Yıllar bizlerden bir çok şeyi alıp götürdüğü gibi, bir çok tecrübeyi de beraberinde getirir. Bizler her yaşadığımız anın farkına varabiliyorsak eğer ve bu anları dolu dolu insanlığa yararlı bir şekilde yaşıyor isek, her yaşadığımız an, bizi gün geçtikçe kitaplaştırır.
Bazen hayatın seyrini değiştirmek isteriz ama değiştiremeyiz. Bir çok insanla yaşadığımız birliktelik, hayatımızın büyük bir bölümünü alır, arkadaşlık namlusunun yönünü belirler. Ve bizlerle birlikte hayatlarını idame ettirir. Biz yalnız yaşayamadığımız gibi, tek başımıza da bir şey de ifade etmeyiz. Çünkü yalnızlık sadece Allaha mahsustur. Bundan dolayıdır ki hayatımıza giren arkadaşlarımızı çok iyi seçmemiz gerekir.
Arkadaşlarımızın bir çoğu bazen bizim çocukluk anlarımızla birlikte olan ve bizimle birlikte büyüyen, bazen de sonradan tanıdığımız insanlardır. Şimdi ki arkadaşlığın bir çoğunun yüzünü bile göremiyoruz. Evet sosyal medyadan bahsediyorum. Sosyal medyadaki arkadaşlık bazen yazışmalardan öteye gitmemektedir, bazen de yazışmaların dışındaki görüşmelerde de son bulabilir. Bundan dolayıdır ki namluların menzili bazen tehlikeleri boyutlara da varabilir ve hedef noktaları insanların nasıl kullanılacağı hesaplarına gelir. İşin reklam boyutu aslında iyi bir boyuttur. Çünkü isteyen istediği reklamdan ihtiyaçları doğrultuda faydalanır. Ama namlunun doğrultusu insanın kendisine zarar vermek ise o zaman tehlikenin boyutu bazen kurtarılamayan hayatlarla ölçülür. Ve bir çok ailenin gözleri yaşlı kalır.
Bir de işe, okula giderken ve ya herhangi bir yolculukta tanıştığımız, hemen hemen her gün olmasa da haftada bir iki gün gördüğüm insanlardan oluşan arkadaşlık gurubumuz vardır. Onlarla aramızdaki diyalog ise sadece yolculuk sırasındaki zaman kadardır. Tabii ki oturduğumuz mahalledeki site veya apartmandaki kişileri de unutmamak gerekir. Kısacası bu unsurları çoğaltmak mümkün. Benim burada anlatacağım uzun ve doğru bir arkadaşlık. Biz ne kadar iyi arkadaşlara ve ya arkadaşa sahibiz. “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” demişler. Yani sen nasıl bir karaktere sahip isen, arkadaşların da o karaktere yakın birisidir. Çünkü insanlar birlikteliklerini anlaşabilecekleri insanlarla birlikte sürdürürler. Kafa yapısı farklı olan insanların arkadaşlıkları sağlıklı ve uzun olmaz.
Bazen yanılırız arkadaşlarımızı seçerken. İşte o zaman hayat bize zehir olur. Ve kendimize çok kızarız. Neden böyle bir yanlışlık yaptık diye. Aslında unutmamamız gereken bir şey var ki, insanoğlu çiğ süt emmiştir. Biz çok iyi bir arkadaş zannederken, arkadaş sağ olsun almış başını, elinde kazma ve arkamızdan kuyu kazar. Ama erken fark edersek kazdığı kuyuya kendi düşer. Böylelikle namlunun yönü değişir. Aslında arkadaşın namlusu arkadaşın yüreğinden sizin için geçirdiği ve yapmak istediği duygulardır.