Sivil topluk Kuruluşları, topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır.
STK’lar, devletin gücünün yetmediği konularda araştırma, tesis ve hizmet sağlayarak devlet işlerindeki açığı kapamaya çalışırlar.
Çoğulcu bir toplum için STK’lar çok büyük önem ifade ediyor.
Demokrasilerde STK’lardan vatandaş ile devlet arasında köprü rolü oynaması beklenir.
Bunun bir parçası olarak ta STK’lar vatandaşların düşüncelerinin devlete, devletin politikalarının da vatandaşa aktarımını sağlayarak bu önemli misyonunu yerine getiriyorlar. Bu konunun uzmanlarının görüşü, “Katılımcı demokratik yapı ve çoğulcu bir toplumun oluşmasına katkıda bulunan sivil toplum kuruluşları, bugün modern toplumların en etkin siyasi baskı ve toplumsal değişim aktörleri arasında bulunur ve ülkelerinin kamu diplomasisi faaliyetlerinde yer alırlar” şeklindedir.
Sivil toplum kuruluşları (STK) oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösteriyorlar.
STK’ların en yaygın hali Dernek olarak çıkıyor karşımıza.
Ancak şu an faaliyetteki tüm STK’ların yukarıda saydığım önemli görevleri yerine getirdiğini söylemek mümkün değil.
Zaman zaman, “Türkiye dernek cenneti” diye bir söz çıkar karşımıza.
Türkiye’de faal dernek sayıları 121 Bin 712.
Her 826 kişiye bir dernek düşüyor.
Bu sayılara bakıldığında kiminizin gerçekten sayıların yüksek olduğunu düşündüğünü hissediyorum.
Ama bu Türkiye’de böyle.
Avrupa Birliği ülkelerinde bunun çok üstünde bir durum var.
STK’ların amacı, baskı mekanizması yoluyla üyelerinin çıkarlarını, haklarını ve menfaatlerini korumak, daha geniş bir siyasal platformda bu menfaatlerin savunulmasını sağlamaktır.
Bunu en iyi yapan Avrupa ülkelerinde STK’ların önemi daha fazla biliniyor.
Mesela Almanya’da 2 milyon 100 bin, Fransa’da bir milyon 470 bin dernek bulunuyor. Fransa ve Almanya’da her 40 kişiye bir dernek düşüyor.
Bununla birlikte her 10 Fransız’dan 4’ü en az bir derneğin faaliyetine katılıyor.
ABD’de 1 milyon 200 bin dernek bulunuyor. Ülkede her 15 Amerikalı’dan biri bu tür kuruluşlarda çalışıyor.
Bunun bir etkisi olarak Sivil Toplum Kuruluşları zengin olan ülkelerde hak gaspları en minimum seviyededir.
Batman’da şu ana kadar kurulan derneklerin sayısı son olarak 433 oldu. Batman’da yaklaşık Bin 800 kişiye bir dernek düşüyor. Bu sayı Türkiye ortalamasının çok altında kalıyor.
Ancak Türkiye’de kurulan bazı derneklerin bu amacın dışında kurulduğu da bir gerçek.
Kimisi yasadışı faaliyetlere yasal bir kılı f uydurmak, kimisi ise sırf bir etiket elde etmek için bu işe soyunuyorlar.
Çok farklı ve ilginç alanlarda kurulan dernekler var.
Bazen ismini bile duyduğumuzda garipsediğimiz cinsten dernekler.
Angora Tavşan Seven Şoförler Derneği...
Aktif Sünnetçiler Derneği...
Gerçeği Arayış Derneği...
Kıtlama Şekerle Çay İçmeyi Sevenler Derneği...
İsmini duyunca gülümseten cinsten dernekler.
Yeni çıkan bir yasa ile derneklerin faaliyetlerine sıkı denetim getiriliyor. Bazı durumlarda Sivil toplum Kuruluşlarına kayyum atanmasının önü açılıyor. Bu da kaygıları beraberinde getiriyor.
Kimi STK’lar bu yeni düzenlemeye karşı çıkıyor.
Belki bunda haklılık payı vardır.
Ama genel olarak özellikle de para toplayan ve nereye harcadıkları belli olmayan ‘yardım kuruluşu’ maskesi altındaki kimi STK’lar bu yasa ile birlikte kontrol altına alınacaklar.
Yasalaşan teklif ile birlikte derneklere denetim artırılırken, malvarlığına el koyma ve faaliyetleri durdurma gibi ‘tedbirlere’ gidilebilecek.
Denetimlerde eksik evrakları bulunan dernekler süresiz kapatılabilecek, kurullara uymayanlara ise 5 Bin TL’den 100 Bin TL’ye kadar para cezaları uygulanacak.
Bazı kaygıların dışında olumlu bakılabilecek bu yasa ile birlikte dernekler de kendilerine çekidüzen vereceklerdir.