~~ Çevremizde kullanılan halk sözleri yani deyimler ve atasözleri, diğer yörelerde kullanılan atasözleri ve deyimlerle ortak özellik göstermektedir. Kimisinin yöre diliyle söylenmesi, söylenen atasözlerine ve deyimlere ayrı bir güzellik katmıştır.
Bunlardan birkaçına örnek verecek olursak; "Allah var gayla yok. Bir koyundan iki post çıkmaz. Bir garip aptalsın, gümüşlü zurna neyine. Cin başka, şeytan başka. Heybe ağdırmayınca, taş gurbete çıkmazmış" gibi pek çok söylemler bulunmaktadır. Tabi bu sözleri çoğaltabiliriz. Fakat ben burada biraz da olsa, bu sözlerin nasıl çıktığına veya nasıl oluştuğunu anlatmaya çalışacağım.
İnsanlar doğduklarında, öncelikle çevresinde konuşulan lisanı öğrenirler. Öğrendikleri bu lisan ile anlaşırlar, konuşurlar.
Her toplumun kendine has dili ve şivesi vardır. Her yörenin şivesi birbiri ile aynı değildir. Fakat benzer pek çok özellik taşır.
Gelenek ve göreneklerimiz ile birlikte deyimlerimiz ve atasözlerimiz oluşmuştur. Yaşadığımız yaşam koşullarında, verdiğimiz mücadeleye göre söylenen deyimlerimiz ve atasözlerimiz, bizlere hayat yolunda ışık tutar, yol gösterir. Her ne kadar pek çok söylem şivesel söylense de, bu söylemler İstanbul Türkçesi ile yazılır ve okunur.
Deyim ve atasözlerin oluşması uzun yıllar alır. Yaşananlardan alınan yaşam dersleriyle oluşturulmuştur. Her deyimin ya da her atasözün, günümüzde unutulsa da bir yaşam hikayesi vardır. Bu hikayeler kimi zaman hüzünlü, kimi zaman da komiktir. İnsan yaşamı, söylenegelen deyimleri günümüze kadar ulaştırarak, geçmiş yaşamdan örnekler verir. Böylece insanları bu örneklerden yola çıkarak, yaşamını ona göre düzenleyebilirler. Olaylar hemen hemen her dönem birbirine yakın ve benzer şekilde yaşanır. Her dönem de insanlar, muhakkak çalışırlar, yemek yerler, misafir ağırlarlar yada misafirliğe giderler. Her dönemde az ya da çok da olsa komşuluk ilişkileri bulunmaktadır. Evlilikler yine keza her dönem vardır. Giyim ve kuşam bizler için vazgeçilmezlerdendir. Yani her dönemin ortak noktaları ve benzer yaşantıları bulunur. Bu yaşantılara yenileri eklenerek, geleceğe doğru yol alınır. İşte bütün bu yaşanılan olgular ve bu olgulardan doğan yanlışlar ve doğrular, ortaya deyim ve atasözlerini çıkartmıştır.
Atasözleri, atalarımızın tecrübelerinden ve derin gözlem ve yeteneklerinden hareketle oluşmuştur. Nasihat edip ders vererek, kişileri eğitir ve kişilere bir nebze de olsa yaşamdan ipuçları verir. Gelenek ve göreneklerin, örf ve adetlerin ve dini inançların kanalıyla meydana gelmektedir.