Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla ç
Değerli dostlar kısa bir aradan sonra yine sosyal medya üzerinde Kozluk ilçesi Ünsaldı köyü (günde Dılşane) camii imam hatipi Musab SEZGİN hocamızla beraberiz. Kendilerine şöyle bir soru sorduk: Ticaret mallarının zekat hesaplanması nasıl yapılır? Satış fiyatının değeri üzerinde mi yada alış fiyatı üzerinden mi? İkincisi; Perakende satış üzerinde mi, hesaplanır yoksa toptan satış üzerinde mi, hesaplanır? Bize açıklar mısınız sayın hocam.
İşte hocamızın verdiği cevap:
İlk sorunun cevabı ibarelerden açık bir şekilde anlaşılıyor ki aldığı fiyat üzerinde değil de sene sonu satış değeri üzerinde hesaplayacak. Çünkü ibarelerde zekatın vacip olduğu gün elinde olan malın değeri üzerinde fiyat biçilip zekatı hesaplanır. Bundan anlaşılan elinde olan malı hali hazırda hangi fiyata satabilir, müşteri hangi fiyata bu malı ondan alabilir üzerinden hesaplar. Elinde olan malın değeri bizi ilgilendirir. Bu malın benzeri çarşıda hangi fiyatla alınır, satılır veya aynı bu maldan yeni bir ürün hangi fiyatla alınır bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren elinde olan malın hali hazırda değerinin ne kadar olduğudur. Çünkü zekat elinde bulunan bu malın değerinde vacip olmuştur. O zaman bu malın değeri üzerinden hesaplanır.
Bunun detayına biraz inmek istiyorum. Şafi mezhebinde kuvvetli görüşe göre ve maliki mezhebinde de ticaret malının nisabı sene sonu itibar edilir. İlk aldığında nisab yoksa da yada senenin ortasında nisabtan düşsede ticaret malı zekâta tabidir. Yeter ki sene sonu nisabtan düşmüş olmasın.
Hanefi mezhebinde ise: Sene sonu ve sene ortası her ikisi de baz alınır. İkisinde de nisap olması lazım. Aynı zamanda bu görüş şafi mezhebinde zayıf bir görüş olarak vardır. Hanbeli mezhebinde ise: Senenin tamamında nisabtan düşmemesi lazım. Aynı zamanda bu görüşte şafi mezhebinde zayıf bir görüş olarak mevcuttur.
Buna binaen şafi mezhebinde kuvvetli görüşe göre nisab sene sonu itibar alınır dedik. Ne zaman ki sene sonu nisaba ulaştığında ticaret malına fiyat biçilir. İster ilk aldığında nisaba ulaşmış olsun ister olmamış olsun. Fiyat biçildikten sonra ister daha sonra nisabtan az fiyatla satmış olsun olmasın. Çünkü sene sonu zekatın vacip olduğu vakittir. Bu ve benzeri ibarelerden anlaşılan zekatın vacip olduğu günün satış fiyatı üzerinden zekatı hesaplanır.
Birincisi: Buradaki beyan ettiğimiz satış ve alış şimdiki alış ve şimdiki satış üzerinde mi onu beyan ettik. Zaten ilk aldığı alış üzerinde hesaplamak ise bu çok uzak bir ihtimaldir. Çünkü bazı mallar vardır bir sene olmuş daha satmamış elindedir. Bu malın değeri iki katına ve daha fazlada düşmüş olabilir. Şimdi ilk aldığı fiyat üzerinde zekatını hesaplasa ticaret yapan şahıs mağdur olur. 50 bin değerindeki mal 20 bine düşmüş zaten zarar etmiş birde kalksın 50 bin üzerinde hesaplayıp zekatını çıkartsa bu şahıs çok mağdur olur. Bu herkes tarafından bilinen bir şeydir.
İkincisi: Yada bu aldığı malın değeri iki katına çıksa eğer ilk aldığı fiyat üzerinden zekatı hesaplansa o zaman ticaret zekatı hem sermayeden ve hemde kardan çıkarılmaz. Aksine o zaman sadece sermayeden çıkartılır. Kardan zekat çıkartılmaz. Halbuki ittifakla ticaret zekatı hem sermayeden hemde kardan çıkartılır.
Yusuf Kardavi Fıkhu zekat kitabında diyor ki: İbni Ruşt demiş ki; bu görüşte bazı fıkıhçılar vardır. Fakat İbni Ruşt bunlar kimlerdir delilleri nelerdir belirtmemiştir.
Hulasa: Eğer alış fiyatı üzerinden hesaplasa bu alış fiyatı zaten ilk aldığı alış fiyatı üzerinde hesaplayamaz yukarıda bunu detaylı bir şekilde açıkladık. Eğer şimdiki hali hazırda alış fiyatı üzerinden hesaplasa buda iki çeşitle tasvir edilebilir.
Birincisi: Mal sahibi elinde bulunan malın emsallerinin aynısını başka birinden alışını hesaplar. Buda elinde bulunan malın değeri üzerinde hesaplaması varken niye gidip başka mal üzerinden hesap etsin ki. Mülkiyetinde bulunan mal varken niye mülkiyetinde olmayan başka şahısların malları üzerinde hesap yapsın ki. Onun için bu şekilde hesaplama olmaz.
İkincisi: Alış fiyatından maksat eğer elinde bulunan malın başka birinin bunu ne kadar alır diye bu alış üzerinde hesaplamaksa zaten bu alış şekli ile bu malın satış değeri üzerinde hesaplama aynı şeydir. Onun için kesinlikle elinde bulunan malın değeri üzerinde hesaplayacak bunun şimdiki değeri neyse odur.
Bu değerin tesbiti ise: Bunu hali hazırda ne kadara satabilirim, müşteri bu malı benden hali hazırda hangi fiyata satın alabilir üzerinde hesaplamasıyla ancak tespit edilebilir.
İkinci sorunun cevabı ise: Bizim eski fıkıh kitaplarında muhaşşi Ali Şebramelsi bu konu hakkında açık bir şekilde beyan ediyor ki: Toptan satış fiyatı üzerinde hesaplanacağını söylüyor. Çünkü peyderpeyle satıştan elde edilen fazlalık malın değerinden elde edilmiyor. Aksine zamanla bunu peyderpeyle sattığı için bu fazlalığı elde ediyordur. Halbuki zekatın vacip olduğu gün, malın değeri neyse onun üzerinde hesaplanır.
Asri alimlerden Kardavi'de fıkhu zekat kitabında bunun toptan satış fiyatı üzerinde hesaplanıp zekatı çıkartılır diyor.
Bazı asri alimler ise: Toptancı ise toptan fiyatı üzerinden hesaplayacak. Toptancı değilse normal perakende üzerinde ticaret yapsa o zaman perakende üzerinde hesaplayacak diyorlar.
Fıkıh konseyi de bu görüşle fetva vermiş.
Not: Altını olup ve zekâta tabi olan altınlarda, zaten altın üzerinde zekatı çıkartsa sıkıntı yok. Fakat eğer Hanefi mezhebini taklit edip para çıkartacağım dese o zaman aynı ticaret malları gibi zekatın vacip olduğu gün bu altının satış değeri neyse onun üzerinde hesaplayıp zekatını çıkartır.