~~Günümüzde en çok konuşulan ve tartışılan konulardan biri de budur.
Önce medya nedir ona bakalım…
İnsanlar günlük yaşamlarında sürekli iletişim kurarlar. Çağdaş dünyadaki yaşam türü, bireyleri iletişimin teknik araçlarına daha çok bağımlı kılmaktadır. Çünkü haberleri, düşünceleri, duyguları bildirir. Medya, Görsel sanatları, müziği, tiyatroyu, baleyi, tüm insan davranışlarını kapsar, bilgiyi yayar, eğitir, eğlendirir ya da bilgiye yönelik davranışlardır. Bunun sayesinde insanlar görerek, duyarak, okuyarak edindikleri bilgileri çevresindekilere de yansıtırlar. Bir kısmı olumlu, bir kısmı olumsuz tepkiler gösterirler. O medya aracına gösterdikleri güven oranında tutum ve tavırları da değişiklik gösterebilir. Seçilen bilgileri belleklerinde saklayıp daha sonra bunlara başvurabilirler.
Bir de medyanın başlıca görevlerine bakalım…
Bilgilendirme, yönlendirme, eğitme, duyguları dile getirme, toplumsal ilişki kurma, eğlendirme, uyarma.
Peki, medya yandaş olur mu?
Dünyanın hiçbir yerinde medya iktidarların yanında yer almaz, alamaz.
İktidarların yaptığı herşeyi halk adına takip etme ve uyarma görevi üstlenen medya, her zaman hakem görevi yapmalıdır.
Eğer iktidarların yanlışlarını görmemek ve her yaptığını övmek, basın meslek etiğiyle bağdaşmaz.
Yandaş medya; yandaş olduğu tarafın her sözünü, her hareketini, her yaptığını doğrulamak, yapacaklarına haklılık zemini hazırlamak… muhalif olduğu tarafında her sözünü, her hareketini, her yaptığını yalanlamak ve haksız çıkarmak için, sahibi olduğu gazete, dergi, televizyon, radyo kanalı, olaya göre çeşitli adlar adı altında açtığı internet siteleri, facebook twitter gibi popüler sosyal medya araçları vasıtası ile kirli bilgi ve haber bombardımanına tutan medya topluluklarıdır.
Ancak bugün Türkiye’de buna çokça şahit oluyoruz ne yazık ki.
İktidar, yandaş medya sayesinde her istediğini yüksek bir dille seslendiriyor, muhalefet partilerinin haklı seslerini ise görmezden geliyor.
Hatta muhalif medya üzerinde ise belirgin bir baskı oluşturuluyor.
Bu baskı iktidarın yanısıra ne yazık ki zaman zaman yandaş medyadan geliyor.
Mesela son süreçte yaşadığımız bir kriz var.
Neredeyse iğneden ipliğe kadar zam görmeyen ürün kalmadı.
Marketteki tüm ürünler zamlandı, kiralar arttı, ithal ürünler ikiye katlandı, bazı işletmeler yaşanan döviz dalgalanmasından dolayı ürün satmamaya başladı ve en önemlisi zam isteyenlerin ardı arkası kesilmiyor.
Ancak yandaş medya şu sıralar yaşanan tüm bu olumsuzluklara kulağını tıkamış, üstelik aksi istikamette yayınlar yaparak adeta ülkenin güllük gülistanlık olduğunu belirtiyor ne yazık ki.
Bu duruma şahit olmak ve görmek bir gazeteci olarak beni kahrediyor.
O zaman şunu sormak lazım yandaş medyaya…
Madem ülkede bir kriz yok, neden hergün ürünlere zam geliyor?
Kriz yoksa iktidar partisi hergün yeni tasarruf tedbirleri kararlarını neden alıyor?
Ben bir hafta önce aldığım bir ürünü neden bugün iki katı fiyat ödeyerek alıyorum?
Bugün akademisyenlerin savunduğu görüş şu; “İktidar ile medya patronları arasındaki çıkar ilişkileri medya özgürlüğünün zayıflamasına neden olmuş ve medya patronları siyasilerin görüşlerini dikkate alarak otosansür kültürünü günümüz medyasına taşımıştır.”
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) gibi kurumlar ne yazık ki iktidar araçlarına dönüşmüş, medya organlarının kim tarafından sahiplenileceğini belirlenmiştir.
Ne yazık ki günümüz Türkiye’sinde gazetecilik mesleği etik anlamda kuralların çiğnendiği bir meslek haline gelmiştir.
Ne yazık ki basın özgürlüğünde de Türkiye büyük sıkıntılar yaşıyor.
Bugün Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 155. Sırada yer alıyor.
Spot: Ancak yandaş medya şu sıralar yaşanan tüm bu olumsuzluklara kulağını tıkamış, üstelik aksi istikamette yayınlar yaparak adeta ülkenin güllük gülistanlık olduğunu belirtiyor ne yazık ki.
