“Ağzı olan konuşuyor” misali eline sazı alan başlıyor çalmaya.
Çözüm sürecinin olumlu geliştiği sırada Dolmabahçe Sarayında kurulan masa devrildi ve yeniden büyük acılar başladı. Şimdi kimin masayı devirdiğinin tartışması yapılacağına, bir an önce ölümlerin durdurulması gerekiyor.
22 Temmuz tarihinden bu yana başlayan çatışmalarda en büyük zararı yine vatandaş görüyor.
Çatışmaların yaşandığı yerlerde günlerce devam eden sokağa çıkma yasağında vatandaş kadar esnaf ta büyük zarar görüyor.
İşyerleri kapılı olduğu için iş yapamaz hale gelen birçok esnaf böyle giderse kapıya kilidi vuracak gibi.
Çatışmaların ortasındaki esnafların yaşadığı sıkıntılara anlam yüklemek zor değil, ancak çatışma bölgesinin dışındaki esnafların durumu da farklı değil.
Örneğin Batman’da hendekler kazılmadı, çatışmalar yaşanmadı ve sokağa çıkma yasağı uygulanmadı, ancak esnaf Cizre’deki, Silopi’deki esnaf kadar sıkıntıda.
Çözüm sürecinin son bulması ve 7 Haziran seçimleri sonrası başlayan olayların ardından zorda kalan çok sayıda esnaf kepenk kapatmak zorunda kaldı.
Batman'da son bir yılda 600 esnaf kepenk kapatmak zorunda kaldı ve yüzlerce esnafın ise zor durumda olduğu bilinin bir gerçek.
Kapıya kilit vuran 600 esnafın büyük bölümü yeniden başlayan çatışmaların ardından bu kararı aldı.
Batman Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Talat Kara, esnafların zor günler geçirdiğini belirtiyor ve ekliyor; “7 Haziran'dan sonra Batman'da 600 esnaf sivil terkini verdi. Bununla da kalmayıp onlarca esnafımız savaş durumlarından dolayı kepenk kapattı. Umut ediyoruz bir an önce bu savaş biter.
Eğer bu savaş böyle devam ederse bu ekonomi durumu daha kötüye gider. Batman esnafı çeklerini, kredilerini ödeyemiyor. Yüzlerce esnafımız icralık oldu. Maalesef durum kötü. Esnaflarımız için çalışmalarımız ve görüşmelerimiz devam ediyor ve devam edecektir. Esnaflarımız umutsuz olmasınlar, yeni yılda umut ediyoruz daha huzurlu ve barış olur. Herkes, barış için elini taşın altına koysun.”
Herkes barış istiyor.
Anneler, babalar, esnaflar, imamlar, öğrenciler… Hepsinin ortak dileği ‘Barış’
Çünkü yaşanan savaşın etkilemediği kimse yok.
Geçtiğimiz yıl 6-7 Ekim olaylarının ardından sigorta şirketlerinin bölgeye bakışı değişti.
Bölgedeki vatandaş ve esnaflardan Milyonlarca TL sigorta parası alan şirketler, bir anda çark etti ve ya sigorta primlerini fahiş bir seviyeye çekti, ya da poliçe kesmekten vazgeçti.
Geçtiğimiz yıl Batman kent merkezinde çıkan olaylar nedeniyle sigorta şirketleri, poliçe işlemlerini durdurma kararı aldı.
Batman kent merkezinde 30’a yakın yetkili sigorta acentesinde işlemler büyük oranda durdu. Bölgeden çekilmeye hazırlanan sigorta şirketleri, ‘Toplumsal olaylarda’ riskli bölgelerdeki illerde bir süre işlem yapmamayı kararlaştırdığı iddia edildi. Sigortalı işyeri oranının yüzde 10, araç sayısının da yüzde 40 oranında olduğu Batman’da, zarar gören çok sayıda özel otomobilin kaskosu olmadığından araç sahiplerinin hasarı karşılanmadı.
Bölgede yaşanan son olaylarla birlikte sigorta şirketlerinin bölgeye yönelik bakışını katılaştırdığını belirten Batmanlı araç sahipleri, meslek odalarının devreye girmesini istiyor. Vatandaşlar geçen yıldan bu yana yeni aldıkları araçlarını ‘kasko’ kapsamına almakta zorlanıyor.
Vatandaş yeni aldığı aracını kasko yaptırmak için sigorta şirketlerini arıyor. Verilen fiyat 5 ila 15 Bin TL arası.
Kasko ve sigorta fiyatlarında bölgeler arasında da ciddi fark oluşuyor.
Sigorta firmaları terör ve güvenliği gerekçe göstererek kasko ve zorunlu trafik sigortasında yüksek fiyat çekiyor. Doğu ve Güneydoğu'da sigorta primlerinin batıdaki illere göre en az yüzde 100 daha fazla.
Ankara'da 400 liraya sigortalanan bir araç için Batman’da 800 lira para alınıyor. Batman, Diyarbakır, Şırnak ve Hakkari gibi illerde oturan vatandaşlar ise yüksek bedel ödememek için kendi ili yerine bedelin nispeten düşük olduğu İstanbul, Ankara, Mersin ve Gaziantep gibi primin düşük olduğu yerlerden plaka alıyor.
Esnafların durumu da farksız değil.
Şimdi artık sigorta şirketleri işyeri sigortası yapmaktan da vazgeçti.
Serdar Akın adlı esnaf, 8 yıldır işyerine sigorta yaptırdığını ancak bu yıl şirketin artık sigorta yapmayacağını söylediğini belirtiyor. Gerekçe olarak ta bölgedeki olaylar gösteriliyor.
Burada büyük bir haksızlık var. Olayların olmadığı zamanlarda paraları cebe indiren sigorta şirketleri şimdi biraz risk görünce hemen çark ettiler. Hükümetin böyle şirketleri en ağır yaptırımları uygulaması gerekiyor. Bir vatandaş risk olduğu için işyerini veya aracını sigorta yaptırıyor. Böyle bir risk yoksa neden sana o kadar para ödesin ki.