Lütfen bekleyin..

FLAŞ HABER

Seda ERTUĞRUL

DUYGUNUN DİLİ

02 Kasım 2020, 16:17 Okuma: 1051

     Duyguları anlatmak için, insanların yaşadıklarını ve yaşadıklarına karşı taşıdıkları duyguları bir nebze de olsa bilmek gerekir. Duygular, insanların kendilerini ifade etme biçimlerindendir.
     Güllük gülistanlık yaşayan toplumlarda, insanların olaylara karşı olan duyguları ile savaş, yokluk ve sıkıntılar içerisine yaşayan toplumların, olaylara karşı gösterdikleri duygular aynı değildir. İnsanlar yaşadıkları ile gelişirler ve olgunlaşırlar. Tecrübeleri, yaşadıkları ile orantılıdır. Duyguları da o yönde ilerler.
     Duygu insanın kendisidir ve insanını yaşadıkları ile özdeştir. Sevinçlerimiz, mutluluklarımız, üzüntülerimiz, kızgınlık ya da öfkelerimiz hatta ve hatta susarak tepki vermemiz, duygumuzun birer dilidir.
     Biz, bir olay karşısında öfke duyduğumuzda, kolaylıkla kızar ve öfkemizi beden dili ile dile getiririz. Beden dili, duygularımızın dışa vurulmasında en büyük etkendir.
     Her insan aynı olaya karşısında aynı duyguyu taşımaz. Çünkü o olayın, her insandaki yeri ve yaşanmışlığı farklıdır.
     Örneğin, bir kedi gördüğümüzde, kimimiz evde kedi besleyemediği için üzülürüz. Kimimizin kedisi ölmüştür onu hatırlar, daha farklı tepki gösteririz. Kimimiz kedi sevmeyiz, kediden iğreniriz. Kimimiz de kedileri çok sevdiğimiz için, kediye büyük bir şefkatle bakar ve onu bağrımıza basarız. Bu tarz duyguları ardı ardına sıralamak mümkündür. Kedi ile ilgili yaşadıklarımız, kediye karşı olan duygumuzu belirler. Çünkü bir olay karşısında oluşan duygular, kişiden kişiye değişmektedir. Her insan aynı olaya, aynı duygu ile karşılık vermemektedir. Birisi üzülürken, diğeri sevinebilir. Tıpkı bir oyunu kazanan ve kaybeden gibi. Kazanan taraf sevinirken, kaybeden taraf üzülür.
    Duygularını içine atan kişiler ise, ileride oluşabilecek psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalır. Kimseyle konuşmayan, sorunlarını dile getiremeyen kişilerde, yaşam ile ilgili büyük hasara sahip olurlar. Yaşamları boyunca bu hasarı düzeltmeye çalışırlar.
     Çaresiz insanlar aynı zamanda da duygu yoğunluğuna en fazla sahip olan kişilerdir. Sığınacak bir yeri olmayan kişiler, toplum içerinde kendisine, duygusal açıdan baskı yapan ve bunun altında ezilen insanlardır.
     Gülmek, üzülmek, kızmak gibi duygular, belli olaylara karşı verilen tepkilerdir.
     Birine yardım ederek merhamet duygusunu taşıyan kişiler, ettiği yardım sonunda, kendisinde rahatlama hisseder. Duyguları dışa vuran kişiler, aynı zamanda da rahatlarlar.
     İyi duygulara sahip olabilmek için ruhen rahat olmamız ve zor da olsa yaşamımızı o doğrultuda yönlendirmemiz gerekir.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1034 gün önce
1049 gün önce
1097 gün önce
1119 gün önce
1156 gün önce
1194 gün önce
1203 gün önce
1209 gün önce
1219 gün önce
1224 gün önce
1231 gün önce
1238 gün önce
1252 gün önce
1258 gün önce
1328 gün önce
1357 gün önce
1377 gün önce
1384 gün önce
1391 gün önce
1398 gün önce
1405 gün önce
1412 gün önce
1420 gün önce
1427 gün önce
1433 gün önce
1475 gün önce
1482 gün önce
1489 gün önce
1566 gün önce
1610 gün önce
1617 gün önce
1632 gün önce
1666 gün önce
1701 gün önce
1714 gün önce
1730 gün önce
1744 gün önce
1757 gün önce
1771 gün önce
1785 gün önce
1792 gün önce
1800 gün önce
1834 gün önce
1852 gün önce
1855 gün önce
1863 gün önce
1877 gün önce
1939 gün önce
1964 gün önce
1967 gün önce
1974 gün önce
1981 gün önce
1995 gün önce
2001 gün önce
RSS
© 2025 - Batman Medya Gazetesi
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=