~~Günümüzde en çok konuşulan ve tartışılan konulardan biri de budur.
Önce medya nedir ona bakalım…
İnsanlar günlük yaşamlarında sürekli iletişim kurarlar. Çağdaş dünyadaki yaşam türü, bireyleri iletişimin teknik araçlarına daha çok bağımlı kılmaktadır. Çünkü haberleri, düşünceleri, duyguları bildirir. Medya, Görsel sanatları, müziği, tiyatroyu, baleyi, tüm insan davranışlarını kapsar, bilgiyi yayar, eğitir, eğlendirir ya da bilgiye yönelik davranışlardır. Bunun sayesinde insanlar görerek, duyarak, okuyarak edindikleri bilgileri çevresindekilere de yansıtırlar. Bir kısmı olumlu, bir kısmı olumsuz tepkiler gösterirler. O medya aracına gösterdikleri güven oranında tutum ve tavırları da değişiklik gösterebilir. Seçilen bilgileri belleklerinde saklayıp daha sonra bunlara başvurabilirler.
Bir de medyanın başlıca görevlerine bakalım…
Bilgilendirme, yönlendirme, eğitme, duyguları dile getirme, toplumsal ilişki kurma, eğlendirme, uyarma.
Peki, medya yandaş olur mu?
Dünyanın hiçbir yerinde medya iktidarların yanında yer almaz, alamaz.
İktidarların yaptığı herşeyi halk adına takip etme ve uyarma görevi üstlenen medya, her zaman hakem görevi yapmalıdır.
Eğer iktidarların yanlışlarını görmemek ve her yaptığını övmek, basın meslek etiğiyle bağdaşmaz.
Yandaş medya; yandaş olduğu tarafın her sözünü, her hareketini, her yaptığını doğrulamak, yapacaklarına haklılık zemini hazırlamak… muhalif olduğu tarafında her sözünü, her hareketini, her yaptığını yalanlamak ve haksız çıkarmak için, sahibi olduğu gazete, dergi, televizyon, radyo kanalı, olaya göre çeşitli adlar adı altında açtığı internet siteleri, facebook twitter gibi popüler sosyal medya araçları vasıtası ile kirli bilgi ve haber bombardımanına tutan medya topluluklarıdır.
Ancak bugün Türkiye’de buna çokça şahit oluyoruz ne yazık ki.
İktidar, yandaş medya sayesinde her istediğini yüksek bir dille seslendiriyor, muhalefet partilerinin haklı seslerini ise görmezden geliyor.
Hatta muhalif medya üzerinde ise belirgin bir baskı oluşturuluyor.
Bu baskı iktidarın yanısıra ne yazık ki zaman zaman yandaş medyadan geliyor.
Mesela son süreçte yaşadığımız bir kriz var.
Neredeyse iğneden ipliğe kadar zam görmeyen ürün kalmadı.
Marketteki tüm ürünler zamlandı, kiralar arttı, ithal ürünler ikiye katlandı, bazı işletmeler yaşanan döviz dalgalanmasından dolayı ürün satmamaya başladı ve en önemlisi zam isteyenlerin ardı arkası kesilmiyor.
Ancak yandaş medya şu sıralar yaşanan tüm bu olumsuzluklara kulağını tıkamış, üstelik aksi istikamette yayınlar yaparak adeta ülkenin güllük gülistanlık olduğunu belirtiyor ne yazık ki.
Bu duruma şahit olmak ve görmek bir gazeteci olarak beni kahrediyor.
O zaman şunu sormak lazım yandaş medyaya…
Madem ülkede bir kriz yok, neden hergün ürünlere zam geliyor?
Kriz yoksa iktidar partisi hergün yeni tasarruf tedbirleri kararlarını neden alıyor?
Ben bir hafta önce aldığım bir ürünü neden bugün iki katı fiyat ödeyerek alıyorum?
Bugün akademisyenlerin savunduğu görüş şu; “İktidar ile medya patronları arasındaki çıkar ilişkileri medya özgürlüğünün zayıflamasına neden olmuş ve medya patronları siyasilerin görüşlerini dikkate alarak otosansür kültürünü günümüz medyasına taşımıştır.”
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) gibi kurumlar ne yazık ki iktidar araçlarına dönüşmüş, medya organlarının kim tarafından sahiplenileceğini belirlenmiştir.
Ne yazık ki günümüz Türkiye’sinde gazetecilik mesleği etik anlamda kuralların çiğnendiği bir meslek haline gelmiştir.
Ne yazık ki basın özgürlüğünde de Türkiye büyük sıkıntılar yaşıyor.
Bugün Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 155. Sırada yer alıyor.
Ancak yandaş medya şu sıralar yaşanan tüm bu olumsuzluklara kulağını tıkamış, üstelik aksi istikamette yayınlar yaparak adeta ülkenin güllük gülistanlık olduğunu belirtiyor ne yazık ki.