Değerli okurlarımız bu hafta yine sosyal medya üzerinde sizler için ilminden çok istifade ettiğimiz Kozluk ilçemiz Ünsaldı köyü (Dılşane) camii imam hatibi sayın Musab Sezgin hocamıza bir soru yönelttik. Sorduğumuz soruyu ve hocamızdan gelen cevabı yazı köşemize taşıdık.
SORU: Bizim doğu bölgelerinde genelde şu şekilde adak çok yapılıyor; “Eğer oğlum iyileşirse yada bu işim yerine gelirse bir koyun kesip mevlit vereceğim” şeklinde yapılan nezir (adak) geçerli mi? Bu şahsın kendisi, eşi ve çocukları bu mevlit yemeğinden yiyebilirler mi? bize açıklar mısınız hocam.
İşte sizlere hocamızdan gelen cevap:
Lafızlar sarih ve kinaye olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Sarih lafızlar: Başka manaya ihtimal vermeyen açık lafızlardır. Genelde nezir kelimesi ile yada (علي) üzerimde kelimesi ile kullanılır. Aleyye yani üzerimde. Kürtçe dilinde ise genelde lımın gazi, lısermın gibi kelimeler ile tabir edilir.
Mesela: Allah için üzerimde yada boynumda olsun ki yada lımın gazi bir koyun keseceğim yada bu koyunu kesmeyi nezir ettim. Yada lımın gazi bu keçiyi keseceğim. Burada her ne kadar keseceğim müstakbel siğa ise de lüzum ifade eden kelimeler (üzerimde lımın gazi veya nezir kelimesi) beraberinde kullanıldığı için sarih kısmına girer.
2. Kinaye lafızlar ise: Tam açık olmayan başka ihtimallere de yer veren lafızlardır. Muzari (mustakbel) lafızlarla kullanılan kelimeler ve bu siğalarla beraber kat'i bir şekilde lüzum ifade eden kelimeler kullanılmamışsa o zaman hem nezir hem de söz vermek her ikisine de ihtimal vardır. Buda ancak niyetle tespit edilebilir.
Mesela oğlum iyileşirse bir keçi keseceğim yada mevlit vereceğim. İşte bu lafızlar kinayi lafızlar oldukları için niyete bağlıdır. Eğer bu şahsın niyetinde nezir (adak) varsa nezir olur. Hayvanı kesmesi lazım. Fakat niyetinde nezir yoksa maksadı ihbar ise yani haber vermek ise işte hayvan keseceğim, mevlit vereceğim haberini vermek ve niyetinde nezir yoksa o zaman nezir değildir.
Sorumuzda ise muzari kelimesi kullanıldığı ve beraberinde lüzum ifade eden kelimeler (nezir, lımın gazi kelimeler ) kullanılmadığı için kinayedir. Onun niyetine bağlıdır. Eğer niyetinde adak varsa o zaman adaktır. Mecburdur hayvanı kesip mevlit vermeye. Fakat niyetinde adak yoksa o zaman bu adak değildir. O zaman hayvanı kesip mevlit vermesi nafile sadakadır. Kendisi de eşi ve çocukları da bundan yiyebilirler.
Yukarıda eğer niyetinde adak varsa ya da lüzum ifade eden kelimeler beraberinde kullanmışsa o zaman adaktır dedik. Üzerinde vaciptir, hayvanı kesip mevlidini vermesi. Eğer niyetinde “Ben ve çocuklarımda bu hayvanın etinden yiyeceğiz” niyet etmişse ve genelde de niyet ediyorlar. Bizim örfümüzde kim mevlit verse kendisi ve ailesi de aynı mevlide gelen halk gibi onlarda bu yemekten yerler. İşte bu niyet bu örf bize gösteriyor ki bu şahıs ve ailesi de bu yemekten yiyebilirler.
Fakat mevlit değil de normalde şöyle demişse: “Eğer nezir niyetiyle oğlum iyileşirse bir keçi kesip etini dağıtacağım” demişse eğer diliyle “Şahsıma, eşime ve çocuklarıma da bundan bir pay ayırtacağım, bundan yiyeceğiz” demişse o zaman onlarda bu nezirden yiyebilirler. Fakat bunu dememişse ya da niyet etmemişse o zaman bu mutlak nezirdir. Kendisi, nafakası üzerinde vacip olan kişiler ve zenginler bundan yiyemezler. Kendilerine pay ayırtamazlar. Etin tümünü fakirlere dağıtması lazım. İşte bu mutlak nezirler aynı zekat hükmündeler. Nasıl ki zekâtından kendine ve üzerinde nafakası vacip olan kişilere pay ayırtamazlar, yiyemezler buda böyledir. Fakat fakirlere dağıttıktan sonra dağıttığı kişinin evine misafir olarak gitse o zaman ona bu etten ikram edilenden yiyebilir. Aynı zekât gibidir ama eğer niyet etmişse “Ben, eşim ve çocuklarımda bundan yiyeceğiz” o zaman bu adaktan yiyebilirler. Fakat dese ki “Bu hayvanı nezir ettim ve sadece ben etinden yiyeceğim” dese o zaman bu nezir olmaz. Çünkü bu tamamıyla Allah'a yakınlaşmadan mücerret bir kesimdir. Nezir de kurbiyet olması lazım.
Fakat dese ki “Kesip sadece çocuklarıma dağıtacağım” o zaman bu nezir geçerlidir. Çocuklarına dağıtabilir. Zaten sadece onlara dağıtması da lazım kime vereceğim demişse ona vermesi mecburidir.
Not: İmam Nevevi açık bir şekilde diyor ki :
Bir şahıs dese ki: Hastam iyileşirse Allah için üzerimde nezir olsun ki çocuğuma sadaka vereceğim yada zengin birinin ismini zikir edip ona bu kadar para ve saire vereceğim dese adağı geçerlidir. Adağını yerine getirmesi lazım diyor. Kime adamışsa ona vermesi lazım.
İmam Ruyani de bahr kitabında şu şekilde diyor ki :
Eğer kendi şahsı için bir kurbanı keseceğini beyan etse yani sadece kendi şahsı bu kurbanın etini yiyeceğini adasa bu nezir geçersiz bir nezirdir. Çünkü bu adağı tamamıyla Allah'a kurubattan mucerred'tir.
İşte bu iki büyük alimin ibarelerinden anladığım kadarıyla eğer hem kendisi hem çocuklarını ve hem de halkı katsa o zaman bu nezir geçerlidir. Çünkü her ne kadar kendi şahsına nisbetle kurubat yoksa da çocukları ve diğerlerine nispetle kurubat vardır.