Geçen sene çatıların havaya uçtuğu, alışveriş merkezlerinin bu yüzden gün boyu kapalı olduğu bir ilk yaşanmıştı.
Aslında küresel iklim değişikliği ülkemizin bazı kesimlerinde on yıldır kendini hissettiriyordu. Ama yurdum insanı bana bir şey olmaz triplerinde olduğundan “yumurta kapıya dayandığında” anlayacaktı ve tam da böyle oldu.
Batman kent merkezinde fırtınadan dolayı bir sitede bulunan 10 civarında araç maddi hasar görmüş, yaralanan kişilerin olduğu söylenmişti.
Ülkenin batı kesiminde küresel iklim kendini hissettiriyordu dedik ya, mesela Antalya’da hortumları buna örnek gösterebiliriz. Yabancı filmler de gördüğümüz felaket senaryolarında ve okyanuslarda yaşanan bu doğa olayı artık ülkemizde.
Çatıların uçuştuğu ve küçük küçük felaketlerin gazete sayfalarını süslediği haberler artık Batman’da.
Peki, buna bir çare bulunamaz mı? An azından kısa zaman diliminde?
Öyle ya, küresel ısınma ve iklim değişikliğine çare henüz net olarak bulunamamış ama uçuşan çatılara bir çare bulunamaz mı?
Biraz araştırdık ve ilgili yetkili kişiler şunları ifade ettiler;
Apartmanların çatı katları genelde kaçak çıkılıyor. Devasa bütçelere gerek yok. Yapımında imar planı ve ruhsat net değil. Genelde boyacılar ve kaynakçılar bu işi üstleniyor. Eğer çelik konstrüksiyon ise eski kaynakçı, eğer doğramadan yapılıyorsa eski boyacılar bu işi üstleniyor. Otocad denilen proje okuma programı bilmeyen bu kişiler bir kar yağdığında bile çatı mukavemeti hesabını yapmaktan çok uzaklar.
Ver üç kuruş parayı, al sana çatı katı. Üstelik de tüm dam oturan kişiye ait olduğundan da tercih edilen bir durum. Peki, bu ilkel anlayışın bir sonucu olarak pert durumuna gelen kasko sigortasız araçların vebalini ve ülke ekonomisine olan zararı ne olacak?
Ayrıca yaralanan ve ileride muhtemelen ölümlerin bile yaşanabileceği bu durumun sorumlusu kim?
Sorumsuz mal sahibi mi, görevini yerine getiremeyen ilgili kişiler mi?
Çatılarda bulunan dam olukları, metal saçlar, ahşap doğramalar rüzgârın gücüyle savrulduklarında birer bomba şarapneli gibi insanı biçebiliyor.
Bazı vatandaşlar rüzgarlı günlerde yürürken sürekli havaya baktıkları için takılıp yere düşebiliyor..
Sorunu dile getirdik ve şimdi de çözüm üretelim; bu işlerle direkt ilgili memurların bir an önce apartmanların damında bulunan sundurmaları, çatı süslemelerini bir an önce kontrol etmeleri gerekmekte. Apartman yöneticileri bir an önce mühendisler odası aracılığıyla sağlamlık konusunda gerekli testleri yaptırmaları gerekmekte. Bundan da öte vatandaşlar da çatı sağlamlığı konusunda bir endişeleri var ise resmi kurumları harekete geçirmek için dilekçelerini vermek durumundadırlar. Yoksa Allah göstermesin birçok insanın evinde matem olması içten bile değil
Kitap Zamanı: Kitabın ismi Tarih Sosyolojisi. Derleyen Ramazan Yelken. Vadi yayınlarından çıkan bu eser birçok yerli yabancı yazarın imzasını taşıyor. Özellikle de Yasin Aktay tarafından kaleme alınan kısmı okunmaya ayrıca bir değer. Tarihi okumalarda başvuru eseri olabilecek bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Siirt Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Hocaları derste bu eserden faydalanmaktadır.