Yıllardır dillendirir dururuz ancak nedense bir türlü çözülmez bu kentin sahipsizliği.
Batman’a ilk devlet hastanesi yapıldığında bu hastanenin birkaç yıl sonra yetersiz kalacağı dillendirilmişti. Ancak kimse kaale almadı bu söylemleri.
Ardından Batman Bölge Devlet Hastanesi planlandı.
İhalesi temeli derken yapımı tam 16 yıl sürdü.
Sahibi olsaydı bu kadar sürer miydi bu hastanenin inşaatı.
Tabi ki sürmezdi.
En fazla 2-3 yıl içinde bitirilirdi.
Ama bu hastane daha inşaat halindeyken ilk planlanan 250 yatak kapasitesinin yetmeyeceği dillendirildi.
Yine takan olmadı.
Neyseki sonradan bir akıllı çıktı da bunu farketti ve sonradan 400 yatak kapasitesine çıkarıldı.
Şimdilerde bu hastane yetersiz kaldı.
Aslında şimdiden değil, yıllardır yetersiz ama yene yeni birileri farkına vardı ve yeni bir hastanenin yapılması kararlaştırıldı.
Şimdi de bu hastanenin yapılacağı yer ile ilgili tartışmalar yaşanıyor.
Hastaneler yapılırken vatandaşın her yerden rahatça ulaşabileceği bir yer tercih edilmeli.
200 yataklı hastanenin TEİAŞ’ın yanından geçen çevreyoluna yakın bir yere kurulması düşünülüyor.
Şimdi bu hastanenin yeri için kent adeta ikiye bölünmüş durumda.
Kimisi yerin uygun olduğunu belirtiyor, kimisi ise ulaşımın sıkıntılı olacağını belirterek karşı çıkıyor.
Şimdi belediyenin bazı projeler için yaptığı anketler var.
Önce vatandaşa soruyor ve onların önerilerini alıyor. Peki diğer kurumların yatırımlarında neden bu düşünülmüyor.
Mesela kentin büyük bir eksiği olan Kadın doğum Hastanesi, mevcut Bölge Devlet Hastanesinin hemen yanına yapılıyor, buranın yeri bakımından hiçkimsenin itirazı yok.
Ama eğer yeni yapılacak 200 yataklı hastane ile ilgili şikayetler var ise değerlendirilmelidir.
Mesela daha uygun bir yer için arsa takası yapılabilir.
Aynı durum Batman Üniversitesi için de geçerliydi ancak yine o dönemin yöneticileri bildiğini okudu ve şimdi Üniversite ne yazık ki kentten kopuk ve neredeyse Batman halkının yerini bile bilmediği bir bölgeye kuruldu.
Şimdi Üniversitenin kentle bütünleşmesi için projeler hazırlanıyor. Peki, oraya kampüs yapılmadan önce neden düşünülmedi?
Batman üniversitesine halkın gedebilmesi için Milyon TL’lik proje lazım.
Her şehrin üniversitesi kentle bütünleşirken, bizimkisi Raman dağının arkasında kaldı.
Batman’ın sahipsizliğinin örnekleri o kadar çok ki.
Bu saydıklarınız değil elbette.
Sadece önemli bazılarını taşıdık buraya.
Mesela İluh Deresi…
Bu şehrin 50 yıllık sorunudur İluh Deresi. Her seçime malzeme olmuş, ancak unutulmuş bir sorun. Kaç siyasetçi gündeme getirdi, Belediye Başkanı ve Milletvekili oldu ama nedense bu sorunu çözemedi.
Kaç çocuk, kaç insan bu zehir akan dereden dolayı hastalandı ve belkide yaşamını yitirdi bilinmiyor.
Peki ya şehrin kenarından geçen ve büyük tehlike olan sulama kanalına ne demeli…
Kaç çocuk boğuldu sayısı belli değil, ancak hala bu kanalın yarattığı tehlike ortadan kaldırılmış değil. Acaba daha kaç çocuğun boğulmasını bekliyorlar?
Şehrin trafiği almış başını gidiyor.
Hergün trafiğe yeni araçlar katılıyor, ancak kentin trafiğini kaldıracak bir alternatif üretilmiyor ne yazık ki.
Özellikle akşam saatlerinde Turgut Özal bulvarında kilometrelerce uzuyor araç kuyruğu ama gören yok.
Birde şu sıralarda artık halkı isyan noktasına getiren elektrik kesintileri…
İsmi bende saklı ama Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı bir köyün bir trafosu bir hafta önce yandı. Defalarca başvuru yapılmasına rağmen bu trafo onarılmadı. DEDAŞ yetkilileri hep ‘tamam’ dediler ama yapmadılar.
Bu trafoya köyün okulu da bağlı. Bu nedenle kaloriferler çalışmadı ve okula giden minik çocukların neredeyse yarısı hastalandı.
Ancak biz haber yaparız deyince Milli Eğitim Yetkilileri sorunu kaymakama bildirdi ve sorunun çözüleceği söylendi.
Basın devreye girmese belki hala yapılmayacaktı bu trafo.
Sadece köylerde değil, kentte de dudum aynı.
Planlı elektrik kesintisi deniyor ve sabah 07.00-10.00 arasında enerji kesileceği söyleniyor, ancak söylenen saatten tam 6 saat sonra elektrikler geliyor. Bu durum her kış mevsiminde ve neredeyse 20 yıldır devam ediyor ve ne yazık ki bir Allah’ın kulu ‘niye böyle’ demiyor.
İşte sahipsiz kent diyeceğimiz bunca neden var.
Peki, sahibi nerede bu kentin?