Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
İlk müslümanlardan biri kabul edilen Ebu Berze el Eslemi, bir yolculuk esnasında namaz vakti girince atından indi ve namaza durdu. Atını bir yere bağlamadığı için o namazda iken atı uzaklaşmaya başladı. Bunun üzerine Ebu Berze hemen namazını bozup atının peşinden gitti ve onu yakaladı. Daha sonra gelip namazını kıldı. Bu hadiseyi görenlerden biri de Harici zihniyetinde bir adamdı ve Ebu Berze'nin bu davranışı üzerine "şu ihtiyara bakın! Atı için namazını terk etti" demeye başladı. Bu sözleri işiten Ebu Berze namazdan sonra ona yöneldi ve şöyle dedi; "Hz. Peygamber'den (s.a.s) ayrıldığım zamandan beri hiç kimse bana bu şekilde kaba davranmamıştı. Benim gideceğim yer uzaktadır. Eğer atımın gitmesine aldırış etmeyip namazı tamamlayacak olsaydım geceye kadar ailemin yanına varamazdım." Bu sözlerden sonra Ebu Berze, kendisinin Hz.Peygamber'in ashabından olduğunu ve ondan her zaman kolaylaştırıcılık gördüğünü söyledi. Bu hadis, İslam'ın yaşanması, yaşatılması ve tanıtılması noktasında İslam dininin özeti mahiyetinde olan hadislerden bir tanedir.
İrşat ve tebliğ makamında bulunan din görevlileri başta olmak üzere her bir müslümanın, hem dini ahkamın tatbiki noktasında hem de hayata dair her konuda müsamahakar olması ve insanlara gerekli kolaylığı göstermesi gerekmektedir. Buna göre alım satım yapan tüccarların, evlenecek bireylerin ve ailelerinin, kamu veya özel sektörde insanlara hizmet eden görevlilerin, idarecilerin kısacası herkesin muhataplarına hem dini hem de dünyevi işler konusunda kolaylaştırıcı bir tutum sergilemesi nebevi bir metottur. Hadiste "kolaylaştırın" emri ile yetinilmemiş ve özellikle "zorlaştırmayın" diye vurgu yapılmıştır. Zorluk çıkaracak fiil ve hareketlerden uzak duracağız. Mesela aracımızı kaldırımda park etmeyeceğiz. Engelli bireyler olmak üzere bütün yayalara yol vereceğiz, ambulans, itfaiye, polis gibi kamu araçlarına öncelik vereceğiz. İslam barış ve rahmet dinidir. Bu dinin peygamberi alemlere rahmet olarak göndermiştir. İnsanlığın hem dünya hem de ahirette kurtuluşunu sağlayacak böylesine mükemmel bir dini insanlara sunarken bu mükemmelliğe gölge düşürecek davranışlardan kaçınılmalı; insanları İslamdan soğutacak her türlü söz ve davranıştan uzak durulmalıdır. Tebliğ ve irşat vazifesinde görevli/gönüllü olanlar, gerek minber ve kürsülerden gerekse kitle iletişim araçlarından ayrıştırıcı, ötekileştirici ve hedef gösterici bir dil kullanmamalı, kuşatıcı olmaya özen göstermeli ve "benim yüzümden birileri dinden soğur mu?" düşüncesiyle hareket etmelidir. İnsanlara gerek dini, gerekse dünyevi konularda kolaylaştırıcı bir tavır takınmak; zorlaştırıcı her türlü tutumdan uzak durmak nebevi bir metottur.
Müslüman; seven, sevindiren, güzel görüp güzel gösteren, bardağın dolu tarafına odaklanan, etrafına pozitif enerji saçan kimsedir. Duada buluşmak dileğiyle Allah'a emanet olun.