Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Hasta olan mümin kardeşlerimizi ziyaret edip hal ve hatırlarını sormak dinimizin bize emrettiği bir görevdir. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: "Kim güzelce abdest alır ve sevabını Allah'tan umarak (hasta olan) müslüman kardeşini ziyaret ederse, yürünerek yetmiş yılda kat edilecek bir mesafe kadar cehennemden uzaklaştırılır.”
Hz. Peygamber, şiddetli veya hafif oluşuna bakmaksızın ashabından hasta olanları ziyarete gitmiştir. Hatta rahatsızlığın uzun sürmesi durumunda onları tekrar tekrar ziyaret etmiştir. Mesela ağır hasta olan Cabir b. Abdullah'ı evinde ziyarete gitmiş, kendinden geçmiş bir vaziyette bulduğu Cabir'i daha sonra Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'le birlikte tekrar ziyaret etmiştir. Hendek Savaşında yaralanan sa'd b. Muaz içinde mescidin içinde bir çadır kurulmasını emretmiş, onu sık sık ziyaret ederek kendisiyle yakından ilgilenmiştir. Hasta çocukları bile ziyaret etmiş bir defasında kendisine hizmet eden ve hasta olan yahudi bir ailenin çocuğunu evinde ziyaret etmiş ona islama girmeyi teklif etmiştir. Hatırını sormaya gelen efendimizin teklifini geri çevirmemiş ve babasının da onaylamasıyla ile şehadet getirmiştir. Bu manzara karşısında Resûlullah sevinç içinde Allah'a şükretmiştir.
Hasta ziyaretlerimizi mümkün olunca kısa tutmalıyız. Hal ve hatırlarını sorup onlara dua edeceğiz ve onlardan dua isteğinde bulunacağız. Hz. Peygamber "Her kim eceli gelmemiş olan bir hastayı ziyaret eder de onun yanında iken yedi defa, büyük arşın rabbi yüce Allah'tan sana şifa vermesini dilerim diye dua ederse, Allah o hastaya afiyet ihsan eder." ifadesiyle, duanın hastaya olan faydasına dikkat çekmiştir. Nitekim kendisi de ziyaret ettiği hasta için Allah'a "Ey insanların Rabbi! Hastalığın sıkıntısını gider! Ona şifa ver, şifa veren sensin, senin vereceğin şifadan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki ardında hiç hastalık izi bırakmasın!" diyerek dua etmiştir. Onlara güzel sözler söyleyip moral vermeliyiz. Morallerini bozmamaya çok dikkat etmeliyiz. Onların ziyaretlerine gidince canlarının ne çektiğini onlara sormak oda dini bir sorumluluktur. Efendimiz ziyaret ettiği bir hastaya "Canın ne çekiyor?" diye sormuş, adam "buğday ekmeği istiyor" diye cevap verince Hz. Peygamber (s.a.v) yanındakilere "Kimde buğday ekmeği varsa kardeşine göndersin" demiştir. Ardından da "Birinizin hastası bir şey yemeği arzuladığı zaman onu kendisine yedirsin" buyurmuştur. Müminlerin birbirleri üzerindeki en temel haklarından biri olarak mütalaa edilen ziyaretleşme, hastalık durumunda daha özel bir anlam ifade etmektedir. Bu durum islami açıdan toplumda iyi insan olmanın da bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. Hz. Ömer, yanına gelen insanlardan, bölgelerindeki idarecilerin hastaları ziyaret edip etmediğini soruşturmuştur. Bizlerde akraba olsun, tanıdık olsun olmasın imkanımız dahilinde hasta ziyaretlerini ihmal etmeyelim. Hem onların gönüllerini hoşnut edelim, hem de sevap kazanalım.
Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi, mağfireti, inayeti, hidayeti hepimizin üzerine olsun. Duada buluşmak dileğiyle. Hakka ve hakikate namzet ol.