Mutluluk bazı kişiler için yaşam kaynağıdır ve hayatında pek çok durumu ona göre belirler. Bazılarının ise hiç umurunda değildir mutluluk. Umursamadığı mutluluğu hayatına yerleştirirken, bunun yanında da her şeyi boş gördüğü ve pek de bu durumun üzerinde durmadığı bir kavramdır.
İnsanoğlu hayatı boyunca pek çok şey yaşar ve öğrenir. Yaşadığı süre içinde pek çok durumu kavrar ve tecrübe eder. Böylece öğrendiklerini yaşamına rehber eder. Peki birisi size şöyle bir soru sorsa, cevabınız ne olurdu.
"Mutlu musunuz?"
Yani bu sorunun bana sorulduğunu düşünecek olursam, cevabını vermeden önce iyice düşünmem gerektiğini bilirim. Hayatımızdaki kritik sorulardan biridir bu soru.
Önce etrafımıza bakarız. Dışarıda soğuktan üşüyen insanlara, kediye, köpeğe... Acı mı çekiyorlar, aç ve ya susuz mu kalıyorlar diye göz gezdiririm. Onlara yemek almak, yuva yapmak gerektiğini düşünürüm. Aynı durum insanlar içinde geçerlidir. Çünkü insanlar daha vahim bir durumdadır. Hayvanların sığınacak pek çok yeri varken, insanlar böyle bir duruma sahip olamayabilir. Etrafıma bakmaya devam ederim. Çatışmalarda ölen askerler, cenazeleri kalkan şehitlerimiz, bitmek tükenmek bilmeyen silah sesleri, insanlar arasındaki anlamsız kavgalar, içinden çıkılmayan ekonomik dar boğaz sorunları.
Tekrar düşünürüm mutlu muyum? Ya da mutlu muyuz?
Peki, mutluluk nedir?
Mutluluk insanların yaşadığı alanlarda, ruhen ve bedenen huzurlu ve rahat olması demektir. Sorunları karşılayabilecek durumda olmasıdır mutluluk. Yani bir baba ve ya anne çocuğunun istediği basit isteklerini yerine getirebilecek durumda olmasıdır. Savaş, çatışma, ölümler, kavgalar olmamasıdır.
İyi bir ortam iyi bir ülke demektir. İyi bir ülke İse, iyi yönetimle olur. Aslında pek çok kişi iyi şeyler yapmak ister. Bu iyi şeyler ise iyi olanaklarla olur.
Hayatta yönümüzü çizerken içinde bulunduğumuz şartlara göre çizeriz. Demokrasi, bürokrasi, politika, siyaset gibi durumlar hayatımızı düzenlemede en büyük etkenlerdendir. Çünkü biz bu durumların olduğu ve belli bir yönetimle yönetilen ülke içinde yaşıyoruz. Yanlış yönetimler bizi mutsuz eder, hayata karşı çaresiz bırakır. Anlamsız kavgalar, rant peşinde koşmalar, boşu boşuna insanların ölmesi demektir. Silahların susması, huzurun bir nebze de olsa başlamasıdır. Bir ülkede yaşayan insanlar, yaşam koşullarını elde edebiliyor ise mutludur. Mutluluğu az da olsa yakalayan insanların, kendilerini kaosa sürüklemeleri anlamsız ve boştur. Çevresine zarar veren insan önce kendisine zarar vermiş olur ve kendi mutluluğunu mutsuzluğa dönüştürür. Mutsuzluk içindeki mutluluk ise cefanın mutluluğudur. Cefa içinde iken hüzünlü iken mutlu olan kişi cefayı mutluluğa çevirir.
Unutmayalım ki her mutluluğun güzel bir yanı ve pek çok durumun da mutluluk verici yönü vardır.