Lütfen bekleyin..

FLAŞ HABER

Mustafa SEVEN

Kapat, tutukla, yasakla…

17 Mart 2016, 18:40 Okuma: 2612


Kürt sorununun çözümünde bugüne kadar hep silahlı yöntemler denendi.
Sonuç; şu an gelinen noktadayız…
Kürt sorunundan bahsediyoruz, ancak sadece bu değil, hiçbir sorun silahla çözülmez.
Silah denenerek uygulanan yöntemle ancak sorun bastırılabilir.
Buna yapanlar ise uzun süreli iktidar düşünen hükümetlerin değil, geçici hükümetlerin yapacağı birşey. Mantık; ben şimdilik bastırayım da yarın ne olur beni ilgilendirmezdir. 
Bugün silahla bastırdığın şey yarın bir başka sebepten ötürü yeniden ortaya çıkacaktır.
Bu insan vücudundaki bir hastalık gibidir.
Ağrı kesici ilaçlarla o an ağrıyı bastırırsın, bir süre sonra daha keskin bir acıyla yeniden ortaya çıkar.
Sonra… elini kesersin, kolunu kesersin, bacağını kesersin…
Kürt sorunu yüzyıllara varan bir sorun aslında.
Osmanlılar döneminden şu ana kadar sürekli gündemde kalmıştır.
Zaman zaman anlaşmalar yapılmış olsa da sonradan bozulmuştur.
Şimdilerde birçok kesimin karşı çıktığı Kürdistan, aslında hem Osmanlı hem de Türk arşivlerinde hala yer alıyor.
Son olarak 1921 yılında bir anlaşmadan bahsediliyor.
1921 Haziran ayında Kürt liderler ile Ankara hükümeti arasında küçük çaplı çatışmalar sonunda karşılıklı delegelerin anlaştığından ve imzalanan bir protokolden söz ediliyor. (bu belge Robert Olson’un Kürt Milliyetçiliği ve Şeyh Said adlı kitabında ilk olarak yer aldı. İngiltere belgelerinden alınmıştır)   Mardin’deki aşiret liderlerinden Pirizade Bekir, Derwîn’den Musa Beg ve Millî Aşiret Reisi Mirliva İbrahim Paşa, Kürt tarafının önde gelenleri olarak bu belgede ismi geçenler. Mustafa Kemal liderliğindeki hükümet tarafından otonom bir Kürt devletinin resmen tanınmasından bahseden bu tutanağın Haziran’ın son günlerinde karşılıklı olarak imzalandığı belirtilmektedir. Fransız arşivlerindeki belgeye göre antlaşma şu noktalardan oluşuyordu;
1-Ankara hükümeti tarafından Kürtlerin yaşadığı bölgede otonom bir Kürt devleti tanınacaktır.
2-Sınırlar Kürtler tarafından çizilecektir.
3-Türk jandarmaları ve Türk devlet görevlileri Kürdistan’ın sınırları dışına çağrılacaktır.
4-Otonom Kürdistan örgütlenme işlerinden Türkiye elini çekecektir.
5-Ankara hükümeti tarafından toplanan tüm askeri vergilerin ve askeri bağışıklıklar Kürtlere tahsis edilecektir
6-Türkiye toprakları içinde kalan Kürtler dış mihraklara karşı korunacak ve orduda bulunan Kürtler özgür bırakılacaktır.
Bu ve buna benzer anlaşmalar var. Ancak bu anlaşmalar uzun süreli olmadı ve nedense hep silahlı yöntemlere başvuruldu.
3 Ocak 2013 tarihi Kürt sorununun çözümünde önemli bir mihenk taşı oldu.
Bu tarihte ilk İmralı heyeti Öcalan ile İmralı adasında görüştü.
Ardından başlayan ‘Çözüm Süreci’ herkes için bir umut oldu.
Ancak bu umut ta ancak 2,5 yıl sürdü.
Şimdilerde 1990’lı yılların ağzı ile konuşan siyasi iktidar, tek çözümün silah ve şiddetle olabileceğini varsayıyor.
Zaten şu ana kadar denenen tüm yollar silahlı yöntemlerdi. Bu yöntemin başarılı olmadığı ortada. Denenmeyen tek yol müzakerelerdi ancak o da yarım kaldı.
Şimdi gelinen nokta 1990’lı yılların şiddetli çatışmalarından farksız.
Hergün çatışma, hergün ölüm haberleri.
Ancak bu kez bir farklılık var.
Çatışma ve ölüm haberleri ne yazık ki artık sadece bölgeden gelmiyor. Artık batı illeri de bu savaşın acısını hissediyor. Son 5 ayda Ankara ve İstanbul’da patlayan bombalar bunun kanıtı değil mi?
Şimdi artık bu huzursuzluk Türkiye’nin her tarafına yayılmış durumda. Ne Ankara’daki, ne İzmir, İstanbul’daki vatandaş huzurlu değil.
Her an ölümle burun buruna gelme ihtimali insanı ne kadar huzursuz eder varın siz düşünün.
Kürt siyasetçilerin mecliste olmaları bu sorunun çözümü noktasında bir şans. Ancak mevcut iktidar adeta darağacına HDP’lileri çıkarmak için büyük bir çaba içinde.
Daha önceden denenmemiş bir yöntem değil.
DEP Milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı, cezaevine atıldılar. Sorun çözüldü mü? Hayır…
Bu gelenekten gelen birçok siyasi parti kapatıldı, yine çözüm olmadı.
Şimdi bakıyorsunuz yapılmak istenen her etkinliğe anında yasak geliyor.
HDP Eşgenel Başkanlarının mitinglerine ayrı ayrı yasak geldi. 8 Mart etkinliği yasaklandı. Şimdi ise Newroz kutlamalarına yasak geldi. Bu yöntemlerin hepsi daha önceden denendi ve çözüm olmadı. Şimdi ısrar etmenin faydası olmadığı gibi, sorunu daha da derinleştiriyor.


