İnsanoğlu dünya üzerinde yaşadığı süre içinde, öğrenmeden hiç bir şey yapamaz. Doğduğu ilk andan itibaren hayatta kalmayı öğrenir. Annesinden süt içmeyi öğrenir. Emeklemeyi ve yürümeyi öğrenir, derken çocuk olur ve doğru bir şekilde büyümeyi, ailesine iyi bir evlat olmayı, vatanına ve milletine faydalı olmayı öğrenir. Yaşadıkça, öğrenmeyi öğrenir.
Peki hayatın her safhasında sadece yaşam mücadelesi vermek için mi bir takım unsurları öğrenmek gerekir?
Tabi ki de hayır.
İlim ve irfân öğrenmek, kişiyi olgunlaştırır ve karakterini geliştirir.
İlim, kainatta neler var ise, bütün bu olup biten ve gelişen olayları inceler ve araştırır. Yeter ki doğru araştıran araştırdığını hayat içerisinde iyi kullanabilen ve her şeyden önemlisi de, bütün bu olayları merak eden ve ilmin farkında olan insanlar olsun.
Aynı zamanda ilim, kainatta gelişen bütün bu olayları tasvir ve izah yoluyla anlayıp, kavramak için verilen emek şeklidir. Kainattaki pek çok unsuru merak eder ve merak ettikleri konular, pek çok kişinin ilgisini çeker. Bu olaylara dair pek çok sorulan soruları kimi zaman soru yoluyla geliştirerek ve yine sorular sonucunda ortaya çıkan sonuçlara da, bilimi de içine alarak genişleten bir disiplin şeklidir ilim. İlim her zaman için bilimle de bağlantılı bir şekilde yürür.
Kainatta sadece ilim yoktur. İlimlerin sonucunda yani çalışarak ve araştırarak elde edilen ilimler ile anlaşılan ve pek çok insan tarafından bilinen şeylerden başka bilgilerin de olduğunu pek çok insan farkındadır. Bu unsurları irfân ile anlarız.
Âlimlerin sâhib oldukları ilme karşılık ârif denen Allahü teâlânın sevdiği kullarında da irfân denen bir özellik vardır. İrfân, tasavvufi bir anlam taşır. Her insan ilim ve irfân sâhibi olamaz. İlim ve irfân sâhibi olabilmek için iyi araştırıp ince düşünmek gerekir. Akıllı olmak öğrendiklerini doğru bir şekilde hayata uygulamak demektir. Günümüzde pek çok insan üniversite bitiriyor ama pek çok unsurdan da habersiz. Güncel hayatta yapılması gereken işlerin işleyiş tarzını bilmediği için ve ya okullarda öğrendiklerini, geliştirip hayata uygulayamadıkları için, yaşamlarını oldukça zorlaştırıp çekilmez hale getirebiliyorlar.
Okul insan hayatında olmazsa olmazlardandır, fakat okulda öğrendiklerini ve hayat içerisinde algıladıklarını, geliştirmesi gerekir.
Sa'dî Şîrâzî der ki; Akıllı ve irfân sâhibi kimse, meyveli ağaç gibi mütevâzî olur. Çünkü bu kişiler nerede nasıl davranacağını çok iyi bilir ve hayatta hata yapma payı genellikle azdır.
İnsanlar dünya üzerinde iyi bir hayat seviyesi yakalayabilmek için bilgiyle donanımlı olmalıdır.