Bölgede 30 yıl önce çatışmalı ortam başladığından beri sporda da ırkçılık başladı.
Yıllar boyunca bölgeden batı illerine sportif faaliyetler için giden takımlar hep dışlandı ve “PKK dışarı” sloganlarıyla karşılaştı.
Geçmişte bunun birçok kötü örneği var.
Bilinen en bariz örneği ise Bursaspor seyircisinin Diyarbakırsporlu futbolcu ve taraftarlara yaptığı sözlü ve fiziki saldırılardır.
Tabi sadece Bursa değil, batı illerinin birçoğunda aynı durum var.
Bir ara bitti dendiği anda yeniden ortaya çıktı.
Geçtiğimiz yıl Süper Lig’de mücadele eden Gençlerbirliği sporcusu Deniz Naki, Alevi-Kürt olduğu ve kolunda ‘Dersim’ yazılı dövme bulunduğu için bazı kişilerin ırkçı saldırılarına maruz kalmış ve sonunda ülkeyi terk ederek Almanya’daki ailesinin yanına gitmişti.
Spor ve ırkçılık yan yana gelemeyecek iki kelime. Ancak hala anlayabilmiş değilim; spor sahalarında silahlı teröristler mi çıktı ki bu insanlar sporculara o gözle bakıyor.
Sahalardan silahlı birinin çıktığına dair tek ir örnek var mı acaba?
Hiç sanmam…
Sporda ırkçılığın örneklerini bu güne kadar genellikle yeşil sahalarda gördük, şahit olduk. Ama artık boyutu o kadar ilerledi ki spor salonlarına kadar indi. Üstelik federasyon da buna zemin hazırlıyor.
Bu türden ırkçılık ile karşılaşan son takım, komşumuz olan Diyarbakır’ın Bağlar Belediyesi Kadın Basketbol Takımı oldu.
Birçok başarıya imza atan Bağlar Belediyesi Kadın Basketbol takımı, bugünlerde ırkçılık nedeniyle sahaya çıkamıyor.
Bağlar Belediyesi Kadın Basketbol takımı, Türkiye Kadın Basketbol 2. Ligi'nde mücadele ediyor.
17 Eylül'de başlayan ligde Diyarbakır, Urfa, Maraş, Osmaniye, Antalya, Bodrum, Mersin, İstanbul, Ankara ve İzmir takımları yer alıyor. Türkiye Kadın Basketbol 2. Ligi'nde yer alan 28 takım, Türkiye Basketbol Federasyonu'na başvurarak çatışmalı ortamdan dolayı Diyarbakır’a gelmeyeceklerini ve Bağlar Belediyesi Kadın Basketbol takımı ile oynamayacaklarını bildirdi.
Türkiye Basketbol Federasyonu ise Bağlar Belediyesi kadın basketbolculara “Takımlar sizinle oynamak istemiyor” şeklinde açıklamada bulunduğu belirtildi.
İşte ipler burada kopuyor.
Bir federasyon, binbir emeklerle alnının teriyle ikinci lige yükselen bir takıma, “Bu takımlar sizinle oynamak istemiyor” diyemez.
Asıl, ırkçılık yaptıkları için diğer 28 takıma yaptırım yapılması gerekiyor.
İşin aslı ise asıl “Bölücülük” işte budur.
Bağlar Belediyesi Kadın Basketbol takımına yönelik ırkçı yaklaşımlara tepki gösteren Bağlar Belediyesi Kadın Basketbol Takım Antrenörü Ramazan Deniz, uzun yıllardır hem bölgede hem Türkiye'de ses getiren takım olduklarını söyledi. Deniz, “Bağlar Belediyesi Kadın Basketbol takımı, Türkiye Basketbol Federasyonu ve oynayacağımız takımların bahaneleri ile karşı karşıyayız. Bu takımlar bölgede yaşanan olayları bahane ederek bizimle oynamak istemiyor. Diyarbakır'a gelmek istemiyorlar. Bu da bize büyük bir sıkıntı veriyor” dedi.
Ramazan Deniz, tek amaçlarının bölgede spor heyecanını insanlara yaşatmak olduğunu söyledi ve ekledi; “Madem spor kardeşlikse bizimle oynamak için gelen misafirleri en iyi şekilde karşılayacaktık, tıpkı önceki yıllarda karşıladığımız gibi. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kimse olayları bahane ederek başarımıza gölge düşürmeye kalkmasın. Bu çocuklar bunu hak etmiyor. Biz çocuklarımızın ailelerine bu güveni veriyorsak bence diğer takım yöneticileri de oyuncularına ve ailelerine bu güveni vermeli.
Biz şehrimizin spora verdiği önemi Türkiye'nin dört bir yanına gidip göstermek istiyoruz. Sporla barışın nasıl sağlanması gerektiğini herkese gösteren bir takımız. Bu karar derhal bozulmalı ve takımımızın maçlara çıkması sağlanmalı. Türkiye Basketbol Federasyonu'ndan bunu istiyoruz. Takım olarak hedefimiz gittiğimiz yerde kendimizi ve kentimizi en iyi şekilde yansıtmak.”
Bağlar Belediyesi Kadın Basketbol Takımı Kaptanı Emine Ekici ise 2'inci Lig için aylardır idman yaptıklarını ifade etti. Ekinci, şöyle devam etti; “En büyük heyecanı yaşamamız gereken bir dönemde böylesi üzücü bir kararla karşılaştık. Rakiplerimizin buraya gelip bizimle oynamak istememeleri kadar yanlış bir karar olamaz. Biz dostluk, barış için buradayız. Onların sporu böyle ele almamaları çok yanlış. Bahanelerini kesinlikle kabul etmiyoruz.”
Bir bölge insanı olarak ben ve bölgedeki hiç kimse böyle bir kararı kabul etmez ve etmemeli.
Eğer spor ‘Barış ve kardeşlik’ ise herkes destek sunmalı.
Federasyon “Kimse sizinle oynamak istemiyor” gibi “Bölücülük” kokan bir bahanenin arkasına sığınamaz. O koltukta oturan federasyon başkanı bu ligleri tertipliyorsa, takımların oynamasını birincil görev olarak sağlamalıdır.