Türkiye'de yaşayan pek çok insan kendisini bulunduğu koşula göre ayarlar. Yaşayış şeklini; toplum içindeki geliri, aldığı eğitim ve kültürü belirler. Geliri gideriyle orantılı değil ise, hayatında sorunlar yaşayabilir. Geçim sıkıntısının vermiş olduğu zorluklar bazen insanın bedenine kadar işler.
İnsanın her isteği olmayabilir. Ama öyle istekler vardır ki, o isteğin önüne kimse geçememektedir. Evet pek çoğumuzun tahmin edeceği gibi, kendisinin evladının yani çocuğunun olması isteğidir. Evlenen çiftlere çevrelerindeki insanlar da dahil, o gözle bakar. Dayı, hala olmak isteyen yada anneanne, dede, amca, teyze olmak isteyenler yeğen sahibi olmak isteyenler olur. Özellikle çocuklarını yetiştiremeyen aileler, torunlarını sevgi ve şefkatle büyütmek isterler. Çocuklarına yapamadıkları iyi ve güzel durumları büyük bir hevesle torunlarına yapmak isterler.
Her çocuk gelecekte bir çınardır. Çocuklarımızı ne kadar dikkatli yetiştirirsek, geleceğe de o kadar dört elle sarılmış oluruz. Çocuğa vereceğimiz iyi bir eğitim, geleceğin sigortasıdır. Sigortalar gevşek olursa yangın çıkar. Sadece çocuğa verilen eğitim yetmiyor. Aynı zamanda da onları koruma altına almak gerekir.
Çocuk savunmasızdır.
Çocuk masumdur, durudur, özdür.
Çocuk afacandır, her yanı çözülebilen problemdir.
Çocuk hayatın kendisidir. Çünkü çok hata yapar. Hayatı öğrenerek büyür. Hata yapmaz ise çocuk olmaz. Enerjisiyle dünya ona aittir. Çocuk hükümdardır, kraldır ve hatta kraldan daha kraldır. Çünkü farkında değildir. Hiçbir şeyi umursamaz. Dünya çocuk için oyundur. Hayatı oyun üzerine kuruludur.
Çocuklara zarar veren ve vermek isteyenler aslında tam bir psikopattır. Psikolojisi bozuk insanlardır. İster anne olsun, ister baba, isterse başka bir kişi fark etmez, eğer çocuklara zarar verecek davranışlarda bulunuyor ise, zarar veren kişilerin acil tedavi görmesi gerekir. Bu vahimden de öte bir durumdur. Savunmasız ve çaresiz olan çocuklarımıza el kaldıran kişilerin ya eğitiminde bir problem vardır. Yada ruhsal çöküntü içindedir.
Her yıl onlarca çocuk istismar edilmekte, tacize uğramakta ya da kaba kuvvet uygulanmaktadır. Evde, sokakta, yolda, okulda, yurtlarda ve benzeri pek çok yerde, bu gibi kötü durumlarla karşılaşmak artık şaşırtıcı gelmemeye başlamıştır. Normal olan durumların yerin anormal durumlar almıştır. Kendini bilmeyen kişiler tarafından yapılan bu davranışlar, çocuklarımızın gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuklar için alınan önlemler yetersiz gelmektedir. Şefkatten yoksun olan, hayata umutsuz bakan ve yaşamından beklentileri olmayan kişilerin, çocuklarımıza karşı yaptıkları bu davranışlar, yine bu davranışlardan etkilenip gelecekte çocuklarımızın aynı davranışları yapabileceği ortamları oluşturur.
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı korumak, sadece anne ve babanın görevi değil, tüm toplumda yaşayan kişilerin görevidir.
Çocuk toplumun hayat içerisindeki başlangıcıdır.