Son birkaç gündür herkes YPG güçlerinin DAİŞ’in elindeki en önemli Türkiye sınır kapısını ele geçirmesini konuşuyor.
ABD öncülüğündeki koalisyon ve bazı ÖSO gruplarının desteğini alan YPG, Suriye sınırındaki Tel Abyad’ı ele geçirdi. Altı ay önce IŞİD’in Kobane’ye yönelik saldırısını püskürten YPG, Tel Abyad’ı da alarak Kobani ve Cezire kantonlarını birleştirmiş oldu. Bu durum Ankara'da, seçimden sonra ilk kez toplanan Bakanlar Kurulu’nda da haritayla ele alındı.
YPG, havadan ABD öncülüğündeki koalisyonun, karadan da Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı bazı gruplardan oluşan Burkan el-Fırat grubunun desteğiyle Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) kontrolündeki sınır kasabası Tel Abyad’ı ele geçirdiğini duyurdu. 12 günlük operasyonun nihai hamlesi, önceki gün YPG güçlerinin önce Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine açılan sınır kapısı ve Tel Abyad’ı Rakka’ya bağlayan karayolunu ele geçirmesinin hemen ardından geldi.
Aylardır burada yer edinen DAİŞ militanları ise tabiri caizse kaçacak delik arıyor.
Times gazetesinde yer alan bir haberde, DAİŞ militanlarının sakallarını keserek Türkiye'ye kaçtığı yazıyor.
Haberde şu ifadelere yer veriliyor; “Suriye sınırındaki Tel Abyad IŞİD'in kontrolündeyken, Türkiye tarafındaki bir kıyafet mağazası, radikallerin halifelik ilan ettiği bölgeye gidenlere çok sayıda burka satmıştı. Ancak köktendinciler yenildikten sonra IŞİD üyeleri kimliklerini gizleyerek Türkiye'ye kaçmaya ve izlerini kaybettirmeye çalışıyorlar.
Kürt kuvvetleri kenti ele geçirmeden saatler önce çoğu IŞİD militanı güneye, Suriye'de en güçlü oldukları şehir Rakka'ya kaçtı. Bazıları ise YPG bayrağını dikmeden Türk yetkililere teslim oldu. Bir kısmının ise sakallarını keserek diğer mültecilerle birlikte Türkiye'ye girdiği belirtiliyor.”
Burada Kürtlerin önemli bir zaferinden bahsetmek mümkün. Ancak birileri bunu çürütmenin peşinde, bu zafere gölge düşürmek için akıl almaz yalanlarla karalama kampanyaları başlatılmış.
Kürtlerin Tel Abyad’daki Arapları topraklarından sürerek yerine Kürtleri yerleştirmek istediğini belirtiyor bazıları.
Peki Tel Abyad’ın alınmasının ardından gözlerin çevrildiği PYD yönetimi bu iddialarla ilgili ne düşünüyor?
Bu önemli sorunun yanıtını, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim veriyor.
Salih Müslim, Tel Abyad’ın özgürleştirilmesinin birçok anlamda önemli boyutlarının olduğunu ifade ederek, “DAİŞ’in beslendiği en önemli can damarlardan birisi kesilmiştir” dedi. Uzun dönemden beridir yapılan hazırlıklar kapsamında Girê Spi’nin özgürleştirilmesinin beklenilen bir durum olduğunu dile getiren Müslim, gerçekleştirilen operasyonun en önemli boyutlarından birisinin de 2 yıldan uzun süredir ambargo altında tutulan Kobanê Kantonu’nun, Cizîr Kantonu ile birleşmesinin olduğunu söyledi.
Akçakale sınır kapısının uzun dönemdir bir sınır kapısı olmaktan çıkıp DAİŞ’in merkezi haline geldiğini vurgulayan Müslim, “Akçakale artık DAİŞ’in destek gördüğü bir sınır kapısı asla olmayacak. YPG ve birleşik güçlerin denetiminde olarak kalacak” şeklinde konuştu.
Müslim, bütün dünyanın terörist olarak gördüğü bir çete örgütünü savunma pozisyonunda durulmasının anlamsız olduğunu belirtti. Müslim, “Biz hiçbir zaman Türkiye için tehdit oluşturmadık. Bugün Rojava’da bütün halklar bir birini kendi renkleriyle kabul ederek birlikte kardeşçe yaşıyor. Bu durum hem Suriye’nin geleceği için hem de komşu devletler için iyi bir durum olarak görülmeli. YPG’nin bu bölgede olmasından kaynaklı duyulan kaygıların hepsi boşunadır” dedi.
Rojava’daki yönetimden ve YPG’den Türkiye’nin hiç korkmaması gerektiğini defalarca dile getirilmesine rağmen hala bir korku içinde olunmasına anlam vermenin zor olduğunu belirten Müslim şunları kaydetti: “Sınırın iki tarafı da bizim için çok önemlidir. İki tarafta da yaşayan sonuçta bizim insanlarımız. Onların güvenliğini de düşünmek zorundayız. Bu anlamda yeniden tekrarlıyorum kaygılar boşunadır. Artık Türkiye Kürt fobisinden kurtulmalı.”
YPG’nin bölgede gücünü istemeyen kesimlerin operasyonla birlikte bir karalama politikası içine girerek YPG’nin ve birleşik güçlerin operasyonundan kaynaklı bölgedeki sivil halkın mağdur olduğu haberlerinin asla gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Müslim, bu tür haberlerin tamamen anti propaganda amaçlı yapıldığını söyledi. Müslim “YPG bugüne kadar girdiği bütün alanlarda hiçbir ayrım gözetmeden halkların güvenliğini esas almıştır. DAİŞ zorla kendi denetiminde tutmaya çalıştığı insanları savaşın hedefi haline getirmeye çalışsa da YPG buna asla izin vermemiştir. DAİŞ birçok alandan mayınlar döşeyerek geri çekilmiştir. YPG bu durumdan sivil halkın zarar görmemesi için üst üste çağrılar yapmıştır. Ve uluslararası güçlere de bu mayınları birlikte temizleme çağrısı yapmıştır. Bunlar yaşanırken yapılan yalan haberler tamamen anti propaganda amaçlıdır” diyerek tepki gösterdi.
Türkiye istese de istemese de PYD ile komşu olmuş durumda. Bu gerçeği görmek ve düşmanlıktan vazgeçmek gerekir.