~~Saadet Partisinin unutulmaz Merhum Genel başkanı Necmettin Erbakan, siyasi literatüre sayısız tanımlamalar kazandırmış bir insan.
Bunlardan biri de partisinin çalışmalarına hiç yer vermeyen medya kuruluşlarına yönelik kullandığı ‘Öteki Basın’ tanımlamasıydı.
Bugün ‘Öteki Basın’ insanlık adına utanç verici bir sınav veriyor.
Adeta Üç maymunu oynayan yaygın basın, günlerdin büyük tehlike altındaki insanları ne yazık ki es geçiyor.
Geçtiğimiz Perşembe günü, Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde bulunan Dicle Barajı'nda aşırı yağış nedeniyle biriken fazla suyun tahliyesi için açılan kapaklardan biri koptu, jandarma ve AFAD ekipleri nehir yatağındaki yerleşim yerlerinde sel ve su baskınlarına karşı tedbir almaya başladı. Dicle Nehri yatağında su seviyesinin yükselmesi üzerine 2 kapak kapatıldı.
İlk gün bir iki kanal sadece bir iki dakikalık haber ile geçiştirdiler bu olayı. Oysaki durum çok ciddi ve binlerce insanın yaşamını yakından ilgilendiren bir durum var ortada.
Ancak ortada çok ciddi bur durum vardı.
Zira bu kapağın kopmasının ardından serbest kalan su, Dicle Nehrinde su seviyesinin 4 metrelik bir yüksekliğe ulaşması demekti.
Bu da çok sayıda insanın hayatını tehlikeye atacak bir durum.
Tehlike hala geçmiş değil.
Ancak hala kör ve sağırı oynuyor ulusal basın.
Baraj suyu Dicle Nehri yatağına aktı. Nehir suyu sele dönüştü, su seviyesi kısa sürede metrelerce yükseldi.
Eğil, Yenişehir, Sur, Çınar ve Bismil ilçeleri ile Batman’a bağlı bazı köyler olan Dicle nehrine yakın yerleşim yerlerinde yaşayan vatandaşlar, evlerini ve işyerlerini terk etmek zorunda kaldı. Yurttaşlar geceyi ateş yakarak dışarıda geçirdi.
Dicle Nehri'nin güzergâhı boyunda çok sayıda kum ocağı ve balık tesisi yapılmıştı. Daha öncesinde yapılan bu tahribatlar nedeni ile ana yatağından akmayan nehir suyu geniş bir alana yayıldı. Bazı yerlerde kum ocakları sulara gömüldü.
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan Hevsel Bahçeleri de su altında kaldı.
Ayrıca Hasankeyf ilçesinde bulunan ve onlarca ailenin geçim kaynağı olan nehir yatağındaki çardaklar sulara gömüldü.
Kapağın koptuğu alanda inceleme yapan İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Nihat Noyan, Dicle Baraj'nın yaklaşık 20 yıldır faaliyette olduğunu hatırlattı. Noyan, barajın düzenli bakımlarının mutlaka yapılması gerektiğini söyledi. Bu olayın ihmallerden dolayı da meydana gelmiş olabileceğine dikkat çeken Oyan, olası ihmallerin “Eğitimsiz personel” ve “Bakım yapılmaması” olabileceğini söyledi. Noyan, “Çalışan personelin eğitim görmesi gerekiyor. Personelin yeterli eğitim almadığı izlenimi edindik. Diğer bir hususta bakım… Halatlar hangi periyodlarla değiştiriliyor? Bu halatların ömrü ne kadar? Çünkü halatların kopması sıradan bir iş değil. Aynı yerde iki kapak daha var. Eğer yeterli bakım yapılmamışsa, o kapakların da kopma riski var. İki kapak da güvenli değil. Diğer kapak da koparsa mevcut su seviyesi ikiye katlanır. Facia olur” dedi.
Durum işte bu kadar ciddi aslında.
Ola ki diğer kapaklar da koparsa, o zaman olacakları düşünmek bile istemiyor insan.
Çünkü su seviyesi Batman şehir yerleşim yerlerinin sınırına kadar gelebilir.
Bu durum gece gerçekleştiğinde ise faciaya dönüşebilir.
Eğil’de Dicle Barajı dışında Kral Kızı Barajı da bulunuyor.
Dicle Nehri'nin suyunun daha fazla yükselmemesi için olayın hemen ardından Kral Kızı Barajı'nın suyu kapatılmış durumda.
Olası bir riskin Kral Kızı Barajı için de geçerli olduğunu ifade eden mühendisler, aşırı su birikmesi durumunda, oranın da kapaklarının patlamasının sözkonusu olabileceğini belirtiyorlar.
Bir kapağın patlaması ile su bu kadar yükselmişse, diğer kapakların patlaması ya da Kıral Kızı Barajı kapağının da patlaması felakete neden olur. Özelikle Bismil ve bu güzergahta bulunan, nehir yatağına yakın olan yerleşim yerlerinin büyük bir bölümü su altında kalır.
Dicle Baraj'ndan su akışı devam ediyor. Yağışların başlaması durumunda nehir sularını yükseltebilir. Kral Kızı Baraj'nda benzer durum yaşanırsa, Diyarbakır dahil, Dicle Nehri güzergâhında ve özellikle nehir yatağına yakın yerleşim yerleri su altında kalabilir.
Durum bu kadar vahim aslında.
Ama bundan birkaç ay önce İstanbul-Ümraniye'de devam eden bir inşaatın istinat duvarı çöktü. Ölen yada yaralanan olmamasına rağmen televizyon kanalları saatlerce canlı yayın yaptılar buradan.
Bu durumda şunu düşünmeden edemiyor insan; acaba insanın değeri bölgelere göre farklılıklar mı gösteriyor…
Spot: İlk gün bir iki kanal sadece bir iki dakikalık haber ile geçiştirdiler bu olayı. Oysaki durum çok ciddi ve binlerce insanın yaşamını yakından ilgilendiren bir durum var ortada.