Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla…
Sosyal medya üzerinde Kozluk ilçesi Ünsaldı köyü camii imam hatipi (Gunde dılşane) sayın Musab SEZGİN hocamıza şöyle bir soru yönelttik.
Soru: Elinde haram mal olan biri tövbe edip pişman olmuşsa bu haram maldan nasıl kurtulur?
Fıkıh konusunda iyi derecede kendini yetiştirmiş ve sürekli araştırma yapan bir seydamızdır. İşte sizlere hocamızın sorumuza verdiği yanıt...
Cevap: İmam Nevevi mecmu kitabında bu meseleyi imam Gazali’den şu şekilde nakil ediyor: “Eğer malın sahibi belli ise sağsa ona geri iade eder. Eğer vefat etmişse onun varislerine iade etmesi lazım. Fakat eğer sahibi belli değilse ona ve varislerine ulaşma imkanı yoksa o zaman bu malı müslümanların maslahatı için amme yerlerine sarf etmesi lazım. Köprü, tekke, cami, yol ve saire. Buda olmasa fakir fukaraya dağıtsın diyor. Bunu fakirlere dağıtsa bu haram mal fakir için haram değildir. Aksine ona nispetle helal ve temizdir. Bu fakir bu malı hem kendisi için hem de eşi ve çocukları için harcayabilir. Eğer bu tövbe eden şahıs kendisi fakirse bu sahibi belli olmayan yada ona ve varislerine ulaşma imkanı olmayan haram maldan ihtiyacı kadar alabilir. Bu malı denize atmak yada yakmak telef etmek caiz değildir. O zaman bundan istifade edilmeli ya amme yerlerine yada fakir fukaraya dağıtılması gerek.
Hanefi ulemalarından İbni Abidin Hanefi kitaplarından nakil getiriyor ki: Bir şahıs kat'i delillerle haramlığı sabit olan maldan bir fakire sevap niyetiyle verse bu şahıs kâfir olur. Fakat bir görüşe göre de kat'i delille sabit olması yanında haramlığı aynı olması da lazım. Yani daha o haram malı başka bir malla değiştirmemişse, haram yolla elde ettiği gibi duruyorsa. İbni Abidin ilk görüşün tercih edilen görüş olduğunu beyan ediyor. Yani haramlığı kat'i delillerle sabitse onu küfre götürmeye yeterlidir.
Aynı şekilde bu fakirde bu malın haram mal olduğunu bildiği halde ona, buna karşılık dua etse, veren şahısta amin dese ikisi de kafir olur diyor. Aynı bu şekilde bu haram parayla cami ve buna benzer hayır yerleri sevap kazanmak niyetiyle inşa etse kafir olur diyor. Çünkü haram malın elden çıkartılmasıyla sevap kazanılmaz. Ancak bu haram maldan bu şekilde kurturulur. Eğer niyetinde bundan sevap kazanmak varsa bu demektir ki haram malı helal kılmaktır. Buda insanı küfre götürür diyor.
Gerçekten buna dikkat etmek lazım. Çünkü haram yollarla haram mal elde etmiş günah işlemiş, birde kalkıp bu haram maldan sevap beklemek bu haramlığı helal saymak demektir.
Bu konu hakkında Yusuf Kardavi’nin elektronik fetvasının hülasasında sizlere aktarmak istiyorum:
Biri soru soruyor diyor ki: Benim bankada bulunan paramın faizi var. Tövbe etmişim şimdi ne yapıyım faiz yolla elde ettiğim haram paraya? Bankaya mı bırakayım yoksa alayım mı? Fakat o parayla vergilerimi ödeyeyim yada arabamın yakıtına, evimin doğalgaz vesaireye (elektrik) harcayayım. Yada fakirlere ve hayır yerlere mi harcayayım. Tövbe etmişim faizle kazandığım paralara ne yapayım?
Yusuf Kardavi’nin cevabının hulasası: Bu malı kendi şahsına harcayamazsın, istifade edemezsin. Burda yemek, içmek ile libas, mesken, yakıt vesaire yada borcunu ödemekle ister, normal borç olsun ister, vergi vesaire olsun istifade edemezsin. Neticede haram maldan istifade edemezsin kendi menfaatin için kullanamazsın. Ancak fakirsen oda ihtiyaç dahilin de istifade edersin. Bu haram malı bankaya da bırakmak caiz değildir. Çünkü faizle muamele eden bankaya, yardımda bulunursun buda caiz değildir.
Hulasa sahibi belli olmayan haram mal, ya fakir ve miskinlere yolda kalmışlara dağıtılır. Ya da İslami neşriyatlarda Allah yolunda cihad için harcanır yada cami ve İslami merkezler için medrese vesaire, yada İslami kitapların matbaası için harcanır. Bu mesele İslami bir toplantıda tartışıldı. Kardeşlerimizden bazı âlimler dediler ki nasıl olurda pis, habis olan bir malı fakirlere verilir. Bizim yemediğimizi niye onlara yedirelim dediler? Cevabında derim ki bu haram mal bunu elde edene nispetle tabi ki habistir ama fakire nispetle temizdir. Hakikatte mal pis değildir. Haram yolla elde edene nispetle pistir. Her ne kadar bazı âlimler bu haram malı telef etmek lazım demişlerse de yakmak gibi... Fakat niye o maldan istifade edilmesin ki İmam Gazali bunu ihya kitabında detaylı bir şekilde açıklamıştır. İhya kitabında diyor ki: Malı telef etmekten nehiy edilmişiz. Madem ki nehiy edilmişiz, bu haram malın sahibi de belli değil. O zaman ya fakirlere verilsin istifade etsinler yada amme yerlere harcansın. Bunun başka bir alternatifi yoktur.
(Mecmu imam Nevevi cilt 9. sayfa 351. haşiyetu İbni Abidin cilt 2. sayfa 291.292.)
Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi, mağfireti, inayeti, hidayeti hepimizin üzerine olsun. Hakka namzet ol.