Son yıllarda basına yönelik yapılanları ibretle izliyorum.
22 Temmuz 2015 sonrası kaç haber sitesine engelleme geldi sayısını bilen yok.
Hele muhalif basına yönelik sansür ve engellemelerin haddi hesabı yok.
Birçok gazetenin internet sitelerine, internet haber sitelerine, haber ajanslarına, yani kısacası ‘muhalif’ basına anında sansür kararları alındı.
Gazetelerine yönelik sansürün bir süredir devam ettiğini belirten Birgün Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydın, Yurt, Birgün, Özgür Gündem, Cumhuriyet gibi gazetelere de dava açıldığını ifade etti. Aydın, sansür uygulamalarının Türkiye'de bir gelenek haline geldiğini belirterek, ‘Örgüt propagandası yapmak’ iddiasıyla gazetelere çok sayıda dava açıldığını aktardı. Türkiye basın tarihinin baskı ve sansüre dayalı bir geçmişi olduğunu kaydeden Aydın, “Türkiye'deki faşist rejim değişmediği sürece bu durumun değişeceğini düşünmüyorum. Özellikle 12 Eylül ve 90'lar, Kürt gazetecilere en yoğun baskıların yaşandığı yıllardı. Bütünüyle özgür basın susturulmaya çalışılmıştır. Amaç farklı düşüncelerin, farklı seslerin çıkmasını engellemekti” diye konuştu.
Özgür Gündem Gazetesi Eş Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin de, basına yönelik sansür uygulamalarını eleştirerek, çatışma ve savaşın tırmandırıldığı süreçlerde özgür basına yönelik saldırıların her daim devreye sokulduğunu ifade etti. Katliamların ve yine savaş zihniyetinin hakim olduğu 90'lı yıllarda gazetelerinin kapatıldığını, yazarlarının katledildiğini kaydeden Keskin, “Bugün yaşanılanlar 90'lı yılların bir yansımasıdır. Devlet medyasının söylemediğini söylediğimiz için baskı uyguluyorlar” dedi.
Özgür Gündem geleneğinin yıldırılamayacağının altını çizen Keskin, Özgür Gündem geleneğine sahip olan ajanslara ve siyasi iradeyi eleştiren tüm gazetelere yönelik saldırıların arttığını belirtti. Keskin, bu nedenle sansürün daha fazla tartışılır duruma geldiğini belirterek, “Ne yazık ki bizim gazetemize yönelik olan saldırılara karşı bugüne kadar ses çıkarılmamıştı. Ancak Cumhuriyet Gazetesi gibi gazetelere de aynı baskılar yapılınca ses geldi, bu önemliydi. Bu şunu gösteriyor, sorun Kürt sorunu olunca devlet aklının hiç değişmediğini gösteriyor. Gerçeklerin yansıtılmasını istemiyor” diye konuştu.
Devlet medyasının söyleyemediği şeyler ne diye düşünüyorum. Aslında o kadar çok şey var ki.
Mesela Roboski Katliamı…
Havuz medyası Roboski’deki olayı duymasına, bilmesine rağmen gizlemeye çalıştı. Aradan geçen 12 saatin ardından televizyonlarda alt yazı olarak haber verilmeye başlandı. Bu sadece bir örnek.
Basına yönelik son zamanlarda artan baskılardan en çok etkilenen ise Dicle haber Ajansı (DİHA) oldu.
‘Gerçeklerden asla taviz verilmez’ sloganı ile 4 Nisan 2002'de basın dünyasına adım atan Dicle Haber Ajansı (DİHA) internet üzerinden Türkçe, Kürtçe ve İngilizce haber servisi yapıyor.
Ajansın sitesinde, “Herkesin haber alma, bilgi edinme, özgür düşüncesini ifade etme ve eleştiri hakkına sahip olduğu gerçeği ajans olarak rehberimiz oldu.”
Deniyor.
Ancak son zamanlarda baskıların odağındaki bu haber ajansının muhabirleri tek tek tutuklanıyor.
Son olarak DİHA Muhabiri Şermin Soydan’ın Van’da tutuklanmasının ardından tutuklu DİHA muhabirlerinin sayısı 13’e çıktı.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Aydın Engin de bu konuyu dünkü köşesine taşımış.
Engin, köşesinde; “Yaptıkları haberler, gün ışığına çıkardıkları gerçekler AKP iktidarının ve onunla özdeşleşmiş polis ve asker şeflerin, kimi savcı ve yargıçların hoşuna gitmedi. Hem de hiç gitmedi. Polis ya da jandarma gözaltına aldı, savcı soruşturma açtı, yargıç da tutukladı” dedi.
Genelde muhabirlerden yaptıkları haberlerden dolayı söz edilir, ancak DİHA muhabirleri şu sıralar tutuklandıkları için konuşulur oldular.
Geçen gün bir karikatür dikkatimi çekti.
Elinde DİHA logosu bulunan bir mikrofonla hakim karşısına çıkan muhabire hakim şöyle sesleniyor; “İnsansız Hava Aracı İHA oluyor da, muhabirsiz haber ajansı DİHA neden olmasın?.”
Şu sıralar birçok basın kuruluşundan bu ajansa haber desteği veriliyor. Muhabirler ve gazeteciler uzak illerden geliyor ve ‘Haber Nöbeti’ tutuyorlar.
Muhabirsiz haber ajansı olamaz ama bu ajansa yönelik bu baskılar sürerse tüm muhabirleri tutuklanacaktır.