Geçtiğimiz gün yolumuz bir köye düştü.
Güneşlenen yaşlı köylülerle derin bir sohbete daldık.
Sohbetin ana teması çözülemeyen sorunlar ve milletvekilleri idi.
Yüzü buruş buruş olmuş yaşlıca bir amca, milletvekilinin ne iş yaptığını sordu.
Bir an düşündüm…
Sahi milletvekilleri ne iş yapar?
Bildiğimiz, sözlükte yer alan görevlerinin dışında vekil olarak kendisini seçen seçmene hizmet eder mi acaba?
Bu güne kadar hiç milletvekili görmediğini belirtiyor yaşlı adam.
“Oy veriyorum, ama bilmiyorum, tanımıyorum” diyor.
“Köyün sorunu olduğunda muhtar ilgili yerlere gidiyor ve sorunun çözümü için başvuruyor. Peki benim bir sorunum olduğunda milletvekiline gitsem çözer mi acaba?” diye de ekliyor.
“Eğer ulaşabilirsen çözer” diyorum.
Bana manalı gözlerle bakıyor.
Sanki ulaşmanın mümkün olmadığını söyler gibi gözleri.
Vatandaş, kendisini temsil etsin, sorunlarını Ankara’da ve gerekli mercilerde çözsün diye kendisini vekil seçiyor. Buna da ‘Milletin Vekili’ anlamına gelen ‘Milletvekili’ diyorlar.
Peki; millet, vekili olarak seçtiği kişiyi göremiyorsa ve bir şekilde ulaşamıyorsa derdini nasıl anlatacak.
Bizleler, yani gazetecilerin heybesinde o kadar çok vatandaş odaklı sorun var ki.
Vatandaş vekiline ulaşamayınca derdini geliyor bizlere anlatıyor.
Bizler bile milletvekiline ulaşmakta zorlanıyoruz, vatandaş nasıl ulaşsın.
21 Mayıs tarihinde milletvekili adayları belli olacak.
Ve nihayetinde aralarından 5 kişi Batman’daki halkı temsil etme hakkı kazanacak.
Bu kutsal bir görevdir.
Bu halk sizleri bu göreve layık görüyorsa, sizlerde bu halka layık olduğunuzu göstermeniz gerekiyor.
Şimdi önümüzdeki günlerde vekil adayları meydanlarda boy gösterecek.
Önemli bir bölümü, “Ben bu milletin hizmetkarı olacağım” diyecektir.
Kimisi “Telefonum sürekli ve herkese açık olacak” klasiğini seslendirecektir.
Bazıları ise seçimlerin ardından düzenlenecek ilk toplantıda basın mensuplarına, en az ayda bir kez basın toplantısı düzenleyecekleri yalanını atacak ve bir daha yüzünü gören olmayacak.
Bu cümleyi yazarken acaba biraz ağır olmadı mı diye düşündüm. Ancak hiç te ağır olmadığını biliyorum.
Çünkü bunu söyleyen milletvekilleri var ve şu anda görevdeler ve ne ilginçtir 4 yıllık sürede en fazla bir-iki kez basın mensuplarıyla biraraya gelmişlerdir.
Oysa ki böylesi toplantılar, özellikle vatandaş ve vekil arasında köprü vazifesi gören gazetecilerin vatandaşın dertlerini milletvekillerine anlatabileceği en önemli mecralardır.
Vekil adayları bu söylediklerimi ne kadar ciddiye alır bilinmez.
Ama eğer seni seçen millete vekillik yapacaksan, halkın sorunlarıyla, vekillik yaptığın şehrin sorunlarıyla yakından ilgilenmen gerekir.
Bazen merak ediyorum; acaba günün birinde milletvekilin yolunu kesen bir vatandaş, oy verdiği vekilden sorunlarını çözmediği için hesap soracak mı?
Vekiller görev sürelerinin önemli bölümünü Ankara’da geçiriyorlar. Geri kalın sürenin önemli bölümünü ise memleketinde, kendisine oy veren halkın arasında geçirmelidir.
Vekilini göremeyen vatandaş olmamalı.
24 Haziran’da ilk kez meclise 5 milletvekili göndereceğiz.
Bakalım bu söylediklerini uygulayacak kaç vekil çıkacak.