Batı Trakya Kültürü
Batı Trakya’daki kültür ile ülkemizdeki kültür arasında benzerlikler vardır. Bu kültürler içinde spor, yemek tarzı, bayramlar, düğünler ve benzeri kültür çeşitleri Batı Trakya’ya renk katmaktadır.
Batı Trakya denince ilk akla gelen yerlerden biri de İskeçe’dir. Ya da Yunanca ismi ile Xanthi. Tarihi Milattan Önce 870’li yıllara dayanır. Eski bir tarihe sahiptir. 1371’deki Çirmen Zaferi ile Batı Trakya ve İskeçe Türklere açılır. Batı Trakya ve İskeçe Türklere açıldığından beri, Türklerin yoğun olarak yaşadıkları yerlerden biridir.
Batı Trakya’da bulunan ve Kuzey Yunanistan’da Doğu Makedonya ve Trakya bölgesinde pazaryeri bulunan, “Binbir renkli şehir” olarak bilinen İskeçe’de her Cumartesi kurulan pazarı hem çok güzel, hem de çok çeşitli sebze ve meyveleri barındırmaktadır. Batı Trakya şehirleri içinde bulunan İskeçe, ülkemizde olduğu gibi, orada da deniz ürünleri konusunda oldukça iddialı bir şehirdir. Ahtapot, karides güveç, midye tava gibi deniz ürünleri Trk mutfağını aratmamaktadır. Ahtapot yumuşacık, karides güveç sosu müthiş kıvamlı yemek çeşitleri ile Batı Trakya mutfağını süslemektedir
Batı Trakya’da Türkler, aynı bizim ülkemizdeki gibi Türk kahvesi içilir ve Türk kahvesi kültürü devam ediyor. Onlar her ne kadar buna Yunan kahvesi deseler de cezvede normal yollarla pişirilen, hatta bazı bölgelerde köz üstünde cezvede yapılan kahve, halen geleneksel kültür olarak sürüyor. Kahveleri bizim Türk kahvemize benzese de, aroması biraz farklı. Ancak lezzeti bizim damak tadımıza oldukça uygun. İskeçe’de gözünüzün önünde istediğiniz sertlikte ve miktarda kahve hazırlanabiliyor. Eğer bir gün yolunuz Batı Trakya’ya düşerse kahve içmeden gelmeyin.
Ayrıca Batı Trakya’da bulunan talika aracı, iki yanında tekerlekleri olan ancak etrafı cam ile örtülü olmayan ve yük taşımak için eşek ya da at kullanılan bir araçtır. Köylüler Batı Trakya’da üretilen tütünü taşımak için talikaları kullanırlar.
Dünyaca ünlü milli sporumuz olan güreş aynı şekilde Batı Trakya’da da yapılmaktadır. Türk yağlı güreşi, dünyadaki en büyük dövüşçülere sahip ulusal bir spordur. Eskiden beri yapılan yağlı güreş müsabakalarının tarihi Ferdowsi’nin Şehnamesi’ne göre M.Ö. 1065 Pers İmparatorluğu’na dek uzanır. Yağlı güreşçiler “Kispet” adı verilen dana derisinden yapılan yaklaşık 13 kg ağırlığındaki dar deri pantolonlar giyerler ve vücutlarını zeytinyağı ile kaplarlar. Eğlencelerde yerel oyunlara ve şarkılara Türk geleneksel müziğinin önemli parçası olan davul ve zurna eşlik eder.