Bukalemunu hepimiz biliriz.
Bukalemun, sürüngenler sınıfındandır. Belli etmek istedikleri duygulara göre renk değiştirebilen omurgalı hayranlardır.
İnsanların bukalemuna benzetilmesi durumu ise, kişilerin çıkarlarına göre sürekli düşünce ve fikir değiştirmesidir.
Pek çok zaman, ortama göre hal ve hareketlerini değiştiren insanlara bukalemun gibi renk değiştiriyorsun, yakıştırması yapılır. Kendi fikir ve düşüncesini ifade etmek yerine başkalarının düşüncesiyle hareket eden ve bu fikir ve düşüncelerini, bulundukları ortamdaki kişilerin düşüncelerine göre beyan eden kişilere, bukalemuna benziyorsun denir. Yani fikirlerinde, düşüncelerinde ve yaptıkları davranışlarında belli bir idolü yoktur. Kişiye; "Kardeşim senin rengin nedir? Savunduğun bir düşüncen yok mu? Ne o, her yere girip başka başka konuşuyorsun?" diye uyarıda bulunurlar. Yani "Bukalemun gibi renk değiştiriyorsun" derler. Bu tarz insanlar toplumda sevilmeyen ve rağbet görmeyen kişilerdir.
Günümüze baktığımızda, harbi davranan insanların sayısının çok da fazla olmadığını görürüz. Özellikle bazı alanlarda, kişiler yer kapmak için ve ya istediği mevkiye gelebilmek için sürekli durumlarını değiştirirler. Yani bir kararda durmazlar. Kendileri olmak yerine, bir başkası gibi davranarak hedeflerine ulaşmaya çalışırlar. Bu tarz insanların içi ve dışı bir değildir.
İnanların içi de dışı da bir olmalıdır. Ne güze söylemiş Mevlana Celaleddin Rumi Hazretleri.
" Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol."
Bu dizelerden de anlaşılacağı gibi, insanlar nasıl bir kişiliğe sahipse o şekilde gözükmelidir veya nasıl gözüküyorlarsa ona yakışır şekilde davranmalıdırlar. İçi dışı bir olmalı, dürüst ve efendi olmalıdırlar. Yaptıkları davranışları ile insanlara örnek olmalı ve insanlık vasıflarını taşımalıdırlar.
İnsanların, içinin ve dışının bir olması, kişiye olgunluk ve erdemlilik kazandırır. Toplum içerisinde kişilerin kendisine olan güveni ve saygısı artar. Başarılı olmak için sağlam ve dürüstçe adım atmış olur.
Bir insanın içi ve dışının bir olması demek, aynı zamanda da dürüst olduğunu, zayıf kişileri kollayıp koruduğu anlamı da taşır.
Bu yolla İyi insanların kıymetleri bilinir, iyi insanlar kötü kimselerden ayırt edilir. Aksi taktirde kötü insanlar kıymet kazanırlar. Bu dünyada hükümdarlık kurmaya kalkarlar.