Başkanlık sistemi tartışmaları devam ederken şu an için bunun temellerinin atıldığını görüyoruz.
Fiili olarak “Başkanlık Sistemi” henüz oluşmadı ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Ak Parti iktidarlarının mimarı olarak gören gerek Başbakan Binali Yıldırım ve gerekse de bakanlar şimdilerde dünyaya tek muhattabın “Erdoğan” olduğu mesajını vermeye başladılar bile.
Ak parti yönetiminin ve Binali Yıldırım'ın Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan olmasının ardından Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki yetki hassasiyetine dayalı fiili yönetim modelinin nasıl oluşmakta olduğu konusunda önemli işaretlerin ortaya çıktığı yorumları yapılıyor.
Bu konuda dünyaya mesajların verilmeye başlandığı konuşuluyor.
Konuşulanlar arasında, ‘ABD Başkanı Barack Obama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi liderlerin Türkiye'deki muhatabı Cumhurbaşkanı Erdoğan; ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev’in muhatabı ise Başbakan Binali Yıldırım olduğu dile getiriliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında halkoyu ile seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu. Ancak Anayasa çerçevesinde Türk yönetim sistemi başbakanın fiili olarak birinci adamlığına kurulu olduğu için bu durum sorunlara neden oluyordu. Son bir ay içinde yaşanan gelişmeler, yönetimdeki ikilik sorununun Erdoğan ve Binali Yıldırım'ın oluşturdukları ortak yönetim modeli ile aşılmakta olduğu izlenimine neden oldu.
Konunun uzmanları bu model ile ilgili gelişmeleri şöyle sıralıyor;
* Yeni hükümetin ilk Bakanlar Kurulu toplantısı 25 Mayıs'ta Cumhurbaşkanlığı'nda yapıldı. 26 Mayıs'ta ise Milli Güvenlik Kurulu yeni üyelerinin de katılımıyla Beştepe'de toplandı. Binali Yıldırım'ın kurduğu hükümet, 29 Mayıs Pazar günü Meclis'te güvenoyu aldı.
* Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Haziran'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yazdığı mektupta Rus vatandaşlarının Rusya Günü'nü kutladı ve Moskova ile Ankara'nın ilişkilerinin hak ettiği düzeye yükselmesini diledi. Aynı zamanda Başbakan Binali Yıldırım da Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev'e tebrik mektubu gönderdi.
* Erdoğan, 15 Haziran'da ise Orlonda'daki saldırı sonrası 49 kişinin yaşamını yitirdiği katliam nedeniyle ABD Başkanı Obama'yı telefonla arayıp taziyelerini iletti.
Başbakan Binali Yıldırım ise ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ı telefonla arayarak Orlando katliamıyla ilgili başsağlığı dileklerini iletti.
* Bakanlar Kurulu, dün 14.00'de Cumhurbaşkanlığı'nda toplandı. Erdoğan, toplantı sonrası Bakanlar Kurulu üyelerine iftar yemeği verdi. Böylece Bakanlar Kurulu toplantısı yeni hükümetin kurulmasının ardından ikinci kez Beştepe'de yapıldı.
Bu görüşme ve toplantılar takvimi, Türkiye'deki hükümet sistemindeki sorunları aşmak için oluşturulan fiili modelle ilgili önemli ölçüde fikir verici nitelikte.
Başkanlık sistemi ve Erdoğan ile ilgili mesajlar, önceki gün Batman’ı ziyaret eden İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın da gündemindeydi. Başbakan gibi Bakan Ala’da Erdoğan mesajları verdi.
Ala, artık milletten iradesini alıp Ankara'ya gidip diz çöken ya da başka ülkelere gittiği zaman önlerinde önünü ilikleyen, hazır ol vaziyetinde duran veya şapkasını alıp giden bir iktidar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kastederek, bir liderin olmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzde 52 oyla seçildiğini hatırlatan Ala, seçimde 14 partinin Erdoğan'a karşı birleştiğini işaret etti.
Başkanlık sisteminin Türkiye için önemli olduğunu dile getiren Ala, şöyle konuştu; “Şimdi diyoruz ki tereddütlü demokrasinin yerini garantili bir demokrasi alsın. Nedir o? Getirelim Başkanlık sistemini. Önceki cumhurbaşkanı seçimlerinde nasıl kriz oluyordu meclis seçerken, uçaklar uçuşuyordu, yandan gelenler oluyordu, tehdit edenler oluyordu, daha Abdullah Gül'ü seçerken bile muhtıra verildi. Ne de çabuk unuttuk. Sonra 14 parti bir araya gelmesine rağmen millet aldı sandıktan istikrası tereyağından kıl çeker gibi çekip getirdi. Başta bütün dünyanın derdiyle hemdert olacağını, 'orada oturmayacağım' diyen bir lideri getirdi seçti. O yüzden millete bu meseleleri öyle bir verelim ki bir daha kimse alamasın ve sandığa gittiğimizde seçilecek başkanı belli deriz, kim seçilirse ülkeyi yönetir. Ondan sonra bir daha seçilsin bir daha gelsin diyoruz ama bu diğerlerinin işine gelmiyor.
Bu ülkeyi millet yönetir, burada hiç tereddüt yoktur. Yani bu ülkeyi milletin yönetmesi için, millet hangi değişikliğe evet derse o da icra edilecektir. Onun dışındaki tehditler laf-ı güzaftır, boş lakırdıdır, millet tehdit edilemez. İnsanlara diyoruz ki 'Verin bize oylarınızı, biz size çözüm getireceğiz, biz sizin yolunuzu yapacağız, çocuklarınıza gelecek vaat edeceğiz, Şimdi Türkiye'nin geldiği nokta gerçekten milletin çocuklarının geleceğine yazık eden bir anlayış, bir siyasi anlayış olamaz. Hiç kimse çocukların geleceği üzerinden kendi siyasetini kurgulamamalı.”
Bu ve buna benzer açıklamaları sanırım bundan böyle çokça duyacağız. Hani alıştıra alıştıra derler ya, aynen bu şekilde ‘Başkanlık Sistemi’ ısıtılarak gündemde tutulacaktır.