Zaman akıp gidiyor. İnsanoğlunun zamanı durdurmaya gücü yetmiyor. Düşünüyorum da yetse ne olurdu acaba. Zaman dursa……. Kuş uçmayacak mıydı ya da çiçek açmayacak veya kalbimiz atmayacak, kan dolaşımı damarlarımızda dolaşmayacak mıydı? İnsanlar hep aynı kalacak kimse yaşlanmayacak veya kimse doğmayıp ölmeyecek miydi? O zaman, zamanın durması hayatımız içindeki mücadeleleri sonlandırır mıydı anlamak çok zor. Kimse çalışmayacak, kimse kimseyi sevmeyecek yada kızmayacak, belki de herkes yerinde yani olduğu yerde mi kalacaktı? Herhalde hayat bizim dışımızda bir şey olurdu yani biz varız ama, hayat akışımız yok. Hayattaki değerlerin hiç biri yok, ilginç bir durum olurdu sanırım. Güzel olmayacağı ve heyecanlı duygulu olmayacağı kesin. Beş duyu organımızın çalışmaması kötü olurdu. Aynı yere bakmak gibi bir şey.
O zaman biz hayatımıza kaldığımız yerden devam edelim. Hayatta bize yön veren en önemli unsurlardan bir tanesi olan siyaset ve yön vermesi gereken kişilerden birileri olan gençlerden bahsetmek istiyorum. Günümüzde birçok üniversitede siyasal bilgiler okutulmaktadır. Bu bölümde okuyan, bu bölümü bitiren birçok öğrenci bulunmaktadır. Bu öğrencilerin pek azı siyasetin asıl olması ve yapılması gereken bilimsel siyasetin içinde yer almaktadırlar. Mesela şöyle bir durum ortaya çıksa. Siyasetin her alanında muhtarlıktan başlayıp siyasetin en üst kademesine kadar siyasal mezunları yer alsaydı ve bunlar da çoğunluk olarak gençlerden oluşsaydı ülkemizin ve dünyamızın ekonomik yapısı ve siyasal durumu nasıl olurdu diye bir düşünelim.
Bence çok güzel olurdu ama ince bir ayrıntıyı unutmamak gerekir. Gençler öğrenirken yanlarında tecrübeyi eksik etmemeliler. Yani bu konuyu yaşayan, okuyarak araştırarak içinde bulunduğu konumlardan tecrübe kazanan insanları da yanlarından eksik etmemelidirler. Gençler ülkemizin geleceği olduğu gibi, dünyamızın ileriye gitmesi için iyi bir teminatıdır.
Biz toplum olarak genlerimizi koruyup kollamamız gerekir. Onları yetiştirmememiz gerekir dünyamızın yaşlandığı şu dönemlerde ortamımızı doğru algılayıp doğru bir şekilde mantığını kullanan gençlere ve işini bu doğrultuda yön vermiş yol almış gençlere teslim etmemiz gerekir. İşte o zaman ülkemiz genç fikirlerle dolmuş olur ve dünyaya bakış açımız farklı olur. Unutmayalım ki başarının anahtarı gençlerdir.