Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Allah Resul’ünün "Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen bizden değildir" hadiste vurgulanan büyüklere hürmet gösterilmesi de oldukça önemli bir ahlaki kuraldır. Söz konusu büyükler olduğunda akla ilk gelenlerden anne-babaya karşı nasıl davranılması gerektiği Kur'an-ı Kerim'de veciz bir şekilde ifade edilmektedir. "Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle." (İsra,17/23) Anne-babasına bir öf bile demekten alıkonulan bir Müslüman'ın kendinden yaşça büyük kimselere karşı saygıda kusur etmemesi gerekmektedir. Nitekim bu anlamda da Hz. Peygamber bizlere en güzel rehberliği sunmaktadır.
Mekke'nin fethinde Hz. Ebü Bekir, yaşlı babası Ebü Kuhafe'yi Müslüman olması için Hz. Peygamber'in huzuruna getirince, Resûlullah: "Şu ihtiyarı buraya kadar yormayıp evinde bıraksaydın ben onu ziyaret ederdim" buyurdu. Hz. Ebubekir ise: "Onun size gelmesi daha uygundur” diye cevap verdi. Allah Resul’ünün yaşlılara karşı hürmetine dair başka bir örnek ise, savaş için gönderdiği mücahitlerine tavsiyede bulunurken kadınlar ve çocuklar yanında ihtiyarlara da dokunmamalarını emretmesi olarak gösterilebilir. Hz. Peygamber, büyüklere hürmet konusunu çeşitli şekillerde dile getirmiştir. Bu minvalde, "Allah Teala, yaşından ötürü bir ihtiyara saygı gösteren gence, yaşlılığında hizmet edecek kimseler lütfeder" hadisi ile saçı sakalı ağarmış pirifani Müslümana saygı göstermenin Allah Teâlâ'ya duyulan saygı ve tazimden ileri geldiğini ifade ettiği hadisleri gençler için kendilerinden yaşça büyük kimselere nasıl davranmaları gerektiğine dair yol gösterici olmaktadır.
İslam'da küçüklere karşı şefkatle, büyüklere karşı hürmetle davranmak, üzerinde önemle durulan ahlaki bir esastır. Nitekim Allah Resulü, “Bunun aksi yönünde hareket edenler için bizden değildir” diyerek konunun önemini gözler önüne sermektedir. Ümmetinin dünya hayatı için barış ve huzuru arzu eden, merhamet timsali Allah Resul’ünün inşa ettiği bir toplumun temellerinde merhamet ve hürmetin varlığı oldukça doğal görünmektedir. Bir yavruya verilen bir tebessümün, yardımına koşulan yada sadece hali hatırı sorulan bir büyükten alınan hayır duanın müminin günlük hayatının bir parçası haline gelmesi gerekmektedir. Zira ancak bu şekilde Hz. Peygamber'in "Bizden değildir" dediği o bedbaht gruptan ayrılabilir ve inananlar olarak huzur ve birlik içinde yaşayabiliriz. Hz. Peygamber'in bizlerden beklediği bu iki davranışın anne-babalara bakan bir yönü de vardır. Unutulmamalıdır ki, küçükler yetişkinleri taklit ederek büyürler, kendisine merhametle yaklaşılan bir çocuk bu davranışı görür benimser ve heybesine ekler. Gün gelip de yetişkin olduğunda o da aynı şekilde kendinden küçüklere merhametle yaklaşır. Zira büyüklerinden böyle görmüş olduğu çocukluk tecrübeleri, onun yetişkinliğini bu yönde şekillendirecektir.
Dua da buluşmak dileğiyle Allah'a emanet olun.