almayacağını ifade etmiş.
Keşke tüm mülk sahipleri böyle olsa.
Batman’da böyle vicdanlı mülk sahiplerinin olduğuna inanıyorum.
Tek gecik kayrağı kura olmayan bu mülk sahiplerinin en azından kiraları yarı yarıya indirmeleri gerektiği kanaatindeyim.
Bu süreçte devlet, iş ve gelir kaybı yaşayan vatandaşlara ekonomik destek vermesi gerekiyor.
Salgın döneminde ihtiyaç sahibi ailelere Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Bin TL’lik yardımlar dağıtıldı.
10 kişilik bir aile de aynı parayı aldı, iki kişilik bir aile de.
Bu yardımların salgın boyunca har ay düzenli olarak örenmesi gerekiyor.
8 ay boyunca bir ailenin bu Bin TL’lik yardım ile geçinebileceği düşünülmüyor sanırım.
İnsanlar aç ve ne yapacağını bilemiyor.
Batman’da ekonomide lokomotif görevi gören tekstil firmalarının bir bölümü kapanma noktasına geldi. Eğer gerekli destek sağlanmaz ise kentte işsizlik korkutucu boyutlara çıkabilir.
Zaten Batman işsizliğin en yüksek olduğu kentlerden. Bu durumda caddelerde işsizler ordusunu görmek içten bile değil.