Lütfen bekleyin..

FLAŞ HABER

Seda ERTUĞRUL

DUYGUNUN DİLİ

02 Kasım 2020, 16:17 Okuma: 973

     Duyguları anlatmak için, insanların yaşadıklarını ve yaşadıklarına karşı taşıdıkları duyguları bir nebze de olsa bilmek gerekir. Duygular, insanların kendilerini ifade etme biçimlerindendir.
     Güllük gülistanlık yaşayan toplumlarda, insanların olaylara karşı olan duyguları ile savaş, yokluk ve sıkıntılar içerisine yaşayan toplumların, olaylara karşı gösterdikleri duygular aynı değildir. İnsanlar yaşadıkları ile gelişirler ve olgunlaşırlar. Tecrübeleri, yaşadıkları ile orantılıdır. Duyguları da o yönde ilerler.
     Duygu insanın kendisidir ve insanını yaşadıkları ile özdeştir. Sevinçlerimiz, mutluluklarımız, üzüntülerimiz, kızgınlık ya da öfkelerimiz hatta ve hatta susarak tepki vermemiz, duygumuzun birer dilidir.
     Biz, bir olay karşısında öfke duyduğumuzda, kolaylıkla kızar ve öfkemizi beden dili ile dile getiririz. Beden dili, duygularımızın dışa vurulmasında en büyük etkendir.
     Her insan aynı olaya karşısında aynı duyguyu taşımaz. Çünkü o olayın, her insandaki yeri ve yaşanmışlığı farklıdır.
     Örneğin, bir kedi gördüğümüzde, kimimiz evde kedi besleyemediği için üzülürüz. Kimimizin kedisi ölmüştür onu hatırlar, daha farklı tepki gösteririz. Kimimiz kedi sevmeyiz, kediden iğreniriz. Kimimiz de kedileri çok sevdiğimiz için, kediye büyük bir şefkatle bakar ve onu bağrımıza basarız. Bu tarz duyguları ardı ardına sıralamak mümkündür. Kedi ile ilgili yaşadıklarımız, kediye karşı olan duygumuzu belirler. Çünkü bir olay karşısında oluşan duygular, kişiden kişiye değişmektedir. Her insan aynı olaya, aynı duygu ile karşılık vermemektedir. Birisi üzülürken, diğeri sevinebilir. Tıpkı bir oyunu kazanan ve kaybeden gibi. Kazanan taraf sevinirken, kaybeden taraf üzülür.
    Duygularını içine atan kişiler ise, ileride oluşabilecek psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalır. Kimseyle konuşmayan, sorunlarını dile getiremeyen kişilerde, yaşam ile ilgili büyük hasara sahip olurlar. Yaşamları boyunca bu hasarı düzeltmeye çalışırlar.
     Çaresiz insanlar aynı zamanda da duygu yoğunluğuna en fazla sahip olan kişilerdir. Sığınacak bir yeri olmayan kişiler, toplum içerinde kendisine, duygusal açıdan baskı yapan ve bunun altında ezilen insanlardır.
     Gülmek, üzülmek, kızmak gibi duygular, belli olaylara karşı verilen tepkilerdir.
     Birine yardım ederek merhamet duygusunu taşıyan kişiler, ettiği yardım sonunda, kendisinde rahatlama hisseder. Duyguları dışa vuran kişiler, aynı zamanda da rahatlarlar.
     İyi duygulara sahip olabilmek için ruhen rahat olmamız ve zor da olsa yaşamımızı o doğrultuda yönlendirmemiz gerekir.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
806 gün önce
821 gün önce
868 gün önce
890 gün önce
928 gün önce
966 gün önce
974 gün önce
981 gün önce
990 gün önce
995 gün önce
1002 gün önce
1009 gün önce
1023 gün önce
1030 gün önce
1100 gün önce
1128 gün önce
1149 gün önce
1156 gün önce
1163 gün önce
1170 gün önce
1177 gün önce
1183 gün önce
1191 gün önce
1199 gün önce
1205 gün önce
1247 gün önce
1254 gün önce
1261 gün önce
1338 gün önce
1382 gün önce
1388 gün önce
1403 gün önce
1437 gün önce
1473 gün önce
1486 gün önce
1501 gün önce
1515 gün önce
1529 gün önce
1542 gün önce
1557 gün önce
1564 gün önce
1571 gün önce
1606 gün önce
1624 gün önce
1627 gün önce
1634 gün önce
1648 gün önce
1711 gün önce
1736 gün önce
1739 gün önce
1746 gün önce
1753 gün önce
1766 gün önce
1773 gün önce
RSS
© 2024 - Batman Medya Gazetesi
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=