1- Hey be güzel Allah'ım sen nelere kadirsin. Şimdi bir Fetö olayı var ya, adam küçük çocuğunun ismini değiştirdi. Be mübarek hiç mi düşünmüyorsun, Fethullah ismi mübarek bir isimdir ve şahsiyetlerin iyiliği veya kötülüğüyle birlikte bu isimler kültürümüzden öyle şakkadak koparılamaz. Ayrıca manası güzel ve dini bir isimdir. Ayrıca bahse konu kişinin dikkat ederseniz ismi Fethullah değildir, Fetulahtır. Ama adam öyle bir korkmuş olacak ki -artık neyse sebebi- sabisinin ismini bile değiştiri verdi gari.
2- Ah Ulan Ah. Derler ya; Cafer s… bez getir, sulu s… tez getir. İşte bir zamanların makam ve mevki sahibi kişi terki diyar ederkene arkasında 4 kişi varmış. Yıllar yıllar önce duymuştum daha ilk çalışma hayatımın başlangıcında; tüm bu makamlar ve mevkiler emanettir, geçicidir. Kimse kendini bulunmaz Hint kumaşı sanmasın, vazgeçilmez değildir. Hele ki devlet hizmetinde hiç kimse demesin ki kendisinden sonra o görev bir daha eskisi yapılamayacak diye. Al sana işte, gittin eyledin devran. Bal gibi de işler rayında, hemi de eskisinden daha tıkırında. Ayrıca bir sürü kalp kırıklığı ile tarihe kötü bir leke gibi durdun. Kimse seni hatırlamayacak yada iyi bir şekilde hatırlamayacak diyelim. Çok değerli ve yetenekli genç ve fedakar insanların yerleriyle oynadın ve kapasitelerinin çok altında bir yerde görevlendirdin. Şimdi sana dua etmediklerine bahse girerim. Gittin ya, artık yolun açık mı olur, kapalı mı, bilemedim ben şimdi.
3- Bu millet böyle değildi, ne zaman oldu? Sanırım Dallas dizileriyle atılan tohum, Arka Sıradakiler ve Biri Bizi Gözetliyor ile serpildi. Mesela şu; YÖK bir tespit etti ki Ukrayna ve belki de Bulgaristan başta olmak üzere bazı ülkelerde para karşılığı Tıp ve belki de Diş, Eczacılık ...vs bölümlere para ile kayıt yaptıranlar, pandemi dolayısıyla bir defalığına mahsus yatay geçiş ile Türkiye'deki üniversitelere kayıt yaptırmışlar. YÖK bu yeteneksiz para babalarını tespit etmiş tek tek ve üniversitelere yazı yazmış bunları atın diye. Yazıklar olsun size. Sizin hakkınız değil o bölümleri okumak. Sizde yurdum insanı gibi çalışın ve hak ettikten sonra okuyun okuyacağınızı. Diyorum ben hep, ne olduysa oldu, dizi ve saçma sapan programlarla bir kısım insanımızın genleriyle oynadılar ve helal-haram nedir bilmiyorlar. Ama YÖK tespit etti ya, öğrenecekler, hemi de pis öğrenecekler....
4- Bir arkadaşım diyor ki; yahu Allah rızası için dizinin ismine bak, hizaya gel; SADAKATSİZ. Yani böyle şey mi olur? Milletin aklıyla oynuyorlar. Eve geldim ki bu dizi oynuyor. Hayatta hanıma şunu izle, bunu izleme demem. Ama dedim, izlemeyeceksin. Konusu beni ilgilendirmiyor. Zaten isminde meymenet yok. Ben anlamıyorum RTÜK memurları daha film yayın hayatına girmeden niçin uyarı vermezler. Bir kelime adamı idama götürür ve bir kelime adamı darağacından kurtarır. Kelimelerin gücüne inanmamız gerekiyor. Ülkem ve halkım adına bu tür isminde bile huzursuzluk kokan dizileri, oyuncuları, destekleyenleri ve buna gönlü razı olanları Allah'a havale ediyorum.
5- Baz istasyonlarının su depolarıyla kamufle edildiğini biliyor muydunuz? Ya da bazı akar-yakıt reklam panoları veya saat kulesi içine. Kimisi de kolon şeklinde apartmanın tepesine gizliyi veriyor. Bu işte daha önce çalışmış ve enva-i çeşit yollarla baz istasyonlarını gizlediklerini anlatan kişi beni şaşırtmıştı. Batman'daki birçok apartmanın tepesinde bu gizli baz istasyonları var. Sırf para kazanmak için her türlü olaya razı gelenlere laf söyleyebilirsiniz ama şu da bir gerçek ki mobil telefonlarımızın her noktadan çekmesini de sağlayanlar işte bu baz istasyonlarının kendisi. Artık verem mi oluruz, kanser mi, bilemedim şimdi :)
Kitap zamanı: Yazar Markus Zusak'ın HİÇ adlı romanı. Martı Yayınları tarafından 2013'te ülkemizde yayına sunulan eser hoşça vakit geçirmek için okunabilecek 460 sayfalık bir eser. Hayatın keşmekeşinden, pandeminin ve dövizin pik yapmasından ve gıda başta olmak üzere ev ve araçlara gelen fahiş zamdan bunalanlara son yılların yabancı romanlarını öneririm, kafayı dağıtmaya iyi geliyor.