Çok değil bundan birkaç yıl öncesine kadar her 1 Nisan’da yerel ve yaygın basının manşetlerini genelde 1 Nisan şakaları süslerdi.
Bu durum tabiî ki sadece Türkiye’ye has değil, tüm dünyada böyleydi.
Dün yine günlerden 1 Nisandı.
Gazetelerin birinci sayfalarına baktım acaba kim 1 Nisan şakası yapmış diye.
Ulusal gazetelerin hiçbirinde bu şaka yapılmamış.
Yerel gazeteler bile artık eskisi gibi ilgi göstermemiş bu şakalara.
Acaba neden medya eskisi gibi 1 Nisan şakalarına ilgi göstermiyor?
Bu sorunun yanıtını bulmak için şöyle zihninizi bir yoklasanız, gerçeği sizlerde fark edersiniz.
Yahu hergün çevremizde o kadar çok sıra dışı, komik ve düşündürücü olay yaşanıyor ki, 1 Nisan şakasına gerek bile kalmıyor.
2,5 yıl süren ve aniden dağılan çözüm sürecinin ardından bilinen çatışmalar yeniden başladı. Ancak bu kez kırsal kesimlerde değil, şehirlerde ayları bulan bir savaş yaşandı.
İkinci dünya savaşının ardından bu yana ilk kez bir savaşta yıkılan evler, binalar gördüm.
Hemde öyle böyle değil.
Şırnak’ın haftalarca ‘abluka’da tutulan Cizre ilçesinde 20 bin binadan 2 bin 700’ün ağır hasarlı veya yıkılmış olarak çıktı bu savaştan.
Bazıları savaş kelimesine bozuluyor. Bu savaş değil çatışma diyar. Ama ben tankların, topların, 10 Bin asker ve polisin, helikopter ve her türlü teknolojinin kullanıldığı ve ismine çatışma denen bir olayı hatırlamıyorum.
Bunun adına savaş değil de ne denir?
Bilmeyenler bu yazıyı okuduğunda şaka sanacaklar.
Sahi şaka gibi değil mi?
Alın size 1 Nisan şakası.
Türkiye DAİŞ’e destek verdiği gerekçesiyle en fazla suçlanan ülke konumunda.
Hatta Hatay’da yakalanan MİT Tırları ile Suriye içindeki bu gruplara silah taşındığı iddiaları çokça basında yer aldı.
İnsani yardım taşındığı belirtilen bu Tırlardan yüklü miktarda silah ve mühimmat çıktı.
Şu sıralar İstanbul Adliyesinde bir dava süreci yaşanıyor.
MİT tırlarını haber yaptığı gerekçesiyle Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül yargılanıyor.
Yapılan haber yalan haber mi?
Değil.
Peki, yapılan şey gazetecilik mi?
Kesinlikle.
Bu faaliyetten dolayı kimler yargılanıyor; gazeteciler.
Peki hangi suçlamayla; Casusluk.
Alın size 1 Nisan şakası.
Bir vakfa ait yurtlarda kalan 45 öğrenciye cinsel istismarda bulunuluyor ve bu ülkenin bir bakanı öyle bir laf ediyor ki donmamak elde değil.
Hedefteki vakfı savunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, “Buna bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” demişti.
Aynı Bakan bununla yetinmedi ve Van'da çocuklara yönelik cinsel istismar ve kadına yönelik şiddet konusunda yaptığı konuşmada çok önemli bir 'gaf' yaptı. Ramazanoğlu konuşmasında, “İhmal, istismar ve tacize uğrayan çocukların cezalandırılması konusu da gündeme alacağımız konulardan bir tanesi” dedi. Bakan'ın konuşmasında geçen 'tacize uğrayan çocukların cezalandırılması' gafı, kamuoyunda 'bakan gönlünden geçeni söyledi' şeklinde değerlendirildi.
İşte buda en hasından 1 Nisan şakası olur.
Madenlerde onlarca insan yaşamını yitirir ‘Fıtrat’ denir.
Ülkenin büyük kentlerinde büyük patlamalarda yüzlerce insan yaşamını yitirir, tek bir ihmali olan çıkmaz.
DAİŞ’e destek verdiği ülke olarak suçlanır ve en çok DAİŞ canlı bombaların eylem yaptığı ülke olur.
Bunlara benzer örnekleri çoğaltmak mümkün.
Hepsi birer şaka gibi değil mi?
Bu kadar düşündüren olay yaşanıyorken, illa da 1 Nisan şakası haberine yapmaya gerek yok ki.
Spot: Bazıları savaş kelimesine bozuluyor. Bu savaş değil çatışma diyar. Ama ben tankların, topların, 10 Bin asker ve polisin, helikopter ve her türlü teknolojinin kullanıldığı ve ismine çatışma denen bir olayı hatırlamıyorum.