 

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1409 gün önce
1486 gün önce
1591 gün önce
1610 gün önce
1668 gün önce
1766 gün önce
1891 gün önce
2025 gün önce
2053 gün önce
2088 gün önce
2095 gün önce
2116 gün önce
2228 gün önce
2298 gün önce
2368 gün önce
2403 gün önce
2424 gün önce
2445 gün önce
2487 gün önce
2543 gün önce
2555 gün önce
2662 gün önce
2669 gün önce
2829 gün önce
2858 gün önce
2878 gün önce
2913 gün önce
2959 gün önce
2997 gün önce
3011 gün önce
3018 gün önce
3028 gün önce
3102 gün önce
3130 gün önce
3151 gün önce
3172 gün önce
3182 gün önce
3193 gün önce
3214 gün önce
3228 gün önce
3249 gün önce
3256 gün önce
3269 gün önce
3271 gün önce
3272 gün önce
3284 gün önce
3290 gün önce
3303 gün önce
3317 gün önce
3328 gün önce
3347 gün önce
3373 gün önce
3383 gün önce
3394 gün önce
3395 gün önce
3416 gün önce
3417 gün önce
3429 gün önce
3439 gün önce
3441 gün önce
3445 gün önce
3450 gün önce
3451 gün önce
3456 gün önce
3462 gün önce
3469 gün önce
3477 gün önce
3480 gün önce
3487 gün önce
3488 gün önce
3494 gün önce
3498 gün önce
3499 gün önce
3519 gün önce
3549 gün önce
3578 gün önce
3592 gün önce
3605 gün önce
3610 gün önce
3618 gün önce
3635 gün önce
3639 gün önce
3663 gün önce
3684 gün önce
3700 gün önce
3704 gün önce
3717 gün önce
3722 gün önce
3725 gün önce
3729 gün önce
3737 gün önce
3743 gün önce
3773 gün önce
3791 gün önce
RSS
© 2025 - Batman Medya Gazetesi
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=