Haklar kolay kolay elde edilmiyor.
Hele kadınların elde ettiği hakların hikayeleri o kadar ilginç ki. Çok zor dönemlerden ve badireler atlatarak elde edilen haklar var.
Türkiye’de kadınların elde ettiği önemli kazanımlar var.
Uzun yıllar önce başlayan kazanımlara şimdilerde baktığımızda gülümsemeler oluşuveriyor insanın yüzünde.
Mesela bazılarına şöyle bir göz atalım;
* 1843 Tıbbiye mektebi bünyesinde kadınlar ebelik eğitimi almaya başladı.
* 1847 Kız ve erkek çocuklara eşit miras hakkı tanıyan İrade-i Seniye yayımlandı.
* 1856 Köle ve cariye alınıp satılması yasaklandı.
* 1869 Kızların eğitimine ilk kez yasal zorunluluk getiren Maarif-i Umumiye
Nizamnamesi yayımlandı.
* 1871 Mecelle’nin (Osmanlı Medeni Kanunu) uygulanması için çıkarılan Hukuk-ı
Aile Kararnamesi ile; evlilik sözleşmesinin resmi memur önünde yapılması, evlenme
yaşının erkeklerde 18, kadınlarda 17 olması, zorla evlendirmelerin geçersiz
sayılması düzenlendi.
* 1897 Kadınlar ücretli işçi olarak çalışmaya başladı.
* 1913 Kadınlar ilk kez devlet memuru olarak çalışmaya başladı.
* 1922 Yedi kız öğrenci Tıp Fakültesine kayıt yaptırarak eğitime başladı.
* 17 Şubat 1926 Türk Medeni Kanunu’nu kabul edildi. Kanun ile erkeğin çok eşliliği
ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırıldı, kadınlara boşanma
hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı tanındı. 4 Nisan 1926 tarihli
Resmi Gazetede yayımlanan kanun 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girdi.
* 5 Aralık 1934 Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.
* 8 Şubat 1935 Türkiye Büyük Millet Meclisi 5. Dönem seçimleri sonucunda 17 kadın
milletvekili ilk kez meclise girdi, ara seçimlerde bu sayı 18’e ulaştı.
* 1987 Devlet Planlama Teşkilatı’nda Kadına Yönelik Politikalar Danışma Kurulu
kuruldu.
* 29 Kasım 1990 Kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan Medeni Kanun’un 159.
maddesi Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildi. İptal kararı 2 Temmuz 1992 tarih ve
21272 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.
* 1996 4. Dünya Kadın Konferansında verilen taahhütler gereğince Kadının Statüsü
ve Sorunları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda gönüllü kadın kuruluşlarının
katılımıyla kadın sorunlarının yoğunlaştığı dört alanda; eğitim, sağlık, hukuk ve
istihdam komisyonları oluşturuldu.
* 23 Haziran 1998 Anayasa Mahkemesi kadının zinasını suç olarak düzenleyen Türk
Ceza Kanunu’nun 440. maddesini anayasanın eşitlik ilkesine aykırılığı gerekçesiyle
iptal etti. Gerekçeli karar 13.03.1999 tarih ve 23638 sayılı Resmi Gazetede
yayımlandı.
* Eylül 1999 Türkiye, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığı Önleme Sözleşmesi’ni onaylarken koyduğu aile hukukunu ilgilendiren 15 ve 16. maddelerine ilişkin çekinceleri kaldırdı.
* 1 Ocak 2002 Kadın-erkek eşitliği bakış açısı ile hazırlanmış olan ve eşlere eşit hak ve yükümlülükler getiren Yeni Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdi.
* 12 Haziran 2003 Kadın-erkek eşitliği bakış açısı ile Türk Vatandaşlığı Kanununda değişiklik yapılarak yürürlüğe girdi.
* 26 Eylül 2004 Cinsiyet eşitliği ve kadına karşı şiddet konusunda çağdaş düzenlemeler içeren Yeni Türk Ceza Kanunu kabul edildi.
* 13 Temmuz 2005 Büyük şehir belediyeleri ile nüfusu 50.000’i geçen belediyelerin kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açmalarının belediyelerin görev ve sorumlulukları arasında olduğuna ilişkin düzenlemenin bulunduğu Belediye Kanunu yürürlüğe girdi.
Ne kadar haklı ve yerinde haklar kazandırılmış kadınlara. Bu kanunlar ve haklar kadınların daha rahat bir yaşam sürmeleri için çıkarılıyor. Ancak kanunlar bile ne yazık ki kadınları koruyamıyor.
Mesela 2016’nın sadece ilk ayında 36 kadın cinayete kurban gitti.
Yeni bir 8 Mart’ı bugün yine cafcaflı sözcüklerle kutlayacağız. Hep eleştirmişimdir; yılda bir hatırlanan kadınlar, anneler için yapılan bu törenlerin ne kadar alakasız ve saçma olduğunu.
Bir günlüğüne el üstünde tutulan kadınlar, bir gün sonra yine kaderiyle baş başa kalıyor.
En yakınındakiler tarafından şiddete uğruyor, katlediliyor ama ne yazık ki koruyamıyoruz. Dinimiz kadına gereken önemi verirken bu neden yıl boyunca hatırlanmaz da bir günlük kutlamalarla geçiştirilir.
Var olma sebebimiz kadınlar değimli?
Sonuçta bizi dünyaya getiren annemiz de bir kadın.
Kadına önem vereceksen bu sadece bir günle sınırlı olmamalı. Kadına değeri yıl boyunca vereceksin.