Ramazanın sonuna yaklaştığımız şu dönemlerde, özellikle bu kutsal ayda insanlığın ibadetlerini iyi bir şekilde yapmaya ve Allah’a olan kulluk borcunu ödemeye çalışması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Koşullar elverdiği süre içinde Allah huzurunda ibadetlerinin koşullarını yerine getirmesi gerekmektedir
Dinimize göre iman, Allah'a ve onun elçisi kabul edilen Hz. Muhammed'e (s.a.s.) kutsal kitap Kuran'da yazıldığı ve anlatıldığı gibi tereddütsüz güvenerek şüphesiz, aksini düşünmeden inanmak şeklindedir. Kuran’ı rehber aldığımızda ve dikkatli okuduğumuzda, Kuran’da İslam’ın, iman esaslarının olduğu ve iman esaslarının Kuran'dan alındığını anlarız. İmanın şartlarından en önemlisi yani imanın ilk şartı hiçbir şüpheye kapılmadan Allah’tan şüphe etmeden tam olarak Allah’ın varlığına inanmak ve kabul etmektir. İslam dinine İnancımızın tam olması, imanımızın tam olmasını sağlar. Dünyanın ve evrenin bir sahibi vardır. Allah’ın evveli yoktur. Allah hep vardır. Her şeyi dengede tutan bir güç vardır. İslam dinine göre Allah görülmez, ama dünyada ve evrende yapılan gözlemlerle onun varlığını bize gözle görmüş gibi kavratır, ondan başka tanrı olamayacağını anlaşılır. Allah kulaktan dolma bilgilere göre var olmaz, yani “duyduğumuza göre” yada “söylendiğine göre Allah’tan başka tanrı yoktur” denmez. “Ben şahitlik ediyorum” denir. Yani olayı “gözümle görmüş gibi kesin olarak biliyorum” denir.
İman Peygamberimizin (S.A.S.) Allah'tan getirdiği bütün herşeye kalbi ile tasdik edip, dilimiz ile ikrar etmektir. Tam inanmaktır. Dili ile söyleyip kalbi ile inanmamak değildir. Hem kalpten inanmak hem de dili ile söylemektir. Müminin imanı her zaman tamdır. Kafir inanmadığı gibi inanmadığını da telaffuz eder. Dili ile söyleyip kalbi ile inanmayan kişiler yani münafıklar kendi içinde büyük çelişkiler yaşarlar ve imanın yüceliğine erişemezler. İman sahibi olan kişiler Âmentü'de yer alan îman esaslarına tam olarak inanırlar.
1. Allah'a inanmak,
2. Meleklerine inanmak,
3. Kitaplarına inanmak,
4. Peygamberlerine inanmak,
5. Âhiret gününe, öldükten sonra dirilmeye inanmak,
6. Kadere, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmak.
Âmentü'nün ifadesi şöyledir:
Âmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusülihî vel-yevmil-âhiri ve bil-kaderi hayrihî ve şerrihî minallahi teâlâ vel-ba'sü ba'del-mevt hakkun eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh.
İman eden ve imanı tam olan kişiler Allah’ın varlığına ve Âmentü'de yer alan îman esaslarına tam olarak inanır böylece imanın yüceliğini yakalar.